BAŞLANGIÇTA kimsenin önemsemediği, tıpkı 367 gibi, ufukta bizi 11. Cumhurbaşkanı tartışması bekliyor.
Cumhurbaşkanı seçmek için, 367 gerekir mi, gerekmez mi, sözleri ilk ortaya döküldüğünde, önce kimse oralı olmuyor. Özellikle de, AKP.
Ne var ki, 367 ile ilgili Anayasacılar farklı yorumlar getirmeye başladığında, iş bir anda ciddiye biniyor. Anayasa Mahkemesi de, 367 zorunludur, deyince, 367’yi bulamayan AKP erken seçime gidiyor. 11. Cumhurbaşkanı seçilemiyor.
Gül seçim sonrasında Çankaya’ya çıkıyor.
16 HAZİRAN
Erken seçime giderken, AKP 16 Haziran 2007 günkü Resmi Gazete’de yayınlanan bir yasa kabul ediyor.
Anayasanın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun. Bunungeçici 19. maddesi şöyle:
"Onbirinci Cumhurbaşkanı seçiminin ilk tur oylaması, bu kanunun Resmi Gazetede yayımını takip eden kırkıncı günden sonraki ilk Pazar günü, ikinci tur oylama ise, ilk tur oylamayı takip eden ikinci Pazar günü yapılır."
Aynı yasa Anayasa’nın 101. maddesini şöyle değiştiriyor:
"Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilir."
Bu iki maddeyi yan yana okursak, ortaya çıkan hukuki sonuç şu:
"11. Cumhurbaşkanını halk seçer."
BANA NE
Bu yasa referandum anlamında. Referandum 21 Ekim’de. Zaten 21 Ekim için, sınır kapılarında oy verme işlemi başlıyor.
Ne için oy verme? 11. Cumhurbaşkanını halk seçsin mi, seçmesin mi, anlamında, Anayasa değişikliği halka soruluyor.
Sandıktan, "evet, Cumhurbaşkanını halk seçsin" kabulü çıkarsa, hukuki sonuç çok net:
11. Cumhurbaşkanını halk seçecek.
E, ortada seçilmiş 11. Cumhurbaşkanı var, o ne olacak? İşler bu noktada Arap saçına dönme eğiliminde. Tam hukuki bir karmaşa. Bu durumda:
1- Gül, "bana ne, ben seçildim" diyecek. Onu destekleyen Anayasacılar, "işlem tamamdır, tamamlanan işleme dokunulmaz" diyerek, onu savunacak.
2- Muhalefetle birlikte, başka Anayasacılar da, "yoook öyle, burası Türkiye, referandumdan geçmiş yasa var, ona göre, 11. Cumhurbaşkanı halk tarafından ve yeniden seçilecek" diye ayağa kalkacak.
Ve muhteşem soru: 11.Cumhurbaşkanı Gül mü, değil mi?
16 Haziran tarihli Anayasa değişikliğine göre, Gül değil. Çünkü, o yasa, üzerine basa basa, "11. Cumhurbaşkanını halk seçer" diyor.
Bu karmaşanın hukuki çözümü, o değişikliği kaldıracak yeni bir Anayasa değişikliği. Onun için AKP’nin 367’yi bulması gerek. Bulur mu, bulmaz mı, belli değil.
Aynı karmaşa, Türkiye’nin nasıl yönetildiğinin aynası. Bir sorunu çözmek için, yeni sorunlar yaratmak. Her şeyi yüzüne, gözüne bulaştırmak.
Ama, bu ufuktaki tartışmayı önlemeye yetmiyor. 11. Cumhurbaşkanı Gül mü, değil mi? Ya da Gül üç-beş aylık Cumhurbaşkanı mı?
Bağcılar, Maslak Haliç, Bebek
YOLLAR ve yollar, yollar ve belediyeler, İstanbul’dan örnekler.
1- Bağcılar Belediyesi ara yoldan TEM’e bağlantı yapıyor. Yaklaşık 200 metrelik bir bağlantı. Yapımına geçen Temmuz’da başlanıyor. On dört ay önce. Tam on dört aydır, 200 metrelik bağlantı bitmiyor.
2- Maslak’ta TEM’e bağlantı noktasında, yol düzenlemesi var. On günde bitecek, diye açıklanıyor. Tam bir ay geçiyor. Maslak’ta trafik keşmekeş.
3- Billboardlar asılıyor günler öncesinden. Haliç’in ötesinde, 10 Eylül’de metro tramvay işlemeye başlıyor, ilanları. Üç gün önce, gece yarısı o billboardlar apar topar toplanıyor, çünkü işleyen, mişleyen bir şey yok.
4- Bebek’te yolun tam ortasına tretuvar yapılıyor. Yol ikiye ayrılıyor. Trafik orada şimdi, herkese saç baş yolduruyor.