Kerkük'e Güney Kore askeri

Kerkük'e!..

Tam bir rastlantı. Başbakan Erdoğan dün Güney Kore Meclis Başkanı'nı ziyaret ediyor. Erdoğan'ın Başkan'ı ziyaret ettiği saatlerde, Güney Kore Meclisi Genel Kurulu'nda yoğun tartışmalarla geçen bir oturum yaşanıyor. Konu, Güney Kore'nin Kerkük'e asker göndermesi!..

Karar büyük olasılıkla Meclis'ten geçiyor. Ancak, Güney Kore yine de asker gönderme sendromu yaşıyor. Çünkü, halk Irak'a asker göndermeye karşı.

Nisanda ise, parlamento seçimleri var.

Dün Meclis'te asker gönderme doğrultusunda alınan kararın, hemen uygulanması beklenmiyor. Askerin gitmesi, büyük olasılıkla seçimlerden sonra.

Türkiye'den Irak'a asker gönderme ile, Güney Kore'den Irak'a asker gönderilmesi arasında tezkere türünde ve halktan gelen tepki türünde benzerlikler var. Biz göndermiyoruz, ama onlar gönderecek gibi.

273'TE 46

Güney Kore'de iktidar cambazlık gibi. 273 sandalyelik Meclis'te iktidarın sadece 46 sandalyesi var.

O zaman bu nasıl bir iktidar?.. Güçlü başkanlık sistemine dayalı bir iktidar. Hatta, Amerika'dan bile daha güçlü bir başkanlık sistemi. Parlamentodan yasalar geçiyor, ülkeyi Cumhurbaşkanı yönetiyor. Yasaların geçmesi içinse, Cumhurbaşkanı muhalefeti sürekli ikna etmek zorunda kalıyor. 46 sandalyelik iktidar Cumhurbaşkanıyla birlikte davranıyor.

Irak'a asker göndermek, bu ikna yöntemine bir örnek.

Meclis'te dün yine Şili ile serbest ticaret anlaşması yasası kabul ediliyor. Bu tip bir anlaşma, ekonomik anlamda, Güney Kore için bir ilk.

BAŞBAKAN VAR, YOK

Güney Kore sisteminde Başbakan var, ama yok!..

Erdoğan'ın ziyaret programında bile Güney Kore Başbaşkanı ile görüşme yok. Protokol yemeğinde bile Başbakan yine yok. Başbakan'ın adı var, kendisi hiç bir yerde yok.

Cumhurbaşkanı, Başbakanı Meclis dışından atıyor. Başbakan, bir bakan statüsünde. Ama öyle ki, artık herhangi bir resmi programda bile yer alacak durumda olmayan bir topal ördek.

500 milyon dolara Nobel Ödülü

PARAYI veren, mesele ortaya çıktığında intihar ediyor!..

Bundan önceki Cumhurbaşkanı Kim Dae Jung Kuzey Kore ile ilişkileri yumuşatmak istiyor.

Kuzey Kore'ye resmi bir ziyarette bulunmak istiyor. Ancak, Kuzey Kore buna yanaşmıyor. Oysa, böyle bir ziyaret Güney Kore için iyi bir propaganda. Kuzey yanaşmayınca, Güney Kore'nin aklına muhteşem bir fikir geliyor:

Ziyareti satın almak!..

Kuzey Kore parayı duyunca pazarlık başlıyor. Ve ziyaret 500 milyon dolara bağlanıyor. Güney Kore Cumhurbaşkanı Kuzey Kore'ye gidecek, karşılığında da Kuzey Kore'ye 500 milyon dolar verilecek!..

Parayı ünlü otomobil firması Hyundai sahipleri, beş kardeşten biri ödüyor. Ziyaret ‘‘Barış adına atılmış bir adım olarak’’, dünyada büyük yankı yaratıyor.

Yankı öyle büyük ki, 2000 yılında Nobel Barış Ödülü Güney Kore Cumhurbaşkanı Jung'a veriliyor!..

Kısa süre sonra, ziyaretin satın alındığı ortaya çıkıyor. Dünya skandalla çalkanıyor. Parayı veren Hyundai sahiplerinden biri intihar ediyor.

Doğu kültürü böyle. Bir skandal ya da başarısızlık karşısında ya istifa ya intihar!... Yani, bize hiç benzemiyor.

Barış Ödülü mü?.. O yine Jung'da kalıyor.

500 milyon dolar mı?.. Kuzey Kore 500 milyon dolarla silah satın alıyor. Barış Ödülü silaha gidiyor.

KUZEY KORE'Yİ AÇTI

Başbakan Erdoğan dün Cumhurbaşkanı Roh ile görüşürken, Güney-Kuzey Kore ilişkilerine de değiniyor. ‘‘Dünya barışı adına Kuzey Kore ile ilişkilerin geliştirilmesinden’’ söz ediyor.

Roh yanıt vermiyor. Ne de olsa, ağızları geçmiş ziyaretten yani skandaldan epey yanmış.