Paylaş
CHP’de ekonomik işlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak enflasyon rakamlarının belli olmasından sonra, bence son zamanların en önemli açıklamalarından birini yapıyor.
Aylık ve yıllık enflasyon rakamları TÜİK tarafından düzenli biçimde her ayın 3’ünde, saat 10’da resmen açıklanıyor. Yıllardır böyle. Kasım ayı enflasyonunun resmen açıklanması için herkes saat 10’u beklerken, bir yabancı haber ajansı sürpriz yapıyor.
Enflasyon rakamlarını, resmi açıklamadan on yedi dakika önce, saat 9.43’te açıklıyor. Rakamlarda hiç sapma yok, tam TÜİK’in verileri gibi.
BONO SATIN ALMAK
Enflasyonun resmi açıklamadan on yedi dakika önce açıklanması milyon değerinde.
Kasım’da enflasyon düşüyor. Enflasyon düştüğüne göre, belli ki, faizler de düşecek. Ekonomide zincirleme etki var. Faiz düşünce, bono değeri artıyor.
Madem enflasyon ve faiz düşecek, bono değeri artacak, bu durumda bono satın almak çok karlı bir işleme dönüşecek.
Faik Öztrak işte buraya dikkat çekiyor;
“Geçtiğimiz pazartesi günü saat 9.43 ile 10.00 arasında, enflasyonun resmen açıklanmasına kadar geçen on yedi dakika içinde bono satın alma işlemleri arttı”.
Ne kadar arttı? Yüz, üç yüz, beş yüz milyon lira mı, bir milyar lira mı, rivayet muhtelif. Ama, arttığı kesin. O muhteşem on yedi dakikada birileri malı götürüyor.
Faik Öztrak’ın ortaya attığı iddia vahim. Araştırılması gereken iki iddia:
1-Bono artışı o saatler arasında ne kadar arttı?
2-Bonoları kimler satın aldı?
Alın size gerçek gündem. Bu soruların altından kim bilir ne çıkar. Ne çıkacak, muhteşem on yedi dakikanın muhteşem sonuçları çıkar. Çıkabilirse, elbette.
Bülbülü öldürmek, susturmanın yolu
MUHALEFETİN sesini Meclis’te kısmak. CHP, MHP ve BDP bu iddiada. AKP geçen yasama döneminde getirdiği, büyük tepkiler sonucu geri çektiği Meclis İçtüzük Değişikliğini yeniden getirmek istiyor.
AKP’nin istediği değişikliğin özünde, muhalefetin her gün verdiği gurup önerilerini tek bir güne indirgemek ve kırk dakika olan süreyi on dakika ile sınırlamak var. Buna CHP, MHP ve BDP “sıra muhalefeti artık Meclis’te susturmaya geldi” diyerek, haklı biçimde itiraz ediyor. Meclis’te bu tür bir sınırlamanın hiç bir demokraside örneği yok.
Bunun ötesinde, böyle bir sınırlama isteği çok ayrı bir çalışmayla çelişiyor. Yeni anayasa taslağını hazırlamakla görevli, dört partinin katıldığı Anayasa Uzlaşma Komisyonunda, bu sınırlamayla taban tabana zıt bir öneri var.
AKP içtüzük değişikliği ile Meclis denetimini kısıtlamaya çalışırken, yeni Anayasa taslağı Meclis denetimini ve Meclisin etkinliğini arttırmayı, bunu içtüzüğe bırakmadan, anayasal güvenceye bağlamayı öngörüyor.
AKP şimdi böyle bir içtüzük değişikliğinde ısrar ederse, Uzlaşma Komisyonu bir kez daha tıkanma ile karşı karşıya kalacak.
Kaldı ki, tam bu hafta içinde her dört partinin siyasi sistemle ilgili önerileri ele alınacak. AKP “Başkanlık Sistemi” derken, CHP, MHP ve BDP “Parlamenter Sistemi” savunuyor.
Yasama ve yürütme ile ilgili bu maddelerde uzlaşma olmaz ise, komisyonun yeni bir anayasa taslağı çalışmasından bir şey beklemek hayalden öteye geçmiyor.
Siyaseten ne zaman susturma isteği ortaya çıksa, aklıma hep o harika film geliyor: “Bülbülü Öldürmek”.
125 öğretmen bugün eşofmanla
4+4+4 eğitim sistemi, öğretmenlere çeşitli baskılar, öğrenci kılık kıyafet kararları ve eğitimle ilgili çeşitli sorunları protesto etmek amacıyla Eğitim Sen bugün bir eylem düzenliyor.
Eğitim Sen, kendisine bağlı 125 bin öğretmenin bugün okullarına eşofmanla gideceğini duyuruyor. Dün akşama kadar bu yönde Milli Eğitim Bakanlığından herhangi bir ses çıkmıyor.
125 bin öğretmen eşofmanlarıyla bugün okulda, ilginç bir eyleme imza atıyor.
Paylaş