Rus parasıyla gerdeğe girmek

Alman İstihbarat Örgütü: “Rus Mafyası Güney Kıbrıs’ı tam anlamıyla işgal etmiş durumdadır. Ruslar kara paralarını Güney Kıbrıs’ta, Rumların da bilgisi dahilinde, aklamaktadırlar. Sadece 2011’de aklanan para seksen milyar doları bulmaktadır. Rus oligarkları Güney Kıbrıs’ta bir eli yağda, bir eli balda yaşamaktadır”.
Dünya Bankası: “Güney Kıbrıs’ta yaklaşık 150 firma yolsuzluk batağındadır. Her türlü yolsuzluğun yanı sıra, Güney Kıbrıs tam bir vergi cennetidir”.
Avrupa Parlamentosu: “Rusya’daki örgütlü yolsuzluk çeteleri Güney Kıbrıs’ta at oynatmakta, Rumlar buna ses çıkarmamaktadır. Kıbrıs Rum Kesimi ekonomik felakete sürüklenmektedir”.
Rus Mafyasının Kıbrıs Rum Kesiminde kara parasını akladığı, orada kadın, kumar, eğlencenin bin türlüsüne daldığı bilinmeyen değil. Üstelik bunlar uluslararası raporlara yansıyor. (Der Spiegel, sayı 45, s.21, 22, not olmak üzere,  Spiegel’in nefis bir incelemesi var, oradan yararlandım).
Buna rağmen, kaçınılmaz felaketi dünya ile birlikte Kıbrıs Rum Kesiminin yöneticileri, başta Cumhurbaşkanı Hristofyas da izliyor.

SEKSEN KİŞİ

Rum Yönetiminin seyirci kalmasının kendilerine göre bir mantığı var. Ekonomi tıkırında. Tıkırında gitmesi için Moskova geçen yıl 2.5 milyar dolarlık yardımda bulunuyor. Moskova yardımı bu yıl beş milyar dolar olarak tekrarlanıyor.
Para hem Rum bankalarını kurtarıyor, hem alış veriş, ticaret yolunda görünüyor. Ama, bu arada kara raporlar birbirini izliyor. Buna Uluslararası Para Fonu (IMF) da katılıyor. Rapor sayısı dörde çıkıyor.
Yetmiyor, Kıbrıs Rumları Ruslara “Kıbrıs vatandaşlığının” yolunu açıyor. Rum vatandaşlığına geçen Ruslar arasında özellikle seksen kişi dikkat çekiyor. Hepsi bol paralı mafya.
Ancak, işler umulduğu gibi gitmiyor. Rus parasıyla gerdek buraya kadar. Başta bankalar ve büyük firmalar yavaş yavaş batağa sürükleniyor. IMF’nin “vergileri arttırın, firmaları küçültün” önerilerine Hristofyas başta olumlu bakamıyor.
Ruslar kara para aklanırken, Güney Kıbrıs’ta Rumcadan sonra en çok Rusça konuşulurken, Hristofyas vergileri nasıl arttıracak?

AB KAPISI

AB Güney Kıbrıs’ı kaygıyla izliyor. Avrupa’daki iflaslara Rumlar da ekleniyor. Euro şimdi bir de Kıbrıs’tan darbe yemek üzere.
Hristofyas AB kapısına gidiyor, “aman” diliyor, karşılığında kendisine acı reçete öneriliyor. Memur aylıkları düşürülecek, şu kadar memur atılacak, otomatik zam sistemine son verilecek, emekli aylık ve ikramiyeleri azalacak, vergiler artacak, kamuda üretilen malların fiyatlarına zam yapılacak gibi, IMF’nin klasik önerilirini AB Rumlara dayatıyor.
Buraya dikkat, acı reçetenin bütün yükü çalışanlara, Rus mafyasının Kıbrıs gecelerinde fink atmasının faturasını gariban Rum ödeyecek.

SICAK PARA

Cumhurbaşkanı Hristofyas beş ay önce Brüksel’de kendisine verilen bu acı reçeteyi geri çeviriyor. O günkü toplantıdan harika fotoğraflar var Batı basınında. Başkanın göz yaşları v.s.
Ancak, Başkan fazla dayanamıyor, geçenlerde acı reçeteyi kabul etmek zorunda kalıyor. AB belli sürede Kıbrıs’a on milyar Euro yardımda bulunacak, Rumlar da acı reçeteyi uygulayacak.
Tecrübeyle sabit, sıcak para ya da para aklama derken, el parasıyla gerdeğe girmenin acı bir sonu var. Güney Kıbrıs bunu yaşıyor.

AKP başkanlıkta ısrarlı

Anayasa Uzlaşma Komisyonu önceki gün en önemli toplantılarından birini yapıyor. Devreye Meclis Başkanı Cemil Çiçek giriyor.
Soru şu: Türkiye’nin siyasal rejimi ne olacak? AKP bir süredir “Başkanlık Sistemine geçelim” derken, diğer üç parti, CHP, MHP ve BDP “parlamenter sistemin yürürlükte kalmasından” yana. Bu çok farklı iki görüş, yeni anayasa çalışmalarını tıkıyor. Tıkanmayı aşmak üzere, Cemil Çiçek bunun şimdilik askıya alınmasını öneriyor.
Parti binasında yaptığı gurup toplantısı sonrasında Uzlaşma Komisyonuna katılan AKP üyeleri, belli ki, konu kendi aralarında orada yeniden ele alınmış, “başkanlık da başkanlık” diyor ve geri adım atmıyor.
Çiçek belki ara formül buluyor ve sorun askıya alınıyor ama, nasıl olsa yine gelecek. AKP başkanlıktan vazgeçmezse, aylardır süren anayasa çalışmaları sizlere ömür.