‘Samimi iseniz’ hep geri çevirelim

6 Nisan 2010. CHP milletvekili Ali Rıza Öztürk ve arkadaşları faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması için Meclis Araştırma önergesi veriyor.

Haberin Devamı

AKP milletvekili Ayşe Türkmenoğlu söz alıyor:
“Biz de faili meçhul cinayetler üzerindeki sır perdesinin kaldırılmasını istiyoruz”.
Bu sözlere rağmen, önerge AKP oylarıyla reddediliyor. Varan bir. Bu arada faili meçhul cinayetlerle ilgili bazı kişilerin ifadesi alınıyor.
2 Haziran 2010. Ali Rıza Öztürk ve arkadaşları faili meçhullerin aydınlatılması için Meclis Araştırma önergesi veriyor. AKP milletvekili Ayhan Sefer Üstün konuşuyor:
“Faili meçhullerin aydınlatılmasını istiyorlar, çok haklılar. Tatilden sonra geleceğiz ve faili meçhullerle ilgili komisyonu kuracağız”.
Bu sözlere rağmen, önerge AKP oylarıyla reddediliyor. Varan iki. Bu arada faili meçhul cinayetlerle ilgili gözaltılar devam ediyor.

TATİL VE SEÇİM SONRASI

Tatil geliyor, geçiyor, aradan genel seçim geçiyor.
3 Ekim 2011. Ali Rıza Öztürk ve arkadaşlarından yeni araştırma önergesi. AKP milletvekili Ahmet Aydın konuşuyor:
“Samimi iseniz, haftaya salı günü hep birlikte değerlen-direlim, hepsinin üzerine gidelim”.
Önerge yine AKP oylarıyla reddediliyor. Varan üç. Bu arada gözaltı ve ifadeler devam ediyor.
3 Kasım 2011. Yeni önerge. Önerge aleyhinde AKP’li Yılmaz Tunç konuşuyor:
“Bu önergenin hemen gündeme alınmasını istemek Meclis’in çalışmalarını aksatmaya yöneliktir”.
Önerge AKP oylarıyla reddediliyor. Varan dört. Bu arada faili meçhul gözaltıları sürüyor.
25 Kasım 2011. Son önerge. Yine AKP’li Yılmaz Tunç söz alıyor:
“Faili meçhullerin aydınlatılması konusunda hepimiz hemfikiriz”.
Önerge AKP oylarıyla reddediliyor. Varan beş.
CHP’den beş, üç önerge de BDP’den, ediyor sekiz. Hepsi “yapalım, edelim” sözleriyle karışık, geri çeviriliyor.
Faili meçhul serüveninde son olarak Mehmet Eymür gözaltına alınınca, artık belli, AKP “samimi”, araştırmalar “meçhul”.

Haberin Devamı

Dokuzda dokuz macera

KOLAYSA engellensin. Rus Gemisi Boğazlar’dan geçiyor, Akdenize’e iniyor, içinde silah dahil her şey olabilir, Suriye’ye yol alıyor. Durdurulsun da, görelim, aransın da bakalım.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Suriye’ye yönelik dokuz maddelik ambargo listesini açıklıyor. O maddelerden biri de, üçüncü ülkelerden Suriye’ye askeri malzeme ve silah gönderilmesinin önüne geçmek. Suriye’yi destekleyen önemli ülkelerden biri Rusya. Diyelim ki, Rusya Suriye’ye silah ya da başka bir şey gönderiyor. Rus gemileri Türk karasularından geçiyor. Davutoğlu ambargoyu ilan etmiş, Tükiye bunu nasıl uygulayacak?
Suriye’deki rejim değişikliği ile ilgili AKP kendini neden bu kadar paralıyor, bunu bilen hala yok. Neredeyse savaş tamtamları çalınacak. Suriye muhalefeti ile ikide bir buluşup, “Esad gidecek, dertler bitecek” diye sürekli tempo tutmak sonuçta bize nasıl yansıyacak, kaygılıyım.
Önceki gün Sultanahmet’te Libyalı’nın estirdiği terör nedeniyle kaygılıyım. Libyalı’yı oraya getiren araba Suriye plakalı. Kaygılıyım.
Kaldı ki, Türkiye’nin dokuz maddelik yaptırımı B.M. Güvenlik Konseyi kararı olmadıkça pek bir şey ifade etmiyor. Amerika Ankara’yı istediği kadar kutlasın, nafile.
Bunun adı dış politika değil, maceraya yolculuk.

Haberin Devamı

Kendin bağış yap kendin KDV öde

YAKUT alıyorsunuz, KDV’si sıfır. Paranız var, pırlanta, elmas alıyorsunuz, KVD’si sıfır. Bu değerli taşlar için KDV (Katma Değer Vergisi) ödenmiyor.
Buna karşılık, Van’da depremzedelere destek için yapılan prefabrik yapılarda yüzde 18 KDV ödeniyor.
Bir hafta önce Eymir Kültür Vakfı ve İstanbul ODTÜ Mezunlar Derneği’nden bana gelen mektup farklı bir komediyi gözler önüne seriyor. Anılan vakıf depremde hasar gören Yüzüncü Yıl Üniversitesi’ne prefabrik yurt yapılmasına karar veriyor. İçişleri Bakanlığı’ndan izin alınarak bir bankada bağış hesabı açılıyor, para toplanıyor. Yurt yapımına başlanacak. İyi, güzel.
Üstelik, bu vakıf kamu yararına çalıştığı için 2005’te Bakanlar Kurulu kararıyla vergi bağışıklığı elde ediyor.
Aman, ne kadar iyi, durun aceleye gerek yok. Hiç kar amacı güdülmemesine rağmen, vakıf Van’da yapılması düşünülen prefabrik konutlara yüzde 18 KDV ödemek zorunda. Vakfın ticari faaliyeti yok, o nedenle KDV’yi mahsup etme olanağı yok.
Vaıkf şimdi kara kara düşünüyor. Para toplanmış, prefabrik konutlar için her şey hazır, ama yüzde 18 KDV heyula gibi önlerinde duruyor.
Şu ünlü kanun hükmündeki kararnamelerden biriyle, bu durumlarda KDV’yi kaldırmak işten değil. Van’a yardım için canımız, malımız feda, ama yüzde 18’den vazgeçmek zor.

Yazarın Tüm Yazıları