TAŞ ocağının açılmasını çaktırmadan sağlamak için ufak bir manevraya ihtiyaç var. O manevra derhal yerini buluyor:
Merkez Av Komisyonu (MAK) yeniden toplanıyor.
Yaban hayatı koruma alanı içinde bir taş ocağı var. Birileri bastırıyor ki, bu ocak açılsın. Ama, koruma alanında olduğu için, bu mümkün değil. Çare basit.
‘Koruma alanı daraltılacaaaak, daralt!..’
Daraltacak makam Merkez Av Komisyonu. Komisyonu toplayan ve daraltma emrini veren Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe mi?.. Koca bir bakan, bir taş ocağının peşine düşer mi?.. Hiç sanmıyorum.
O zaman, MAK mutlaka farklı bir nedenle toplantıya çağrılıyor olmalı.
ÇOK TÜFEK, ÇOK FİŞEK
MAK’ta geçen hafta alınan kararlar çeşitli yönleriyle, dikkat çekici. Birilerinin konumlarından, tarıma verilen zarara kadar uzanan ibretlik bir zincir.
Geçen hafta MAK toplantısında haftada üç gün olan avlanma süresi beş güne çıkartılıyor. Daha çok avlanma süresi, daha çok tüfek, daha çok fişek, demek!..
Yani, silah ve fişek satanların daha çok kazanması demek. Türüne göre, bir fişek fiyatı 300 bin lira ile 1.5 milyon lira arasında değişiyor. Bir yılda elli milyon tane fişek satılıyor. Trilyonlarla ifade edilen satışlar.
MAK’ta avlanma süresi uzatılınca, Av ve Yaban Hayatı Vakfı iddia ediyor:
‘Avcılık Federasyonu’nun başına getirilen bir silah imalatçısı, bu kararın alınması için, MAK üyelerini yönlendirmiştir.’
Kulak arkası edilmeyecek bir iddia.
FEDERASYONA BAK
Atıcılık ve Avcılık Federasyonu Başkanı bir silah firmasının yönetim kurulu başkanı!..
Bu, devletin resmi federasyonu. Federasyon Başkanı Latif Aral Aliş adında bir işadamı. Aliş, Sarsılmaz Silah Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı. Yani, çok tüfek, çok fişek satan bir firmanın başkanı.
Aynı zamanda, av süresini uzatan MAK’ın üyesi!..
Av süresi uzadığına göre, elli milyon fişek satışı, kaç kat artıyor?..
KÖYLÜ AYAKLANDI
Av süresinin uzatılması, köylüyü ayağa kaldırıyor.
Çünkü, avlanacak olan çulluk, keklik, bıldırcın, tarım zararlılarını (süne, kımıl v.b.) yok ediyor. Ama, avlanma sonucu çulluk, keklik yok olunca, tarım zararlıları da, tarımı yok ediyor.
Köylüyle birlikte, tarımcılar ve ormancılar bu karara fena halde bozuk.
Oysa, bozulmak gereksiz. AKP her şeyi iyi düşünüyor. Köylüyü de, avcıyı da, silahçıyı da, taş ocakçıyı da, kısaca hepimizi düşünüyor!..
Eker, şimdi ne eker?
DAHA milletvekili değil. Seçimden kısa süre önce. Seçilmesine çeyrek var. O günkü görevi Tarım Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürü. Hakkında suç duyurusu yapılıyor.
Neleri koruyor bu genel müdürlük?.. Geçtiğimiz aylarda kamu oyunu çok meşgul eden örneğin sahte ballar, örneğin kaçak balıkçılık. Genel olarak halkın sağlığını korumak amacıyla, her türlü gıda ürünlerinin üretim, ithalat ve ihracatını kontrol etmekle yükümlü.
Buna rağmen, deli dana riski taşıyan et ve yan ürünlerinin ithalatı nedeniyle, görevi ihmal iddiasıyla, hakkında soruşturma açılıyor. Ne var ki, soruşturma zaman aşımına uğruyor. Bu haber dünkü gazetelerde yer alıyor.
Yer almayan ise, hakkındaki bir başka suç duyurusu. Seçimden hemen önce, usulsüz balıkçılık nedeniyle, kendisine bağlı 42 il ve ilçe tarım müdürü hakkında suç duyurusunda bulunuluyor.
Milletvekili olunca, ne suç duyurusu kalıyor, ne görevi ihmal iddiası.
O günkü genel müdür Mehmet Mehdi Eker şimdi yeni Tarım Bakanı!..
Hepimizin sağlığı, gıda ürünlerinde hakkında görev ihmali ve suç duyurusu bulunan birine emanet!.. İsabetli bir atama!..
Ne de olsa, okumuş bir çocuk. Master ve doktorası var.