Paylaş
2004 yılında yeni Türk Ceza Yasası ile Ceza Muhakemeleri Yasası hazırlık komisyonunda İçişleri Bakanlığı temsilcisi. Ayrıca, AB uyum projelerinde çalışıyor.
Emin Arslan üç hafta kadar önce Meclis’te Böcek Komisyonu olarak anılan dinlemeleri araştıran komisyonda bilgi veriyor. Orada 2009’da İstanbul’da yürütülen bir uyuşturucu örgüt operasyonundan söz ediyor. Arslan’ın örgütte polise bilgi veren bir muhbirle bağlantısı var. Bu gerekçeyle davaya dahil ediliyor.
ÜRPERTİCİ
Devamında komisyon tutanaklarına göre Arslan:
“Ankara özel yetkili savcılık davayı iki yıl yürüttü. Benim muhbirle görev gereği görüşmelerimde herhangi bir suç unsuru görmedi, yetkisizlik kararıyla dosyayı İstanbul’a gönderdi. Bu dosyada benim ne şüpheli, ne sanık, herhangi bir şeyim yok. İstanbul’da polisin yaptığı operasyonda yine ben yokum”.
Ancak, buna rağmen, tutuklanıyor. Emin Arslan komisyonda:
“Ben dava dosyama konan belgelerin sahte olduğunu, çarpıtılmış olduğunu ancak sekiz ay sonra iddianame hazırlanınca görebildim ve ilk duruşmada tahliye oldum”.
Vay anasını sayın seyirciler, demenin tam zamanı. Film gibi ve müthiş ürpertici.
HANEFİ AVCI
Arslan’ın komisyondaki açıklamaları her yönüyle çarpıcı.
“Teknik dinleme ve izlemelerin teknik ve yasal anlamda geliştirilmesine katkı sağladım. Bu konuda gerçek uzman Hanefi Avcı Bey’di. Onun katkılarını, bu imkânlarla ulusal ve uluslararası düzeyde yapılan operasyonları unutmak imkânsızdır”.
Malum, Hanefi Avcı da aylardır hapiste. Polis şeflerinin dosyalarına bile sahte belgeler konuluyorsa, onlar hapiste ise, nasıl bir ülkede yaşıyoruz, ortada.
Derin devlet MHP ve ihalede iş üstünde
EMİN Arslan komisyonda dinlemelerle ilgili konuşuyor. Birinci elden bilgilere sahip:
“Teknik dinleme gerekli ama, bir silah gibi tehlikeli. Sorumsuzca kullanıldığında insanların hayatını nasıl kararttığını, onurlarını yok ettiğini son yıllarda yaşayarak gördük”.
Sabit veya cep telefonuyla kimin kimi aradığına, ne kadar süre görüştüklerine ilişkin kayıtlar, somut bir olay gösterilmeden Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı ile MİT’e veriliyor.
Yine tutanaklardan:
“Bu şekilde yapılan tespitlerle ya insanlar bir örgütmüş gibi niteleniyor ya da bu yöntemle belirlenmiş hedef adreslere gizli kamera ve dinleme cihazları yerleştiriliyor. Falan siyasetçiye, falan hâkime, falan yargıca, falan gazeteciye bir şeyler yapıştırabilirim çalışmasının ön çalışmasıdır bu”.
Tek sözcükle korkunç. Emin Arslan’ın açıklamalarında müthiş sürprizler var, işte bir örnek daha:
“En fazla istismar edilen konulardan biri önleme dinlemeleridir. Zamanı gelince, internete sızdırılmakta ya da bu dinlemelerde tespit edilen bilgiler doğrultusunda kişilerin kendisi veya yakınlarının iş ve evlerine kamera ve böcek yerleştirilip toplanan bilgiler yaygınlaştırılmakta, hedef seçilen kişiler itibarsızlaştırıl-maktadır”.
Ve Emin Arslan’dan bir örnek, tutanaklardan:
“Mesela, en basiti, diyelim ki MHP milletvekillerinden on muydu, on iki miydi, CHP’den ve AK Parti’den de maruz kalanlar oldu. Bu kayıtları kim tutuyorsa, kim bu önleme dinlemeleri yetkileriyle adresleri tespit edebiliyorsa bunu yapan da odur, bu yetkiye kimler haiz ise, “devlet gücünü art niyetli kullanan kişiler” diyebilirim açıkça”.
Olayın ekonomik yönü de var. Emin Arslan:
“İhalelere bile müdahil olunmakta, bir tarafın ihale için yaptığı hazırlıklar ve önereceği rakam dinlemeyle öğrenilerek kayırılan diğer firmaya verilmektedir. Borsayı yönlendirmeye yönelik önleme dinlemeleri yapılmaktadır”.
Günümüzde ‘Derin Devlet’ten çizgiler... Yaşadıklarımızın pek çoğunu açıklıyor.
Paylaş