Meclis Başkanı hepimizi titretti

Kimin korumaları? Başbakan Tayyip Erdoğan’ın. Nerede? Türkiye Büyük Millet Meclisinde. Ne zaman? Dün. Neden? Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşme sırasında.

Görüşmenin kendisi, içeriği, başlı başına buluşmuş olmaları ayrı. Ama, görüşme biçimi ve görüntüleri tam skandal.

Dünyanın her yerinde, her gün liderler benzer görüşme yapıyor. Bizdeki gibi itiş kakış, yere düşen, attan yuvarlanan, dere suyunda perende atan, araba lastiğinden cımbız çeken koruma dünyanın hiç bir yerinde yok.

Öyle bir koruma ordusu var ki, üstelik Mecliste, iki liderin görüntüsünü almak Nobel ödüllü fotoğrafa dönüşüyor.

DÜZENSİZLİK

Bizim meslektaşlar da, birbirinin üstünde. Hem kameramanlar, hem fotoğrafçı arkadaşlar görevlerini yapabilmek için, korumalarla cenk halinde.

İşte, Meclis Başkanı olmak, Meclis İdare Amiri olmak tam bu zamanlarda kendini gösteriyor.

İkide bir şu ya da bu nedenle nutuk atmak, ekranda boy göstermek Meclis Başkanı olmaya yetmiyor.

Erdoğan-Kılıçdaroğlu görüşmesine basının büyük ilgi göstereceği sır değil. Madem, Erdoğan’ın her adımına bir koruma konulacak, neden o kadar koruma, anlamak hala güç, Meclis Başkanlığı buna çare bulmakla yükümlü.

Kaldı ki, atla deve değil.

Görüşme yapılacak odanın önüne, o koridora bir çıta çekilir, gazeteciler çıtanın arkasında görev yapar, kargaşa filan yaşanmaz, herkes görevini yapar, Erdoğan-Kılıçdaroğlu görüntülerini de millet izler.

Bu heyecandan insanı titreten bir icat değil, dünyada hep böyle. Ama, Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin dün hepimizi titretiyor, arkadaşlarımız görevlerini tam yapamadıkları gibi, korumalarla da serüven yaşıyor.

Madem daha bir buluşma organizasyonunu yapamıyor, bu durumda Meclis Başkanı spordan sorumlu Devlet Bakanına rica edebilir. Görüşmenin rahatça yapılabilmesi için, tarafsız saha olarak, Olimpiyat Stadı ayarlanabilir.

Gazeteciler yeşil sahada, korumalar tribünde, liderler hakem odasında. Kimse kimseyi ezmez.

Ergenekon sanıkları

· Astsubay Ali Oktay Şahbaz. Ergenekon’dan bir süre tutuklu kaldıktan sonra, geçen ay tahliye ediliyor. Tahliye olunca nereye gidiyor?
Hakkari, Çukurca’ya, PKK ile çatışmaya.

O bir terör örgütü şüphelisi.

· Albay Atilla Uğur. Abdullah Öcalan’ı Kenya’dan Türkiye’ye getiren komandoların komutanı.

O bir terör örgütü şüphelisi.

· Korgeneral Engin Alan. Kıbrıs’ta yıllarca Rumlara karşı direnişi örgütleyen komando, özel harekat birliğinde görevli. Takdirnameleri var.

O bir terör şüphelisi.

· Albay Ali Türkşen. Türkiye ile Yunanistan’ı savaşın eşiğine getiren Kardak kayalıklarına giderken botlarında benzin yok, kendi ceplerinden verdikleri parayla
bota benzin alıyorlar. Devamı var. Botun motoru bozuluyor, Türkşen ve Ercan Kireçtepe kayalıklara kürek çekerek gidiyor.

Onlar terör örgütü şüphelisi.

· Tutuklu askerlerden biri Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, bir diğeri Başbakan Erdoğan’ın gezisinde koruma görevlisi.

Onlar terör örgütü şüphelisi.

Her biri ayrı bir roman. Liste daha çok uzun.

Kadınlar toplantıya sıkı hazırlanıyor

BİR yanda Kamer Vakfı. Başkanı Nebahat Akkoç, yıllardır Kürt Sorunu ile içiçe yaşıyor.

Açılımın ilk adımları atılırken Akkoç çok umutlu, çok çalışıyor, inanarak değişik etkinliklere katılıyor. Zamanla açılım balonu inince, onun da heyecanı azalıyor.
Şimdi Başbakan Erdoğan’ın kadın örgütleri ile açılım konusunda yapacağı toplantıya Nebahat Akkoç da davetli.

Öte yanda, kendisini Müslüman eğilimli olarak tanıtan kadın örgütü. Açılım toplantısına onlar da davetli.

Siyasal yelpazenin her eğiliminden, sanıyorum 70’i aşkın kadın örgütü, bu toplantıya davet ediliyor.

Bir, iki gündür izliyorum, kadınlar toplantıya sıkı hazırlanıyor. Neden?

“Çünkü, biz savaşın tetikçisi değiliz, biz barış istiyoruz, biz anayız, bizim taleplerimiz olacak, onlardan somut sonuç çıkıp çıkmayacağını sonuna kadar takip edeceğiz.”

Kadınlar kadar, toplantıya AKP de hazırlanıyor. AKP de, toplantı için yanılmıyorsam dört ayrı rapor hazırlıyor.