Şekerkamışı tarlaları yanıyor

ABD, Almanya ve Fransa başta olmak üzere büyük ülkeler, diğerlerine rest çekiyor: "Size bundan sonra araba yok, traktör yok, bilgisayar yok!"

Garibanlar geri çekilmiyor: "Size de bundan sonra şeker yok!" Savaşın ilan edildiği an. 70 ülke bir yanda, 25 gariban öte yanda.

Brezilyalı çiftçi Azevedo, sabah dörtte kalkıyor. Hava sisli. Karanlık. Azevedo’nun içi üşüyor. Taylandlı çiftçi Taksin, sabah dörtte kalkıyor. Hava sisli. Karanlık. Taksin’in içi üşüyor.

Hintli çiftçi Singh, sabah dörtte kalkıyor. Hava sisli. Karanlık. Singh’in içi üşüyor.

Onlar şeker tarlalarında şeker üretiyor.

Brezilya’da, Tayland’da, Hindistan’da karanlık biraz sonra aydınlanıyor. Günün doğuşuyla değil, şeker tarlalarındaki yangınlarla aydınlanıyor. İklime göre, bazı yerde şekerkamışı, bazı yerde şekerpancarı tarlaları yanıyor. Gün, ateşle aydınlanıyor. Ateş, Brezilya’dan Tayland’a on bin kilometre yol katediyor. Çiftçilerin içi, kor gibi yanıyor.

*

Beş saat sonra Brüksel. Sabah dokuz.

Dünyanın en büyük şeker tröstleri masaya oturuyor. Onların milliyeti yok. Onları birleştiren iki konu var. Önce şeker üreticisi değil, şeker tüccarı. Sonra, onlar tröst, kendi aralarında müthiş rekabet var, ama uzlaşma arıyorlar. Fiyat için.

Şeker üreticisi 25 ülke var. Şeker üstüne çöreklenmiş tröstler ise, 70 ülkeye dağılıyor.

70 ülkenin tröstleri, 25 üretici ülkeye savaş açıyor. Şu anda günümüzün en büyük savaşlarından biri yaşanıyor: C12H22O11 Savaşı. Bu şekerin kimyasal formülü. Açıktan ilan edilen ve tüm şiddetiyle süren savaşta üreticiler ile tüccarlar fiyatta anlaşamıyor.

2006’da dünya şeker üretimi toplam 146 milyon ton. 63 milyar dolarlık bir pazar. Tröstlerin kavgası bu pazardan pay almak üzerine.

*

İkinci kavga, gelişmekte olan şeker üreticisi ülkeler ile gelişmiş şeker üreticisi ülkeler arasında. Yani, Brezilya, Tayland ve Hindistan bir yanda, Amerika, Fransa ve Almanya öte yanda. Başaktörler bunlar.

Bu kavganın nedeni, üretim fiyatı. Örneğin, Brezilya şekerin kilosunu 28 cent’e satarken, Fransa 63 cent’e satabiliyor. Çünkü, maliyetler arasında ciddi fark var.

Amerika ve Fransa ile Almanya, Brezilya, Hindistan ve Tayland’ı acayip suçluyor. Açıktan devlet desteği vermekle. Brüksel’de masaya yatırılan konular arasında, bir de bu var.

Masada rakamlar havada uçuşuyor. Hektar başına üretim, çiftçinin payı, fabrikanın payı, iç tüketim fiyatı, ihraç fiyatı. Kimse kimseyle anlaşamıyor. Kolay değil, 63 milyar dolarlık pasta söz konusu.

*

Brüksel’deki masada, tröstlerin yanında, bir de bazı büyük devletlerin temsilcileri var. Dünya şeker fiyatı bu olsun, hayır şu olsun, itişmesinden sonuç çıkmıyor. İşte, dramatik an tam o sırada.

ABD, Almanya, Fransa başta, büyük ülkeler, diğerlerine rest çekiyor: "Size bundan sonra araba yok, traktör yok, bilgisayar yok!"

Garibanlar geri çekilmiyor: "Size de bundan sonra şeker yok!"

Savaşın ilan edildiği an. 70 ülke bir yanda, 25 gariban öte yanda.

Size şeker yok, denildiği anda, büyükler dehşete kapılıyor. Onların gözünün önünden son 200 yıl şerit gibi geçiyor. Şeker ne zaman yok? Açlık ve savaş zamanlarında yok. Yeniden açlık mı? Yoksa yeniden savaş mı? Zaman tünelinden ölümcül sahneler.

*

Brüksel’de masa dağılıyor. Anlaşma çıkmıyor. Artık C12H22O11 Savaşı ilan ediliyor. Bu bir dünya savaşı.

Bir sabah Brezilya’da, Tayland’da, Hindistan’da iklime göre, şekerkamışı ya da şekerpancarı tarlaları yanıyor. Sözüm ona ayrık otlarını, tarlaya girmiş zararlıları temizlemek üzere. Çıkan yangın ayrık otlarını ve zararlıları temizliyor.

Ama, tarlalar şeker üretimine ara vermek zorunda kalıyor.

Şekerkamışı, şekerpancarı tarlaları yanıyor. C12H22O11 Savaşı yangınların alevlerinde sürüyor.
Yazarın Tüm Yazıları