Paralarda da Erdoğan resmi

İSMET Paşa 1938-50 arasında Cumhurbaşkanlığı döneminde “Milli Şef” olarak anılıyor. Paralarda onun resmi var, devletin tüm mekanizması ondan soruluyor, Başbakanlar sekreter gibi. Sistem parti devlet sistemi. Bunu sağlayan İsmet Paşa’nın Cumhurbaşkanı, aynı zamanda CHP Genel Başkanı olması.

Haberin Devamı

Bu durum pratikte valilerin CHP il başkanı gibi davranmalarına yol açıyor. Çünkü valileri Cumhurbaşkanı atıyor. Yukarıdan aşağıya, kademe kademe parti tüm devlete egemen oluyor. İşin kötüsü bu sistemi denetleyecek, dengeleyecek mekanizmalar yok. Zaten kısa sürede demokrasi adı altında otoriter yönetim tüm haşmetiyle ülkeye çöküyor.

İsmet Paşa’dan sonra Celal Bayar her ne kadar Demokrat Parti Genel Başkanlığından istifa etmiş olsa bile, partili kalıyor, yanından ayırmadığı “DP Bastonu” dönemin simgesine dönüşüyor.

Bunlara tepki, 1961 ve 82 Anayasaları Cumhurbaşkanının partisinden ayrılma şartını getiriyor. Şimdi benzer hırs Tayyip Erdoğan’da. Geçen akşam TV’de “partili Cumhurbaşkanı” modelinden söz ediyor.

BAŞKAN BABA

Erdoğan’a artık Başkanlık bile az geliyor. Her şey ondan sorulacak. O şöyle bir hülya peşinde:

- Madem hem Cumhurbaşkanı, hem parti genel başkanı, şimdiki gibi milletvekillerini o belirleyecek, Meclis’i kontrol altına alacak. Yasama gitti.

- Parti üzerinden yapacağı bürokratik atamalarla devleti kontrol edecek. Valiler, büyükelçiler, YÖK Başkanlığı gibi atamaları o yapacak. Devlet gitti.

- Başbakanı o atayacak. Ama Başbakan bir anlamda “sekreter”, yetkileri sınırlı. Bakanlar da artık “birer sekreter”. Hükümet gitti.

- Anayasa Mahkemesi üyelerinin bir bölümünü o seçecek. Yargı organları ona tabi olacak. Yargı gitti.

- Demokrasinin vazgeçilmez temeli kuvvetler ayrılığı yerini kuvvetler birliğine terkedecek.

- Geriye kalan, güdülecek bir halk.

Bırakın Amerika’daki Başkanlık ya da Fransa’daki Yarı Başkanlık sistemini, hoş geldin yeniden parti-devlet, yeniden Milli Şef. Aynı başlık olmaz, artık ona da bir isim bulunur, üçüncü dünya ülkelerindeki gibi, “Başkan Baba”.

Paraların üstünde Erdoğan resmi, sen sağ, ben selamet. Bu tehlikeye artık son vermek gerek.

Haberin Devamı

Kendi alanına dayanınca

DİNCİ kesim feryat figan, özel yetkili mahkemelerin yeniden düzenlenmesine karşı çıkıyor. Dertleri, ya Ergenekon, Balyoz ve benzeri davalar suya düşerse. Ara sıra eleştiriyor gibi yapsalar da, uzun tutukluluk ile tutuklu yargılamanın kural haline gelmesi onların derdi değil.

Davaların düşeceği filan yok. Hükümetin bu mahkemeleri düzenleme gereği dış baskı. Baskının arkasında uzun tutukluluk süreleri ile tutuksuz yargılama varken, insanların aylar ve yıllarca hapis yatmalarına dönük eleştiriler yatıyor.

Başbakan Erdoğan bu mahkemelerine “devlet içinde devlet havasına sokuyor, ben Cumhurbaşkanına varıncaya kadar istediğim anda hepsini buraya çağrırım, bu da var” diyerek, öfkesini belli ediyor.

İyi de, bu mahkemeleri 2004’te AKP kuruyor. Uygulamadan da memnun. Ne zaman ki, MİT Müsteşarı soruşturulmak isteniyor, özel yetkili mahkemelerin kendi alanına kadar dayandığını görüyor. İşte, o zaman “yeniden düzenleme” fikri pırıl pırıl.

Haberin Devamı

Her şehit anası MHP’ye soracak

MHP ne ile ayakta duruyor? Elinde kalan tek kozu ile, “Kürt Sorunu yoktur, bölücü terör vardır” teziyle. Öyle ki, terör ortadan kalksa, sanki MHP’ye ihtiyaç kalmayacak. Onun için ağır dille suçladığı CHP’nin girişimini tersliyor. Bu politika MHP’yi bir kaç açıdan güç durumda bırakıyor:

1-Tür-kiye’nin bir numaralı sorununda silahla mücadele dışındaki tüm yolları tıkıyor.

2-Terörü sonlan-dırmakla asıl sorumlu olan AKP’nin yükünü hafifletiyor, o yükü paylaşmış oluyor.

3-Herkesin “analar ağlamasın” diye haykırdığı bir ortamda, her şehit anasının bundan böyle faturayı MHP’ye kesebileceğini görmezden geliyor.

Bu tavır MHP’ye Genel Başkan olduktan sonra Devlet Bahçeli’nin belki en ciddi hatası.

Haberin Devamı

‘Yeni CHP’ Erdal İnönü’yü andı

İNSANLAR ölüm günlerinde anılıyor. Farklı bir yaklaşımla, Erdal İnönü doğum gününde anılıyor.

6 Haziran Erdal İnönü’nün doğum günü. CHP Çankaya örgütü İnönü’yü anmak üzere, iki gün önce “Erdal Bey, Siyaset, Değişim” başlığıyla bir panel düzenliyor. Açılışta Özden Toker ağabeyinden anılar anlatıyor. Panele katılan Altan Öymen, Murat Karayalçın, Prof. Dr. Burhan Şenatalar ve Gülsün Bilgehan ise CHP’de değişimin varlığını kabul ederek, “yenilenmenin güçlendirilmesi” tezini işliyor.

Panelin düzenlendiği saatlerde, Başbakan Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu görüşmesi yapılıyor. “Yeni CHP’den” bir örnek olmak üzere.

Yazarın Tüm Yazıları