Kozinoğlu (3) Dosyası

ÖLÜMÜ çeşitli spekülasyonlara yol açıyor. Savcılık ölümüne ilişkin soruşturma başlatıyor.

Haberin Devamı

Silivri Cezaevinde spor yaparken fenalaştığı bildirilen MİT üyesi Kaşif Kozinoğlu’na doktor müdahalesi geç mi kalıyor, ihmal mi var, soruları araştırılıyor.
Silivri Cezaevi’nden değişik nedenlerle şikayetler artıyor. Kısa süre önce Adalet Bakanı Sadullah Ergin aniden Silivri’ye giderek incelemelerde bulunuyor.  O incelemenin sonucunu halen kimse bilmiyor, o konuda bir açıklama henüz yok.
Cezaevi koşullarına ek olarak, uzun tutukluluk süreleri bir kaç yıldır herkesin şikayet konusu. Demokrasilerde bu kadar uzun tutukluluk süresi yok.

ODATV İDDİANAMESİ

İşte, Kozinoğlu bu sırada hayatını kaybediyor. Aylardır hapiste, tam gelecek hafta ilk kez yargıç karşısına çıkacak, ama ömrü yetmiyor.
Geçtiğimiz Mart ayında polis Odatv’ye baskın düzenliyor. Çalışanların evleri aranıyor, belgelerine el konuyor. Gözaltı ve tutuklamalar birbirini izliyor.
Gerekçe, devletin sırlarını açıklamak, gizli belgeleri ele geçirmek.
Kozinoğlu burada devreye giriyor. Eski bir mavi bereli ve MİT mensubu olan Kozinoğlu Odatv baskını sırasında yurt dışında görevde. Odatv aranırken, ele geçirildiği bildirilen belgelerin bir bölümünün Kozinoğlu tarafından verildiği öne sürülüyor. Kozinoğlu Odatv iddianamesine böyle giriyor.

Haberin Devamı

DOSYADA NELER VAR

O iddianamenin eklerinde Kozinoğlu (3) diye bir dosya var. Dosyada Kozinoğlu’nun verdiği öne sürülen belgelerin başlıkları yer alıyor.
Amerika’nın Irak’tan çekilmesi, çeşitli dini cemaatlerin faaliyetleri, Batı Çalışma Gurubu’na ait dokümanlar, PKK’nın yurt dışı faaliyetleri ile ilgili MİT ve TSK’ya ait gizli belgeler. İddianamede bunların içerikleri hakkında bilgi yok. Kozinoğlu ifadesinde, “bunları ben vermedim” diyor.
Hayatta olsaydı, önümüzdeki hafta mahkemeye çıkması bekleniyordu. Mahkemede acaba bu dosyaların içerikleri ile ilgili kendisine soru sorulacak mıydı? Kendisi ne cevap verecekti?
Dosya başlıklarına bakınca, hayatını kaybetmesindeki dram saklı kalmak üzere, keşke yargı karşısına çıkabilseydi, diye düşünüyor insan.

Eski ‘kara-delik’ yine mi geliyor

NE yiyeceğiz, ne içeceğiz, neyi, ne kadar alabileceğiz, ne kadar tasarruf edeceğiz? Bunlar gelecek yılın bütçesinde, hayati bir belge.
Buna rağmen, bütçe toplumdan çok uzak, var mı, yok mu belli olamayan bir biçimde Meclis’te komisyonda tartışılıyor, ama o tartışmalardan dişe dokunur tek haber çıkmıyor. Rutin ve bıktırıcı.
CHP bütçe ile ilgili bir rapor hazırlıyor. Faik Öztrak başkanlığında hazırlanan rapor, komisyon görüşmelerinde dile getirilen düşüncelerden daha çok bilgi içeriyor. Örneğin:
- Halen uygulanan 2010 Bütçesinde ödenek üstü harcama yapılıyor. Özellikle personel maaşları, yolluk giderleri ve ölüm yardımlarında. Sayıştay bütçede bu şekilde ödeme toplamının 14.2 milyar TL olduğunu belirtiyor. (CHP Ekonomik Görünüm, s. 2).
Aynı raporda hükümete olumlu bir pas atılıyor. Hükümetin planlandığından daha çok vergi topladığına dikkat çekiliyor. Son dört yılda vergi gelirlerindeki artış yüzde 63. (Rapor, s. 5).
Ciddi bir uyarı yılların unutulmaz kör düğümü, enflasyona neden olan en önemli kara deliklerden biri ile ilgili. KİT’lerin finansman açığı yeniden artıyor. Geçen yıl 345 milyon TL olan KİT finansman açığı bu yıl 3.6 milyar TL.  Yüksek zamlara rağmen. (Rapor, s. 15). En önemli gözlemlerden biri bu.
KİT açıkları Türkiye’nin başını en az kırk yıl ağrıtıyor. KİT, yani kamu iktisadi teşekkülleri, yani TCDD, Şeker Şirketi, TEKEL, devlete ait çimento ve demir fabrikaları,  Sümerbank, Etibank gibi kuruluşlar. Sigaradan demire, petrolden kumaşa kadar pek çok malı üreten kamu kuruluşları yıllarca zarar ediyor. Kötü yönetimden, personel fazlalığından, geri teknolojiden dolayı. Zararlar ekonomiyi içten içe harap ediyor, enflasyonu yükseltiyor. CHP şimdi yeniden bu tehlikeye işaret ediyor.
Faik Öztrak başkanlığında hazırlanan bütçe raporunda bir başka önemli gözlem hükümetin bir beklentisine ilişkin. “Yeni bütçe dışarıdan para gelecek, büyüme sürecek” senaryosuna kurgulanmış. (Rapor, s. 17).
Oysa, dünyada her ülke tetikte, yürekler ağızda. Bu ortamda dışarıdan para beklentisi ne kadar gerçekçi? CHP raporu bu iyimserliği eleştiriyor.
Gelecek yılın bütçesine ilişkin en dişe dokunur doküman bu.

Haberin Devamı

Ballı börekli denetim

BİNA denetimine ilişkin kurallar, “denetimde neredeyiz” sorusuna hayati boyut getiriyor. Denetim, depremle bağlantılı olarak en çok tartışılan konuların başında geldiğine göre, hayli ilgi çekici.
- Yapı Denetim Kuruluşları neyi ve kimleri denetleyecek?
- Kendileriyle denetim sözleşmesi yapan müteahhitlerin yaptıkları inşaatları denetleyecek.
Gayet normal. Gelelim bir sonraki soruya.
- İnşaatları denetleyecek Yapı Denetim Kuruluşlarını kim seçecek?
- İnşaatları yapan müteahhitler seçecek.
Denetimde çuvallama buna denir. İnşaatı (A) yapıyor, denetimi (B) yapacak, inşaatı yapan (A) denetimi yapacak olan (B’yi)  seçiyor.
Bu ballı börek devam ediyor. Denetçi ücretini inşaatı denetlenecek olan müteahhit ödüyor. (A) hem (B’yi) seçiyor, hem (B’nin) parasını ödüyor.
İyi tezgah. Kendin seç, kendin öde. Sonra, devlet olarak sağlıklı denetim bekle.
Denetim açıkça müteahhit lehine işliyor. Daha hangi denetim.

Yazarın Tüm Yazıları