Paylaş
Deyim, Barham Salih’e ait. Barham Salih bir ara Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başbakanı, halen Irak Cumhurbaşkanı Talabani’nin partisi Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Genel Sekreter Yardımcısı. Talabani’nin veliahtı olarak görülüyor. Sıkı ekonomi bilgisine sahip, dış politikada iddialı.
T24’te kaleme aldığı yazıda Ceyda Karan Erbil izlenimlerini anlatırken, Barham Salih’le yaptığı sohbeti aktarıyor. Barham Salih Türkiye’ye çok sık gidip gelen biri. Daha yirmi gün kadar önce yine İstanbul’da, enerji ile ilgili bir yuvarlak masa toplantısında, Türk ve Amerikalılar ile birlikte. Bugün Türkiye’yi yöneten üst kadroları yakından tanıyor.
ESKİ VE YENİ
“Kürt baharı” Amerika ve Avrupa’da kendini çoktan gösteriyor.
Avrupa Konseyi’nin kabul ettiği Türkiye raporu “Kürt baharı”nın belgesi. O rapor son aylarda Türkiye’de yaşadıklarımızla yan yana geldiğinde, yeni bir sözlük oluşturuyor. Baştan başlarsak:
Eskiden “Bebek katili”, şimdi “İmralı”.
Eskiden “Türk”, şimdi “Türkiye vatandaşları”. Avrupa Konseyi raporuyla birlikte, yeni sözlüğün bu maddesine Amerika da katkı sağlıyor. ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin ilk kullandığı “Turkish nation” (Türk milleti) düzeltiliyor, “Turkish citizens” (Türk vatandaşları) oluyor. BDP, Amerika ve Avrupa Konseyi arasında bu yöndeki uyum akıllara durgunluk veriyor. Hepsi aynı deyimde mutabık kalıyor.
Sözlüğe devam edersek, eskiden “PKK terörü”, şimdi oluyor “çatışma”. Terör lafı sözlükten siliniyor.
SİYASALLAŞMA
Eskiden “Türkiye’de terör eylemleri yapan PKK”, şimdi “Türk devleti ile PKK arasındaki mücadele”. PKK’nın fiilen siyasallaşmasının mührü. Mührü basan Avrupa. Devamı var. Eskiden “terörist”, şimdi “aktivist”. Terör, terörist, terör örgütü laflarını duymak istemiyor kimse.
Mazeret olarak şu öne sürülüyor: “Şimdi barış sürecindeyiz, dikkatli konuşmak gerek”.
IRA’nın İngiltere ile, ETA’nın İspanya ile yaptığı görüşmelere ve barış “sürecine” (bu süreç ne sihirli kelime imiş), bakıyorum, görüşmeler sürerken hiç kimse yeni sözlük kullanmıyor. Barışa adım atılırken, kimse yeni bir sözlük oluşturmaya gerek görmüyor.
Bu işlerle bağlantılı bir kavram daha var. Eskiden “T.C.”, yeni sözlükte yok.
Ergenekon ve Balyoz’u AYM bitirdi
İSTANBUL Ticaret Odası yetkililerinin rüşvet iddiasıyla yargılandıkları davada Anayasa Mahkemesi (AYM) son dönemde görülen davaları kökünden etkileyecek bir karara imza atıyor. Müthiş önemli bir karar ve gerekçesi.
Yargılananların aklandığı davada AYM 180 sayfalık gerekçeli karar yazıyor. O gerekçelerden biri şöyle:
“İletişim özgürlüğüne müdahale basit bir usul hatası değildir. Teknik araçlarla izleme sonucu elde edilen delillerin hükme esas alınması mümkün değildir”.
Ergenekon, Balyoz, Odatv ve benzeri pek çok davada en önemli kanıtlardan biri telefon dinlemeleri üzerinden elde edilen bilgiler. Anayasa Mahkemesi şimdi çıkıyor ve “Dinleme yoluyla elde edilen deliller hükme esas olmaz” diyor.
Anayasa Mahkemesi’nin bu gerekçesi Ergenekon ve Balyoz’u bitirdiği gibi, bundan sonra dinlemeye dayalı bütün kanıtların yok sayılması kuralını beraberinde getiriyor.
Bu gerekçe Türk hukukunda bir dönemeç.
Paylaş