Atatürk'ü okuyabilmek

Yaşar Nuri ÖZTÜRK
Haberin Devamı

Kuran'ı okuyup anlamadan Müslüman olmaya kalkmak iddia ve alışkanlığımızın yarattığı zihniyet bozukluğu, birçok konuda işi sloganla kotarma hastalığına tutulmamıza yol açmıştır. Bu bozukluğun belirginleştiği alanların başında, Mustafa Kemal Atatürk'ün ‘‘Nutuk''unu okumadan ‘‘Atatürkçü'' olmaya kalkmak gelmektedir.

Kuran'ı okumadan Müslümanlık, Nutuk'u okumadan Atatürkçülük, öyle mi?.. Peki sonuç? Sonuç şu: Başına Arap takkesi geçirirsen dindar, yakana Atatürk rozeti takarsan Atatürkçü olursun! Ne güzel, ne ucuz, ne keyifli, değil mi?

İlkin öyle görüldü, ama sonradan anlaşıldı ki bu iki ucuzculuk ülkemizin felaket tablolarına vücut veren bir gaflet ve aldanışın ta kendisidir.

Fikir ve iman mücadelemin tarih ve millet önünde tescil edilmiş çilesinin bana verdiği yetkiyle şunu söylemek hakkına sahip bulunuyorum: ‘‘Kuran'daki İslam'' kitabımla milyonlara Kuran'ı okuyup anlamanın gereğini öğrettiğim gibi, ‘‘Yeniden Yapılanmak'' kitabımla da Atatürk'ü okumanın gereğini gösterdim. Ülkedeki sıkıntıları aşmada bu ikisinin kaçınılmazlığını anlamak için, Atatürk'e sövenlerle ‘‘din adına Kuran'dan rahatsız olanlar''ın aynı odaklar olduğuna dikkat etmek yeterlidir.

Ne dedik, ‘‘Yeniden Yapılanmak''ta? Şunu: Cumhuriyeti kuran irade, imparatorluğu içinden kemirerek yıkan hurafenin (namı diğer Kuran dışı dincilik) tabelalarını devirdikten sonra en güzel dinin esasını kitleye tanıtmanın ilk ve en önemli adımını hayranlık verici bir basiret ve dirayetle atmıştır. O adım, çağın en büyük müfessiri Elmalılı'ya TBMM'nin karar ve isteğiyle hazırlatılan Kuran tercüme ve tefsiridir. Yani dokuz ciltlik o aşılamamış Elmalılı Tefsiri.

Atatürk; hep görmezlikten gelinen, ama temel çözümün hareket noktası olan bu icraatında, sadece aklının değil, gönlünün de işin içinde olduğunu vurgulamak için Tefsir'in finansmanına bizzat katkıda bulunmuştur.

Bu bilinmeli ve altı sürekli çizilmeliydi. Yapılmamıştır. Şu da bilinmelidir: 1990'ların, otuza yakın ilahiyat fakültesinin yer aldığı Türkiye'sinde, İslam konusunun her seviyede en güvenilir, en değerli başvuru kaynağı hâlâ Elmalılı Tefsiri'dir. Elli yılı aşkın bir süredir amansız bir din sömürüsüyle ülkenin anasını ağlatan politikalar ve engizisyona taş çıkartma noktasına gelen din ticareti, sövüp durdukları devir ve kişilerin vücuda getirdiği o dokuz ciltlik eserin değil yerine, yanına bile koyabileceğimiz bir şey henüz üretememişlerdir.

Atatürk, Cumhuriyet ve bunlara bağlı tartışmalar alanının en hayati mesajı, tarihsel bir belge halinde, işte budur. Gerisi boş laf.

İşte bunu söyledik, ‘‘Yeniden Yapılanmak''ta ve Kuran'daki İslam'ın milyonlardan oluşan iman çocukları bunu fark ettiler. Bu imanın evlatlarından Nejdet Mete'nin mektubundan birkaç satır okuyalım:

‘‘İnsanın, hayatını, düşünerek, Allah'a hesap vereceğini bilerek ve yalnız O'ndan yardım dileyerek düzenlemesi gerekiyor. Bu nokta, serbest inancı teminat altına alan laikliğin de, demokratik düzenin de esasıdır. Bu nokta, Kuran'ın Türkçe meal ve tefsirini büyük alim Elmalılı Hamdi'ye yaptıran ve eseri şahsen finanse eden Atatürk'ün, düşüncelerini Kuran'dan kaynaklandırdığını da düşündürmektedir. Anlaşılan, Atatürk durumu değerlendirmiş, ortamı müsait bulmadığı için konuyu Kuran kaynaklı olarak tartışmaya açmamıştır.''

‘‘Bizce, gerçek Atatürkçülük kavramında, Kuran-ı Kerim'in bilimsel olarak çok iyi anlaşılması ve böylece inanılması gerektiği saklıdır.''

‘‘Kuran, inanarak yararlı iş yapmaya yönelik her türlü ilim, eğitim ve faaliyeti esas ibadetler arasında göstermektedir. Bu demektir ki, inanarak yararlı iş yapmaya yönelik tüm faaliyetler ‘‘din eğitimi''nin ta kendisidir. ‘‘Dini eğitim'' diye soyutlanmış bir kavramı Müslümanlığa mal etmek yanlıştır. Çocuklarımıza, Kuran'ın anlamının (Türkçe mealinin) özellikle sık sık tekrarlanan çalışma ve yararlı iş yapmaya (salih amel) yönelik emirlerin öğretilmesi kaçınılmazdır. Yönetici ve politikacıların ‘din’ adı altında bazı konular yerine doğrudan doğruya Kuran'ın okutulması konusunda gerekeni söylemekten kaçınmaları, hurafeci din istismarcılarını cesaretlendirmekte ve ülkenin zamanı boşa harcanmaktadır.''

Yazarın Tüm Yazıları