Alternatif yok mu?

Türkiye’yi dünyanın önünde rezil eden AKP iktidarından görünürde şikâyet etmeyen yok.

Haberin Devamı

Fakat, acaba bu şikâyet seslerinin kaçı samimi? Dışarıdan Haçlılarca kotarılan ve içerideki beslemelerce desteklenen ‘AKP’yi yaşatma tezgâhı’, AKP’ye destek hizmetinde yeni bir yöntem geliştirdi:

 

Yeni yöntemin kısa tanımı şu: Görünürde şikâyetçi ol, mağdurlardan aferin al; sonra usta bir manevrayla şöyle konuşmaya başla:

 

“Durum iyi değil ama ‘alternatif’ yok. Lider yok, program yok, kadro yok. Elini taşın altına koymak üzere ortaya çıkan yok. Ne sağdan hayır var ne soldan. Yine kala kala AKP kalıyor.”

 

Türk halkı önünde tüm itibarını yitirmiş, saygınlık sıralamasında en alt sıraya düşmüş‘destekçi’ medyanın mandacı ve meddah kalemleri kitleyi çıldırtmadan AKP meddahlığı yapmanın yolunu işte böyle buldu. Vuruyor gibi görün, ama okşa, destekle, palazlandır, açıklarını kapat...

Haberin Devamı

 

Sormazlar mı:

 

“Alternatif yok ne demek arkadaş? 80 yıllık Atatürk Cumhuriyeti, Türkiye’yi dincilik cehenneminin gayyasına gömmek isteyen Haçlı işbirlikçisi ekipler dışında hiçbir kadro yetiştiremedi mi?!Sen ‘alternatif’aradın da mı bulamadın? Alternatif olarak öne çıkardığın değerleri barındıran hiçbir parti programı yok mu? Say şu ‘yoklar’ hanesine koyduğun partilerin adını ve göster programlarını bakalım, o istenenleri, beklenenleri içeren hiçbir siyasal proje yok mu?”

 

‘Yok’ diye başlık atıp sıraladıklarınız, 3 Kasım öncesinin, halk tarafından kaldırılıp atılmışları. Peki, yeni oluşanların adını neden saymıyorsunuz? Onları da sayın bakalım; aranan, özlenen şeyler onlarda da mı yok?

 

3 Kasım öncesinin dibe vurmuşları ile onların yeni ve daha yozlaşmış yavrularını bırak da ‘gerçekten yeni’ olanlara bak.

Haberin Devamı

 

AKP’nin hezimet ve reziletiyle tökezlemiş ülkeyi ayağa kaldırmak üzere güçlü dip dalgalarının yarattığı oluşumları neden irdelemiyorsunuz? Arıyorsanız, bu yenileri neden görmüyorsunuz? Görmek şöyle dursun, bu yenileri neden ısrarla ve inatla yok gösteriyorsunuz?

 

Fikri, felsefesi, programı, seçime girme hakkı, eseri, birikimi ve dirayetiyle ortada duran ‘Gerçek Yeni’yi asla ve asla gündeme getirmiyorlar. Bütün teoriler, teklifler, varsayımlar ‘Gerçek Yeni’nin anılmaması üzerine kurulu. Türk basınının duayenlerinden birine bunun nasıl olabildiğini, böyle bir vicdansızlığa nasıl tahammül edebildiklerini sordum. Cevabı onurlu, kısa ve açıktı:

 

“Gerçek yenide mama yok, mama! Bunlar mamayı görmeden ağızlarını açmazlar.”

Haberin Devamı

 

Peki, şöyle mi düşüneceğiz: “Bunlar insandan çok, mamaya bakan, ağzını ve kalemini mamaya göre ayarlayan yaratıklardır.”

 

Türk medyası denince böyle mi düşüneceğiz?

 

Ben böyle düşünmeyeceğim ama anlaşılan, ‘mamacılar’a verilen talimat şu:

 

“Önce, ‘gerçek yeni’yi yok farz edip durumu ondan sonra değerlendireceksiniz. Böyle yaparsanız, hem şikâyetleri gündeme getirip halkı memnun edersiniz, hem de AKP dışında henüz alternatif bulunmadığını söyleyerek AKP yalakalığı görevinizi yapmış olursunuz.”

 

İşte, medyanın büyük çoğunluğu bunu yapıyor. Kimi bilerek, kimi bilmeyerek. Ama yaptıkları bu!

 

Türkiye her konuşulduğunda ‘gerçek yeni’yi yok saymak, değerlendirme ve ahkâm kesmeyi ondan sonra yapmak bunların temel tavrı. Şeytanlarından, baronlarından ve Haçlı efendilerinden aldıkları emir ve ferman bu.

Haberin Devamı

 

Bu halk bunlara şunu neden sormuyor: “Sizin samimiyetiniz, vicdanınız var mı?”

 

Evet, sormuyor; belki de soruyorama cevap alamıyor.

 

İşin gerçeği şudur: “AKP, ümitlerimizi batırıp Türkiye’yi dibe vurdurdu, ama ne yapalım ki başka bir alternatif yok. Yine ona yönelmek gerekiyor. AKP sayesinde, hiç değilse, istikrarlı bir hükûmete (!) sahibiz.” diyerek dolaylı yoldan dinci saltanat meddahlığı yapanlar, oradan buradan beslenen mandacılardır.

 

Hükûmette istikrar varmış! Peki, rejimde istikrar var mı? Türkiye’nin durumunda istikrar yok. Hükûmet çubuğunu yakıyor ama ülke ve huzur eriyor.

 

“Alternatif yok” teranesi hayasız bir teranedir ve bizzat Haçlılar tarafından kotarılan bir yıkım ve çökertme politikasının uzantısıdır. Bu ülkeye, bu millete en ağır hakarettir.

Haberin Devamı

 

Ülkeyi yangın yerine çevirmiş Haçlı işbirlikçisi dinci saltanatın, onca hezimete rağmen tekrar ümit gibi gösterilmesi,güdümlü bir yalakalık görevinin ifasıdır.

 

Biz, bu noktada, ‘güdümlü yalakalar’a tarihin ve Tanrı’nın huzurunda şu üç soruyu soracağız:

 

1. Siz, Haçlıların talimatı yönünde, Haçlı emellerin amacına varmasını sağlamak üzere,  Atatürk Cumhuriyeti’ni Talibanlaştırmakiçin çalışanları su başlarında tutmak isteyen sömürge çocukları mısınız? Sizin, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk halkı diye bir meseleniz yok mudur?

 

2. Siz, gaflet ve dalâletin en şaşırtıcı örnekleri olarak tarihin utanç listesine yazılmayacağınızdan emin misiniz? Sağcınız var, solcunuz var, liberaliniz var, dinciniz var, boheminiz var, hedonistiniz var, daha bilmem neleriniz var.

 

3. Ortak yanınız, Türkiye’yi çökertmek pahasına, Haçlı kurmaylardan prim ve itibar sağlamak düşüklüğü olarak görülüyor. Bundan haberiniz var mı?

Yazarın Tüm Yazıları