Köprü bir seçim daha bekleyemedi

Ha çalıştı, ha çalışacak, 2007’de, 2009’da, 2011’de, her seçim öncesinde. Makinalar köprüde yaklaşık bir ay bekliyor, “oyunu bize ver, makinaları çalıştıralım”. Seçim bitiyor, ertesi sabah makinalar çoktan çekip gitmiş.
Çaycuma’da Filyos üzerindeki köprüdeki iş makinaları boşuna değil. Köprü netameli, her an çökme tehlikesi var. İşte, üç gün önce çöküyor ve on beş yurttaşımız hayatını kaybediyor.
CHP Zonguldak milletvekili
Ali İhsan Köktürk Çaycuma’lı, evi çöken köprüye çok yakın. Köprü çökünce oraya koşuyor, insanların
azgın sularda sürüklendiğini tahmin ediyor:
“Yıllardır köprünün çökme tehlikesi olduğu biliniyor. Bu nedenle, çöken köprünün hemen yanına ikinci bir köprü yapıldı. Ama, çöken köprüye de asfalt döktüler, kenar bariyerlerini boyadılar, suyun akış hızını yavaşlatmak için ayaklarına taş döşediler. İki köprüden biri gidiş, biri geliş yolu oldu”.
Tehlikeyi önlemek için ikinci köprü yapılıyor ama, altmış yıllık ilk köprü yine kullanılıyor. Ve onca uyarıya rağmen, çöküyor. Kaza filan değil, ölümler bile bile.

FİLYOS VADİ PROJESİ

Filyos Çayı’nın debisi yüksek, her yıl taşıyor, her yıl çevreye zarar veriyor. 29 kilometre uzunluğundaki Filyos Çayı’nı düzene kavuşturmak amacıyla, Filyos Vadi Projesi var. Çok uzun zamandan beri var, belki yirmi beş, otuz yıldır var. Projeye göre:
Filyos kanal içine alınacak, üzerine baraj yapılacak, iki tarafına sanayi tesisleri kurulacak, çöken köprünün iki yanındaki kum ve çakıl işletmeleri kaldırılacak.
Eski köprüyü güçlendirmek, yanına ikinci köprü eklemekle olacak iş değil. Çevre insanını her an ölümle tehdit eden koşulları ortadan kaldırmak gerek. Proje bunun için var.

DAHA GEÇENLERDE

Çaycuma Halkı yıllardır bu projeyi bekliyor. Her seçim sırasında iş makinalarının köprüye demir atması boşuna değil.
Filyos Vadi Projesi Çaycuma’da 2011 seçimlerinde yine ön planda. O kadar ki, iş makinaları yine çekip gidince, Ali İhsan Köktürk Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’na soru yöneltiyor.
Eroğlu daha geçenlerde verdiği yanıtta, “Filyos Vadi Projesinin ihale bedeli 111 milyon liradır, bu yıl için beş milyon lira ayrılmıştır” diyor.
Köprü ve çevreyle ilgili her şey yıllardır biliniyor. Bilindiği iş makinalarından belli, eklenen ikinci köprüden belli. Biliyorlar da, ölümleri mi önlüyorlar?
Türkiye her hafta bir felaketi yaşıyor. Çadır yangınları, tersane tuzakları, kazan patlamaları, bot devrilmeleri. Bunun adına az gelişmişlik deniyor.

Erdoğan’dan Baykal’a Ödül

TAYYİP Erdoğan 2002 seçimlerine girerken siyaseten yasaklı. Partisi seçimi kazanıyor ve iktidara geliyor ancak, Erdoğan yasaklı olduğu için milletvekili seçilemiyor, Başbakan olamıyor.
2002 seçimlerinde Meclis’e AKP ile birlikte sadece CHP giriyor. Diğer partiler baraj altında, yüzde 34 oy alan AKP Meclis’te büyük çoğunluk elde ediyor.
Seçimden üç ay sonra, şubatta CHP lideri Deniz Baykal İstanbul’da Tayyip Erdoğan’la buluşuyor, Baykal Erdoğan’a Meclis yolunu açıyor, Erdoğan ara seçimle milletvekili seçiliyor, Başbakan koltuğuna oturuyor.
Hafta sonunda üç gazeteci arkadaş ve ben Baykal’la yemekte bir araya geliyoruz. Bu eski olayı sorunca, Baykal:
“Ben demokrasi anlayışımın gereğini yerine getirdim. Partisi iktidar olmuş bir liderin, şiir okudu diye hapse atılması, ardından siyaseten yasaklı kılınması benim demokrasi anlayışıma sığmaz, Erdoğan Meclis’e girmeliydi, bunu tartışmam bile”.
Sormamızın nedeni var. Erdoğan, bir açıklaması nedeniyle Baykal’a tazminat davası açıyor, dava geçen hafta sonuçlanıyor, Baykal on bin liraya mahkum oluyor.
Erdoğan’dan Baykal’a, kendisine Başbakanlık yolunu açma ödülü olsa gerek.
Siyaset mi garip, hayat mı, insanların ilkeleri mi?

Eskihisar’da Kamber Eylemi

GEÇEN Pazar akşamı, Eskihisar Feribot İskelesi. Pek çok araba feribota binip İstanbul’a geçmek için bekliyor. İskelede beş feribot var, kısa sürede herkesin geçmesi mümkün.
Ancak, araba sırası hiç ilerlemiyor. Feribotlar doluyor, ama sıra ilerlemiyor. Çünkü, arkadan gelen arabalar, sıraya girmeden doğrudan feribota biniyor. Bu nasıl iş?
Sırada bekleyenlerden biri de vatandaş Kamber Doğan. Arabadan iniyor, bu garip durumu orada yetkililere soruyor. Aldığı yanıt ilginç:
“Siz geçiş için elli lira ödediniz, hemen binenler yetmiş lira ödüyor”.
Ne zamandan beri böyle bir uygulama var, kimse bilmiyor. Kamber Doğan’ın (aramızda akrabalık yok) tepesi atıyor, başlıyor bağırmaya:
“Bu haksızlık,  ayrıcalık. Biz burada sabaha kadar bekleyecek miyiz?
Her şey, ben yaptım, oldu mantığında.
Ne bu be, yeter artık”.
Kamber Doğan kıyameti kopartıyor, onu duyan, sırada bekleyen ne kadar araba varsa, hepsinden insanlar iniyor, tam bir eylem başlıyor. Yetkililere itirazlar,
diğer arabaların önünü kesmeler derken, uzun süredir sırada bekleyenlerin önü aniden açılıyor. Feribotlar aniden
emre amade.

Özür

ON yıldır burada yazıyorum, dün ilk kez başıma geldi. Teknik bir aksaklık nedeniyle geçen hafta çıkan bir yazım, dün yeniden yayınlandı. İşin hızı ve bilgisayar bazen böyle oyun oynuyor. Sizlerden o teknik adına özür diliyorum.