Türk basketbolunun, Avrupa'nın en iyilerinden biri olduğu kesin. Şu anda en iyisi olmaya çaba gösteriyoruz. Takım egosunu gerçekleştirirsek bu olur. Türkiye'de bu iddiada başka bir spor dalı yok.
MİLLİ Takımımız'ın Avrupa Şampiyonası'ndaki performansı basketbola son zamanlarda ilgi duyanlar için üzücü görünüyor. Ama basketbolu, geçmişinden bugüne kadar takip edenler için bu sonuç üzücü değil. Bundan 10 yıl önce Sırbistan'a yenilip üzüleceğiz desek, kimse inanmazdı. Sırbistan maçının ve belki de turnuvanın en çarpıcı sahnesi, Sırp oyuncuların ortada birleşip halay çekmeleriydi. O kadar çok sevindiler ki bizi yendiklerine. Onlar Türkiye'yi yendik diye seviniyorlarsa, bizim üzülmememiz lazım.
Önce çıkma şuuru
Bu turnuvada da gördük ki, bizim derdimiz kişisel egolar. Bakın Sırbistan takımına. Onlarda bir tane NBA oyuncusu var ve onlar bu oyuncuya ekstra şans verip kendi içlerinde eritmişler. Biz de ise 4-5 tane NBA ya da NBA oyuncusu ayarında basketbolcumuz var. Biz bu oyuncuların şuur altındaki öne çıkma huylarını yenemedik. Bu takıma, şahsi
ego yerine takım egosunu yerleştiremedik. Önce takım oyunu diyerek, oyuncunun kafasından bireysel istatistiği atmak kolay değil. Türkiye'de ‘‘Team ego’’ kavramı yok ne yazık ki. Basketbolun en büyük isimlerinden Bill Russel yıllarca bireysel istatistikleriyle zirveye oturmuştu. Russel bir kitap yazdı. Kitabında, ‘‘11 yıl şampiyon olduk. Basketbol hayatımda tek üzüldüğüm şey 12. şampiyonluğu kazanamamak oldu’’ diyor. İşte team ego kavramı bu. Önce takım. Ama tüm bunlara rağmen Türk basketbolunun, Avrupa'nın en iyilerinden biri olduğu kesin. Şu anda en iyisi olmaya çaba gösteriyoruz. Takım egosunu gerçekleştirirsek bu olur. Türkiye'de bu iddiada başka bir spor dalı yok.
Avrupa Basketbol Şampiyonası'nda kenar yönetimin yanlışı yoktu. Ama handikapı vardı. Teknik yönetimle oyuncular uzun zaman birarada olursa bunun hem avantajları vardır, hem de dezavantajları. Uzun süre birliktelik, heyecan ve coşku faktörlerini bir dereceye kadar kısıtlıyor. Bunların yerini daha çok takım anlayışı ve özveri alıyor. Ama bu anlayışlar bazen öne çıkar, bazen çıkmaz.