"ÜYE ülkeler teröre karşı mücadelede kararlı olduklarını ittifakla kabul etmişlerdir. Üye ülkelerden herhangi birinin terörle karşı karşı kalması durumunda, o ülkeyle işbirliği için kararlıklarını bir kez daha teyit etmişlerdir."
Bu ve benzeri masal cümleler sıradan ülkeler ya da sıradan kurumların ağzından çıkmıyor. Bunu söyleyen NATO. Bir, üç, beş, on kez değil, yıllardır her fırsatta söylüyor. Çok büyük dostumuz Amerika ile birlikte.
Dün NATO Savunma Bakanları toplantısında aynı parlak cümleler havada uçuşuyor. Masal destekler, hayal işbirlikleri, boş vaadler.
TÜRKİYE-NATO
Türkiye, NATO’nun en yüksek organı NATO Konseyi’ne doğrudan PKK terörünü bir kez getirmeyi şöyle bir deniyor.
Verilen bilgi karşısında, terörle mücadelede işbirliği nutukları atan o ülkeler taş gibi, hiç birinde ses yok. NATO’da olup da, terörle mücadele eden iki ülke bundan ders alıyor. İspanya ve İngiltere kendi yaşadıkları terörü NATO’ya getirmekten vazgeçiyor.
Bununla birlikte, alt komitelerden biri olan NATO Güvenlik Komitesine Türkiye PKK’yı yine de getiriyor. Hiç bir sonuç çıkmıyor.
Dünkü Savunma Bakanları toplantısında ise, PKK terörü konuşuluyor. Yine herkes kabul vaziyetinde. Teselli ile karışık, uyarılar eksik değil.
IRAK VE ÖTESİ
NATO’nun 80’lerin ikinci yarısından sonra, farklı bir işlevi var. Terörle mücadele.
Afganistan, Somali, Lübnan, Kosova NATO’nun yeni anlayışının ürünü olarak, bu bölgelere asker gönderdiği yerler. Başı Amerika çekiyor. Türkiye buralara asker gönderen ülkeler arasında.
Hatta, Irak’a girmeden önce, Amerika benzer biçimde NATO’yu göreve çağırıyor. Kendisi önde. Çok az ülke katılıyor.
Asıl önemli nokta şu:
1999’da Apo’nun yakalanmasından sonra, bizde terör kesiliyor. 2003’te Amerika Irak’ı işgal ediyor. 2004’te PKK terörü yeniden başlıyor. Nasıl bir tesadüf ise!
Dünyanın çeşitli bölgelerine, terörü önlemek adına giden NATO ve Amerika, konu Irak’a geldiğinde, terörü destekler konuma düşüyor.
İşimiz hiç kolay değil.
30 bin insan 300 milyar dolar
MALİYETİ akıl alacak gibi değil. Her türlü tasavvuru aşıyor.
1984’de başlayan PKK terörü bugüne kadar 30 binden fazla insanın hayatına mal oluyor. 30 bin insan. Klasik savaşlarda kaybedilen insan sayısından bile daha fazla. Kapsamlı savaşlarda ancak bu kadar insan hayatını kaybediyor.
Terörle mücadelenin mali yönü ise, tahminlerin ötesinde. Ulaştığım bilgiler, bu açıdan da ürkütücü.
1984’den bugüne kadar terörle mücadeleye harcanan para 300 milyar doları buluyor.
300 milyar dolar!.. Küçük-büyük yüze yakın baraj, binlerce kilometre yol, binlerce okul, binlerce hastane. Bu para sadece Güneydoğu’ya harcanmış olsa idi, Güneydoğu bugün Batı bölgelerimizdeki gelir düzeyine çoktan ulaşmış olurdu.
Türkiye’nin bugünkü ekonomik gelişmişlik düzeyinin, AB ülkelerine göre geride kalmasında, yirmi yılı aşkın süredir terörle mücadele için harcanan para en büyük rol oynuyor.
300 milyar dolarlık harcama, AB’si ve ABD’si ile Batının terörle mücadelede, Türkiye’yi neden yalnız bıraktığını çok iyi anlatıyor.