Büyük ressamımız Kayıhan Keskinok

Onun 10 gün önce VALÖR Sanat Galerisi’nde açmış olduğu resim sergisini gezip gördüğümden sonra ona karşı olan saygım, sevgim bir kat daha arttı.

Haberin Devamı

Zira bana bir kez daha DESEN nedir nasıl çizilir dersi verdi. Olayın etkisiyle yıllar öncesine gittim. Yıl 1963. Gazi Eğitim Enstitüsünün sınavını kazanmıştım, okula kaydımı yaptıracağım ve beni okula kaydedecek olan da o zamanlar, GEE’de idareci ve Müdür Muavini Kayıhan KESKİNOK Hoca. Odasının kapısını çalıp içeriye girince sanki karşımda o zamanın efsane “Rüzgar Gibi Geçti” filminin aktörü Clark Cable bana bakıp güler yüzle hoşgeldin diyor. (Kayıhan beyi ünlü aktöre çok benzetirdim) Ona uzattığım evrakları alıp kontrol ettikten sonra “Senin kaydını yapamam çünkü evrakların eksik” deyince başımdan aşağı kaynar suların döküldüğünü hissettim. Kayıhan hocam benim bu halimi görünce “Merak etme, ben senin kaydını yapacağım ama sen süratle gidip bu eksik evrakı imzalatıp getireceksin” deyip, benim için hayati önem taşıyan olayı halletmişti.

Haberin Devamı

HER ŞEYİ KONUŞURDUK

O, bugün Türk sanatına damga vurmuş birçok değerli sanatçının (Süleyman Saim Tekcan, Ali Candaş, Zafer Gençaydın, Adem Genç, Veysel Günay, Zahit Büyükişliyen, Yalçın Gökçebağ gibi) hocası olmuştur. Bizim öğretim metodu ve FORM -İNŞA dersimize gelirdi. Her ikisi de çok elzem dersimizdi. Form ve İnşa dersimiz bizlerin sanat görüşlerine çok önemli katkılar yapmıştı. Örneğin. Çağdaş sanat, güncel sanat, modernizm gibi kavramları incelemeye, irdelemeye yöneltmiş, adeta bu günlerin işaretini bizlere vermişti. Kendisi bizlerle arkadaş gibiydi. Atölye de çalışırken yaptığımız resimlerle ilgili uzun uzun tartışmalar yapar, bu, zaman zaman sabahlara kadar sürerdi. Her an yanımızda idi onunla her şeyi konuşur tatlı tatlı sohbet ederdik.

DÜĞÜNÜ FİLME ALMIŞTIK

Galiba 1980’li yıllardı. Ben o zaman TRT de “Sanatçının Dünyası “ adında belgesel çekiyordum. Kayıhan Bey de sanatçımızdı. Eşinin memleketi olan Görele’ye gitmiştik. Orada onunla ilgili çok güzel çalışmalar yaptık. Hatta bir Karadeniz Düğününü baştan sona filme almıştık.
Sanatçımız o zamanlar Karadeniz’le ilgili resimler yapardı. Özellikle düğünleri onun başta gelen konularındandı. Bu yüzden Onu çokları Karadenizli olarak bilirler ki. Aslında İzmirlidir.

Haberin Devamı

BİR KEZ DAHA DERS ALDIM

Sonraları sirkte yaşayanları konu olarak ele aldı. Özellikle ip cambazları benim dikkatimi çekmiş çok hoşlanmıştım. Çünkü olaya tepeden baktığı için zor bir perspektifi kullanmış ve başarılı bir kompozisyon yaratmıştı. Daha sonraları mitolojik konular devreye girmiş, Kadın-boğa, Kadın-At, Kadın-Erkek temalarını ele almış, uzun süre bunları fantastik düşüncelerle resimlerine uygulamıştır. Elbette onun DESEN sağlamlığını görmeden geçemeyiz. Yaptığı figürlerdeki desen anlayışı bence hala ders alınacak mahiyettedir.90 yaşına rağmen sergisinde yaptığı tablolardaki desen anlayışı tap taze, sanki Kayıhan Hoca bunları 30 yaşında yapmış gibi. Ben onun Valör Sanat Galerisi’ndeki Sergisini 70’lik bir öğrencisi olarak gezerken bir kez daha ondan ders aldım.

Yazarın Tüm Yazıları