Gecenin kızıllığında atlar dört nala. Sanki demir yaylar sarsılıyor. Atlar o sarsıntıda iniyor, çıkıyor, iniyor, çıkıyor. Burunlarından çıkan solukları çölde hemen buharlaşıyor.
En iyi cinsinden Arap ya da İngiliz tayları. Üstlerindeki jokeyler, dünyanın en deneyimli binicileri. Yerine göre, koku ve kişnemesinden, atların ne istediğini anlayan en yüksek ücretli profesyoneller.
Atların hipodromda çıkardıları nal sesleri, kentin otuz kilometre uzağındaki dünyanın en modern binalarında yankılanıyor. Kentin tebaası, boynu bükük bir kabulleniş ve sabırla, yine de meraklı, "Acaba kim kazanacak?"
Burası Dubai. Şeyh Muhammed el Maktum, Avrupa’nın jet sosyetesiyle birlikte, Arap alemine hükmeden kralları ve şeyhleri ağırlıyor. Dünyanın en büyük, en pahalı at yarışları, onların onurlandırdığı hipodromda düzenleniyor.
Hazreti Muhammed’in doğum günü nedeniyle, Dubai’nin lüks otellerinde o cumartesi içki yasak. Aynı yasak hipodromda geçerli değil. Viski su gibi.
Şeyh El Maktum dünyayı sarsmak istiyor. Çöl, çoktan yeşile bürünmüş. Şimdi dünyanın en yüksek binası, en modern oteli, en çarpıcı mimarisi, en büyük havaalanı, en önemli alışveriş merkezi, hepsi Dubai’de olsun. Müthiş bir hırs, akıl almaz bir meydan okuma.
Bunun son halkası, dünyanın en pahalı at yarışları. 12 yıldır düzenlenen Dubai Dünya Kupası. Yedi yarışta, toplam 21 milyon dolarlık ödül. Şampiyonun ödülü 18 karat altından, 185 ons ağırlığındaki kupa. Feodal şeyhin tartışılmaz üstünlüğünü simgelemek üzere.
Sert çizgileri, gülmeyen yüzü, herkese tepeden bakan gözleri, ödünsüz yürüyüşü, siyah ince sakalı, kısa el haraketleriyle yağdırdığı emirler, El Maktum’u benzerlerinin yanında efsanevi bir kimlik iddiasına taşıyor.
O iddia bugün o kupayı kucaklamalı, başka çare yok. Şampiyonluk koşusunda kendi atı da yarışıyor. İngiliz yarış atı Discreet Cat, sanki bunun farkında.
Hele, Pakistan asıllı seyisi, labirentlerinde dolaştığı kraliyet sarayını çoktan ezberlemiş. Günlerdir Discreet Cat’i tımarlıyor, kaşağılıyor, en besleyici, en nadide yemi veriyor. Onu bir çocuk gibi eğitiyor, son yarışa hazırlıyor.
HAYAL KIRIKLIĞI
Yarıştaki diğer iddia sahibi, El Maktum’un kardeşi Şeyh Hamdan. Onun atı da Invasor. Aslında, yarış Discreet Cat ile Invasor arasında değil. Yarış El Maktum’la kardeşi Şeyh Hamdan arasında. Hipodromda iktidar yarışı.
Gecenin kızıllığında, Dubai Hipodromu’nda saat 21.30’da tabanca patlıyor. Atlar piste fırlıyor, 2000 metrelik yarış başlıyor.
Kentte halk huzursuz. Zaten sondan bir önceki yarışı, bir Japon kazanmış, şimdi de, iki kardeşin iktidar savaşını izliyor. İki kardeşin ikisi de, dünyanın gözü önünde zaferi tatmak istiyor. Tatmak ikinci planda. Zaferi dünya aleme göstermek. İkisi de, zafere ayarlı saatli bomba gibi.
Atlar gecenin kızıllığında demir yayları sarsar gibi. Saniyeler ilerliyor. Yaylar yavaş yavaş gevşiyor. Atlar iniyor, çıkıyor, iniyor, çıkıyor.
Son dönemece gelindiğinde, Discreet Cat ünlü İngiliz jokeyi Frankie Dettori’ye rağmen hayal kırıklığı yaratıyor. Buna karşılık Invasor, rakiplerini birer birer geride bırakıyor ve son çizgiyi göğüslüyor. Foto finişe filan gerek yok. En yakın rakibi neredeyse iki boy geride. Son gülen Şeyh Hamdan.
Halk sessizce evine çekiliyor. Dubai’de ışıklar o akşam erkenden sönüyor. Kente tedirginlik çöküyor. Hüzün, Şeyh Maktum’a kalıyor.