Paylaş
Ancak 2.5 yıldır DTP ile ilgisi yok. Siyasetin dışında. Buna rağmen, beş yıl yasaklanıyor.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç kapatma kararında ince ve titiz bir çalışma yaptıklarını, söylüyor.
bir mektup duruyor. Haşim Kılıç’ı fena halde tekzip ediyor.
DTP’yi kapatma kararının ekinde siyasal yasaklılar listesi var. Listede yer alanlardan biri de Sedat Yurtdaş.
Yurtdaş Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’a bir mektup gönderiyor.
DAVA DEVAM EDİYOR
Yurtdaş’ın suçu 2006’da bir TV’de Öcalan’a sayın demiş olmak. O nedenle hakkında dava açılıyor. Anayasa Mahkemesi bu davaya dayanarak, Yurtdaş’ı siyasal yasaklı ilan ediyor. Oysa:
10 Şubat 2009’da Yargıtay 8. Dairesi bu kararı bozuyor.
Mektubunda bu durumu belirten Yurtdaş ekliyor:
“Bozulan kararın yeni duruşması 27.05.2010 günü Diyarbakır 1. Sulh Ceza Mahkemesinde görülecektir. Dolayısıyla, sahip olduğum evrensel bir hak, Sayın Mahkemeniz tarafından açıkça ihlal edilmiştir. Bu hak gasbı, açık bir hukuk skandalıdır”.
Yurtdaş yine ekliyor:
“Anayasanın 38. maddesine göre, suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz”. Yurtdaş tezini Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi’nin ilgili maddesi ile de destekliyor.
Suçlu olduğu mahkeme tarafından henüz karara bağlanmamış, ama o davaya bağlı olarak, siyasal yasaklı listesinde. Anayasa Mahkemesi Yurtdaş’ı yasaklı ilan ederek, altı ay sonra görülecek davayı etkilemiş olmuyor mu? Onu şimdiden suçlu ilan etmiyor mu?
Halk diliyle, Anayasa Mahkemesi doğmamış çocuğa don biçmiyor mu?
“SAYIN” CEZALARI
Yurtdaş’ın mektubunda, sayın lafıyla bağlantılı, ilginç bir bilgi var.
“Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin bir soru önergesine verdiği yanıtta, Öcalan’a sayın dediği için toplam 7 bin 884 kişi hakkında dava açıldığını ortaya koydu. Bu davalarda 949 kişi ceza alırken, 773 kişi beraat etti. Bu bilgi çerçevesinde, sayın Öcalan dediğim için, hakkımda açılan davadan beraat etme ihtimalini neden mümkün görmediniz?”
Yurtdaş’ın mektubu, Haşim Kılıç’ın vurguladığı, ince ve titiz çalışmaya gölge düşürüyor.
Mektubunun sonunda Yurtdaş haklı olarak, kendisiyle ilgili kararın düzeltilmesini, yasağın kaldırılmasını istiyor. Gerekçeli karar yazılmakta olduğu için, düzeltme hala mümkün.
Kılıç dün Milliyet’te Taha Akyol’un sorularını yanıtlarken, “vicdanım rahat” diyor. Bu mektuptan sonra, hâlâ rahat mı, merak ediyorum.
Güvercinler uçtu şahinler yerinde
Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’un milletvekilliğinin düşmesine üzülüyorum. Düşüncelerine katılın ya da katılmayın, Türk ve Tuğluk DTP’de ılımlı, yapıcı çabalarıyla ön planda.
Buna karşılık, Anayasa Mahkemesi hala dağa çıkmak tehdidi savuran Emine Ayna ve diğer şahinlere dokunmuyor. Çünkü, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya DTP ile ilgili ek iddianame hazırlamıyor. Bu eksiklik Emine Ayna ve benzerlerini kurtarıyor. Parti kapatmayla yaralanan adalet duygusu, bir yara daha alıyor.
Yasaklı listesine bakınca, çoğu güvercin, çoğu DTP’nin makul ve mantıklı insanları. Hatta, bazıları politikayı bırakmış bile.
Anayasa Mahkemesi attığı taşla güvercinleri uçuruyor, şahinler yine orada tünemiş durumda. Ne ilginç, çoğu kişi “Emine Ayna neden yasaklanmadı” diye üzülüyor. Ayna, bana kalırsa aynaya bakmalı ve insanlarda bıraktığı izlenimi kendi kendine sorgulamalı.
Bu kadar sevimsiz, bu kadar itici nasıl oldum, diye.
Dört belediye başkanı yine başkan
SELİM Sadak, Siirt Belediye Başkanı. Necdet Atalay, Batman Belediye Başkanı. Aydın Burak, Cizre Belediye Başkanı. Ferhan Türk Kızıltepe Belediye Başkanı.
Anayasa Mahkemesi DTP’yi kapatırken 37 kişiye siyasal yasak getiriyor. Adını verdiğim dört belediye başkanı ilan edilen 37 kişi arasında yer alıyor. Onlar bundan böyle beş yıl süreyle bir partiye üye olamıyor, parti kuramıyor.
Ancak, onların belediye başkanlığı devam ediyor. Ona bir engel yok.
Paylaş