Paylaş
Öğrenciler İstanbul ve Ankara’da gösteri düzenliyor. Polis öğrencilere tekme, tokat girişiyor, biber gazı ve basınçlı su eşliğinde.
Tütün işçileri aylarca sokakta direniyor, onlara söylenmedik söz kalmıyor, hakları verilmiyor.
Büyük kentlerde binlerce insan protesto mitingleri düzenliyor, organize ve illegal suçlaması için pek fazla beklemeye gerek kalmıyor. Göz altına alma, dövme, soruşturma ve mahkeme eşliğinde.
Mısır’daki protestoları değerlendirirken Başbakan Erdoğan çok duyarlı:
“Halkın sesine kulak ver.”
Ama, halkın değişik kesimleri bizde gösteri düzenledi mi, aynı Erdoğan, “bunlar illegal örgüt” yaftasını yapıştırmakta gecikmiyor.
Ne var ki, bugün gösteri yapacak kurumlara illegal örgüt demek çok zor, çünkü onlar resmen işçi sendikaları ve resmen meslek odaları.
TORBAYA İSYAN
DİSK, KESK ile Tabipler Odası ve Mimarlar Odası bugün Meclis’te görüşülen torba yasaya karşı gösteri düzenliyor. Torba Tasarı’da öyle maddeler var ki:
- Kamu çalışanları altı aylık süreyle başka yerlerde çalıştırılabilecek.
- Çalışma süresi iki, üç saat olabilecek, yani ücretler düşebilecek.
- Çalışma başlangıcında deneme süresi iki aydan dört aya çıkacak, işçiler dört ay güvencesiz çalıştırılabilecek.
- Asgari ücret 18 yaştan 16 yaşa indirilecek.
- 55 bin belediye işçisi başka kurumlara dağıtılacak, beş gün içinde yerine gitmezse, istifa etmiş sayılacak.
- İşsizlik Fonu’nda biriken 46 milyar liranın yüzde otuzunu hükümet kullanabilecek, tam seçimler yaklaşırken.
Bu maddelerin hiç birinin demokratik çalışma yaşamı ile ilgisi yok. Tersine, bir yandan iş vereni kolluyor, öte yandan çalışanlar üzerinde kılıç sallıyor.
Türk-İş ve Hak-İş her zaman ki gibi yandan çark vaziyetinde, eyleme katılmıyor. Onlar hükümetin dümen suyunda.
İŞTE HALK ORADA
İşte, işçi sendikaları ve meslek odaları, işte halk. Demokratik hakkını kullanıyor.
Ankara Valiliği, Meclis çevresinde gösterilere izin vermeyeceğini duyuruyor. Sendikalar yasa Meclis’te görüşüldüğü için, Meclis çevresinde uyarı zinciri oluşturma düşüncesinde.
Bugün Ankara’da kritik gün. Bir yanda, Erdoğan’ın “sesine kulak verilmesini” söylediği “halk”, öte yandan gösteriye izin verilmeyeceğini bildiren açıklama.
Bakalım, Mısır’a gelince, sesine kulak verilecek halk, bize gelince, cop, biber gazı ve basınçlı su mu?
DDK raporu açıklansın
DEVLET Denetleme Kurulu (DDK) anayasal bir kurum. Cumhurbaşkanı’na bağlı en yüksek denetleme kurulu. Şimdiye kadar üzerine gölge düşmemiş olan DDK, bugün tartışılan kurumlar arasına giriyor.
DDK’nın Muhsin Yazıcıoğlu’nun düşen helikopteri ile ilgili raporu DDK’yı yaralıyor. Çankaya’dan gelen açıklama ise, farklı:
“Raporda yer almayan bir takım hususların rapora atfen bazı yayın organlarında haber yapıldığı...”
O haberlerin en önemli yanı, Yazıcıoğlu’nun düşen helikopterinde F-16’ların parmağı var iması. Askere fatura çıkarma çabası.
Çankaya’ya göre, demek yandaş medya, raporda yer almayan hususları yazıyor. Yani, yalan yazıyor. Bu ilk yalan değil ki, o yalanını zaten düzeltmez.
Bu durumda DDK’ya görev düşüyor: Raporu açıklamak.
Mübarek hangi dizide oynuyor
İNSANIMIZ öyle böyle değil, müthiş bilgili, dünyadan haberli, her şeyin farkında. Çünkü, iyi eğitim alıyor, bu eğitim sistemiyle harikalar yaratıyor.
TV’de sokaktaki insanlara soruluyor. O soru ve yanıtlardan küçük demet:
- Hüsnü Mübarek kimdir?
- Valla biliyordum, bir dizide oynuyor ama hangi dizi şimdi çıkartamadım.
- Türkiye’de kaç bölge var?
- Dört bölge, kuzey, güney, doğu, batı.
- Bizim Cumhurbaşkanımızın adı ne?
- Tayyip Erdoğan.
Coğrafya öğretmeni Beyşehir Gölünün yerini bilmiyor, doktor göz tabakasını sayamıyor, mühendis petrolle zifti karıştırıyor, sokaktaki adam Mübarek’i dizi kahramanı yapmış, çok mu?
Parametre’de kantarın topu
SABAHLARI saat 10.00’da CNN Türk’te Parametre programında iki gazeteci günün olaylarını değerlendiriyor, yorum yapıyor. İkisini de, iyi tanıyorum.
Biri daha tarafsız, diğeri daha hükümet yanlısı. Olabilir de, biraz dikkat.
Hükümet yanlısı olan arkadaşım dün Başbakan Erdoğan’ın Mısır’la ilgili gurup konuşmasını değerlendiriyor:
“O konuşma aslında tez konusu olabilecek bir çıkış.”
Ankara’da iktidar ve muhalefetle sürekli görüşürken, insan onlardan şu ya da bu yoğunlukta etkilenebilir. Bunu bilerek, insan biraz da kendisini denetlemek zorunda.
Yoksa, o güzel programın tarafsızlığı sallanıyor.
Paylaş