BİR değil, HSYK’nın (Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu) iki girişimi var.
2009 ve 2010’da. Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz hakkında.
HSYK, seçim nedeniyle görevinden ayrılan Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e 2009 ve 2010’da şunu öneriyor:
“Ergenekon Dosyasının içeriği bizim işimiz değil. Darbe girişimi var mı, yok mu, kim suçlu, kim değil, biz bunu bilmiyoruz ve de ilgi alanımızın dışında”.
HSYK’yı bir başka şey ilgilendiriyor:
“Ergenekon’da ceza usul yasasına aykırılık iddiaları var. Bu iddialar savcı Zekeriya Öz ile ilgili. Biz Zekeriya Öz hakkında inceleme yapılmasını talep ediyoruz”. İncelemeyi Yargıtay yapacak.
Adalet Bakanı HSYK’dan gelen bu iki talebin ikisini de, geri çeviriyor. Zekeriya Öz hakkında inceleme izni vermiyor.
Aynı Zekeriya Öz, şimdi AKP’nin oluşturduğu HSYK tarafından görevden alınıyor.
ERDOĞAN’IN FRENİ
O tarihte savcı Öz hakkındaki iddialar incelenmiş olsa, belki de bugünlere gelinmeyecek. Belki de, ne sonu gelmez tutuklamalar, ne yayınlanmamış kitap avı, ne basın ve düşünce özgürlüğüne vurulan ağır darbeler, ne Korku Cumhuriyeti yaşanmayacak.
Bütün bu olaylar içte ve dışta havayı öyle oksijensiz bırakıyor ki, frene basmak gerektiği düşüncesi öne çıkıyor. Zekeriya Öz bu aşamada, terfi ettirilerek, görevden alınıyor.
Her ne kadar Başbakan Erdoğan her benzer olayda olduğu gibi, “yargının işi, ben karışmam” dese de, çekilen rahatsızlıklardan doğrudan hükümet sorumlu, savcı Öz’le ilgili tasarrufun hükümetin dışında olduğuna kimse inanmıyor. Frene Erdoğan basıyor.
Kuş uçsa, Erdoğan’a sorulan bir ortamda, aksini düşünmek, saflığı çoktan aşıyor.
Fren mesafesi içinde, hava biraz soğutuluyor. Üzerine şimşekleri en çok çeken eleman ekipten ayrılıyor, yoksa Ergenekon’la görevli diğer savcılar da yerinde, Ergenekon da.
Ama, bundan sonra usulde aykırılıklar azalabilir.
HSYK ÇOK UYUMLU
2009 ve 2010’da HSYK’nın girişimi Adalet Bakanından neden dönüyor, savcı Öz neden şimdi görevden alınıyor?
Seçim soğutması, seçim ferahlığı, seçim zamanlaması.
HSYK’nın Öz’ü görevden alarak, yeni yapısıyla objektif hale geldiği yorumlarına hiç katılmıyorum. Tam tersine, HSYK yeni yapısıyla, iktidarın yargıdaki uzantısı görevini, hem de esaslı biçimde, yerine getiriyor.
İktidar seçim ayarı yapıyor, HSYK itinayla uyguluyor.
On milyon aile sigortası broşürü
HAKKARİ’den bir yurttaş CHP Genel Merkezine geliyor:
“Siz ne kadar oy alırsınız bilmem, ama milletin gözü bu Aile Sigortasında”.
Bu cümlenin Türkçesi, CHP’nin bu seçimdeki en büyük kozlarından biri olan Aile Sigortası’nın halk tarafından benimsenmiş olması. AKP bunun farkında, her fırsatta Aile Sigortası projesini o nedenle kötülemekten geri kalmıyor.
CHP projenin tuttuğunu görüyor, halka daha iyi anlatabilmek adına, on milyon adet Aile Sigortası broşürü bastırıyor. Herkesin anlayacağı, basit bir dille anlatım.
Sandık için eğitim
PEK çok kimse farkında değil. CHP ciddi bir çalışma yürütüyor.
“Sandıklar nasıl korunacak” çalışması. Bunun için konunun uzmanları CHP örgütünü eğitiyor. Çeşitli illerde yürütülen bu çalışma, seçimin sandıklar kapandıktan sonraki aşamada, özünü oluşturuyor.
Eğitim, sandıkta hile yapmaya kalkan olursa, bunun nasıl önleneceğini, ne yapılacağını anlatıyor.
Kaçak yapılaşmaya kıyak: İmar affı
JET hızıyla Meclis komisyonunda kabul ediliyor. İmar Kanununda Değişiklik Teklifi.
Son elli yılın seçimlerine bakıldığında, iktidarlar her seçimden önce mutlaka imar affı çıkartıyor. Bu teklif de, tam imar affı. Sadece af değil, daha da ötesi. Şehir Plancıları Odası Başkanı Necati Uyar şu noktalara dikkat çekiyor:
-Köy statüsüne sahip yerleşme yerlerinde kaçak yapılara imar affı çıkacak. Büyük kentlerin içi, çevresi bu köylerle dolu. Bayılırım bu köylere.
-Tarım alanları imara açılacak.
-Meralar ve yaylalardaki kaçak yapılara af çıkacak, oralar yapılaşmaya açılacak.
-Orman işgalleri affedilecek.
Bu af teklifini getiren AKP’nin bazı İstanbul milletvekilleri. İstanbul olduğuna göre, İstanbul’da neler olacağını siz düşünün.