POLİS kordonuna rağmen, kapılar kırılıyor, camlar aşağı iniyor. Çünkü, solcular, MHP’nin kalesi Gazi Üniversitesi’nde!.. Aşırı milliyetçi bir grup, orada düzenlenen bir seminere solcuların katılmasını içine sindiremiyor.
Oysa, iki gün önceki seminer, Avrasya Sempozyumu, böyle basit saldırganlığı çoktan aşan, planlı bir girişimin ürünü.Her ne kadar, sempozyuma KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, İP Başkanı Doğu Perinçek gibi, AKP Hükümeti’nin uzak durduğu isimler katılıyorsa da, semineri hükümet destekliyor!.. Çünkü:
Avrasya Semineri, aynı zamanda Putin’in ziyareti, 17 Aralık’taki AB Zirvesi’ne Ankara’nın bir mesajı!..
AB YUHALANIYOR
Putin’in Ankara’ya indiği saatlerde, Gazi Üniversitesi ‘Avrasya’ sesleriyle inliyor!.. Milliyetçilik mabedinden Putin’e selam gönderiliyor!.. Avrasya üzerinden!..
Semineri düzenleyen Uluslararası Avrasya Hareketi. Hareketin başkanı Rus milletvekili Dugin. Seminerde, o da var. Yanındaki isim ise, Moskova’nın Ankara eski büyükelçisi Çernişev.
Konuşmaların tümü, ‘AB’ye hayır’ üzerine oturuyor. ‘AB bizi sömürüyor’ tezi dile getirildiğinde, salon AB yuhalamalarıyla ayaklanıyor. Son zamanlarda, AB karşıtı dil, ilk kez bu ölçüde destek görüyor.
AB’DEKİ ŞIMARIKLIK
17 Aralık Zirvesi yaklaşırken, özellikle Fransa ve Avusturya’dan çıkan çatlak sesler, yavaş yavaş herkesin sabrını tüketiyor.
Türkiye’nin yıllar içinde kaçırdığı fırsatlar yok değil. Ancak, kırk yıldır AB de işi yokuşa sürüyor. Oysa, son iki yılda, Türkiye’nin AB yolunda aldığı mesafe ortada. Buna rağmen, hálá, ‘şunu da yapın, bunu da yapın’ gibi bıktırıcı senaryoların sonu gelmiyor. Yok imtiyazlı ortaklık, yok özel statü gibi saçmalıklar, AB’deki şımarıklığın aynası!..
Tam bu sırada Putin’in Ankara ziyareti!.. Ankara, Putin’e gösterdiği aşırı sıcaklıkla, AB’ye mesaj veriyor: ‘Alternatif burada!..’
Erdoğan: Artık insaf!..
GELMİŞ geçmiş başbakanlar arasında, AB peşinde en çok koşan başbakan, hiç tereddütsüz, Recep Tayyip Erdoğan.
AB’de iki yıldır çalmadığı kapı bırakmıyor. Aynı kapıyı bir, üç, beş kez çalarak. AB’nin tüm kaprislerine boyun eğerek. Gerçi, bu isteklerin çoğu, özellikle Kopenhag kriterleri, her demokratik ülkede olması gereken kurallar. Bununla birlikte, yine de adamların bir dediğini iki etmiyor. Buna rağmen, 17 Aralık sisler bulvarı!.. Henüz ortada!..
Böyle bir ortamda, Erdoğan da, yakın çevresiyle duygularını paylaşmaya başlıyor:
‘Artık insaf!..’ Bu söz, AB’ye inananların ortak düşüncesi.
Bugün sorgu günü
ANKARA kıyamet günü gibi!..
Putin’le masaya otururken, AB Sorgulama Heyeti de, Ankara’da!.. AB Komisyonu 17 Aralık öncesi son kez Ankara’ya müfettişlerini gönderiyor. Brüksel’den gelen ekip bugün nelerin yapılıp, nelerin yapılmadığını son kez denetliyor.
Bugün sorgu günü!.. Onlar soracak, bizimkiler yanıtlayacak. Hangi yasalar çıktı, uygulama nasıl, bu arada Kızıltepe cinayeti, işkence ve benzeri sorular.
Aslında, üyelik görüşmeleri başlamadan önce, AB’nin bu usulü normal. Üye olacak her ülkeye bunlar yapılıyor. Ama, bir sürü yan etken ve soruyla, Ankara bunlardan rahatsız. Çünkü, olumlu bakış yerine, daha çok bir önyargı var Brüksel’de.
Nükleer santralı biz yapalım
RUSLAR Ankara’daki havanın farkında. Rus önerisi gecikmiyor:
‘Siz nükleer santral yapmak istiyorsunuz, biz yapalım!..’
İşbirliği tamam da, geçmişte yaşanan çok acı bir deney var: Çernobil faciası!..
Enerji anlaşmaları, ticaret anlaşmaları, her alanda işbirliği, karşılıklı sıcak mesajlar, hepsi iyi, ama ortada Çernobil varken, nükleer santralı Ruslar’ın yapması, uzak bir olasılık.