Paylaş
16 Nisan'dan beri aynı konuda yoğunlaşan çok sayıda mektup, faks ve telefon alıyorum. Konu şu: 16 Nisan tarihli Sabah Gazetesi'nin haberine göre, Çingene yurttaşlarımıza hakaret edilmiş, birtakım ırkçı söylemlerle bu insanlar küçük düşürülmüş ve onlar da Cumhurbaşkanı'na şikáyette bulunmuşlar. Sayın Demirel gereken tepkinin verilmesi için durumu Başbakanlık'a, Başbakanlık da Diyanet'e iletmiş ve Diyanet İşleri de ‘‘yanlışlığı düzeltmek üzere’’ bir ‘‘Çingene fetvası’’ yayımlamış...
Yayımlamasına yayımlamış da, vatandaş bu fetvayla bir açığı kapatırken daha büyük bir açıkla yüz yüze gelmiş ve ne yazık ki kafasının tası atmış. Çünkü Diyanet'in fetvası Çingeneler'in onurunu koruyayım derken Kuran'ı, dinimizi ve dindaşlarımızı töhmet altında bırakan ve esasında Kuran dışı olan bir ifadeyle kaş yaparken göz çıkarmış.
Temel sıkıntı şurada: Diyanet, hem de bir ayeti öne çıkararak Allah'ı, korkudan başka şeye değer vermeyen bir kudret gibi göstermiş... Üzücü ve kaygılandırıcı...
Sabah'ın yazdığına göre, Diyanet şunu demiş: ‘‘Hiçbir ırkın diğer bir ırka üstünlüğü yoktur. Bu husus bir hadis-i şerifte buyrulmuştur. (Bu doğru) Kuran-ı Kerim'de de ‘‘Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız O'ndan en çok korkanınızdır’’ (Hucurat, 13) buyurulmuştur.’’ (İşte bu doğru değil!)
Yurttaşlarımızı çileden çıkaran, bu sözlerde geçen şu meal cümle: ‘‘Allah yanında en değerli alanınız O'ndan en çok korkanınızdır.’’
Yurttaşlar şunu soruyor: Diyanet gibi bir kurum, Allah'ı, korkuyu biricik üstünlük ve seçkinlik ölçüsü yapan bir kudret olarak gösterirse, bunun yarattığı zihin ve kültür zemini din adına dehşet, kin ve şiddetten başka ne üretebilir? Ve dine, Allah'a bakışı bu olan bir Diyanet, din adına sergilenen kin ve terörle mücadelede bu ülkeye ne verebilir? Yazık değil mi bize, yazık değil mi güzelim dinimize ve yazık değil mi bu ülkeye ve halka!
Şu da soruluyor: En iyi insan, en çok korkan insansa İslamiyet'te sevginin, iyiliğin, samimiyetin, paylaşımın değeri olduğu söylenebilir mi? Biricik üstünlük ölçüsü korku mu? Ayet gerçekten böyle mi diyor, yoksa birileri yanlış mı yapıyor?
Ayet öyle demiyor, birileri yanlış yapıyor. Bu yanlış ‘‘takva’’ kavramının Kur'ansal yapısının dışına çıkarılıp korku aracı yapılmasından kaynaklanıyor. Geleneksel hurafe ve yerel yorum dini, takva konusunda da Kuran çizgisinin dışına çıkmış ve sizin gibi milyonlarca insanın yıllar boyu şikáyetçi olduğu sakatlıklara vücut vermiştir.
Takva kavramı üzerinde, gelecek yazımda duracağım ve Diyanet'in ‘‘Çingene fetvası’’nda yer alan ‘‘en çok korkanınız’’ sözünün Kuran'da bu anlamda yer almadığını, benzeri hatalara da dikkat çekerek ayrıntılarıyla göstereceğim.
Bugünkü yazımı bir noktaya daha dikkat çekerek bitirmek istiyorum:
Çingene yurttaşlarımızı rencide eden insanlık dışı sözler bundan yıllar önce yine gündeme gelmiş ve benim konu üzerinde durmamı isteyen Çingene gönüldaşlarım olmuştu. Bu konuyla ilgili olarak ben o zaman, bu köşede iki yazı yazdım. Tarihlerini anımsamıyorum ama, bu yazılar şu anda 6. baskısı yapılmış olan ‘‘Çıplak Uyarı’’ kitabımın 47-49 ve 102. sayfalarında yer almaktadır.
Paylaş