Paylaş
ARADA doksan kilometrelik Arapların elinde tuttuğu bölge var. Türkiye-Suriye sınırında o doksan kilometreyi de PYD (PKK) ele geçirdiğinde, Habur’dan Hatay’a kadar Kürt Bölgesi. Hatay’a geldiğimizde bu kez sınırın öte yakasında IŞİD var, Suriye aradan çıkıyor, IŞİD ve PKK yeni sınır komşularımız. Biz şimdi yeni komşularımızla savaşıyoruz. Amerika’dan icazet alarak. Daha önce Suriye sınırında ne PYD var, ne IŞİD. Bunların varlığı son on üç yılda izlenen dış politikanın sonucu. Esad’a düşmanlık, Irak’la bazen mayhoş, genellikle gergin, geldiğimiz yer Türkiye-Suriye sınırının fiilen yok olması.
‘İÇ MESELEMİZ’
Sen “Suriye bizim iç meselemiz” diye davul çalıyorsun, bu durumda şimdi iç meseleni bombalıyorsun, aynı zamanda iktidarda bulunduğun on üç yılına bomba atıyorsun. On üç yıllık iktidarın, attığın her bomba ile iflasını ilan ediyor. Sadece IŞİD’i bombalayarak değil;
Kandil’i bombalayarak en büyük iddian olan çözüm sürecini bombalıyorsun. Yıllarca ağzından düşürmediğin, çok büyük hırsla sarıldığın, devletin bütün kurumlarını seferber ettiğin, “Adım tarihe altın harflerle geçecek” diye üzerine titrediğin çözüm süreci bir gece yarısı F-16 sortileriyle tarihe gömülüyor.
Çözüm sürecinde öyle hassassın ki, İmralı görüşmelerinde bir tutanak yayınlanınca, sürece gölge düşer kaygısıyla, “Batsın sizin gazeteciliğiniz” diye dünyayı ayağa kaldırıyorsun. Şimdi vurun Kandil’i, hangi İmralı, hangi ateşkes. On üç yıl az gidiyoruz, uz gidiyoruz, bombalı günlere dönüyoruz.
Bunların tamamı erken seçim hesapları. Kaybettiğim milliyetçi oyları MHP’den, Kürt oyları HDP’den geri alır mıyım, yeniden tek başıma iktidar olur muyum hayalleri. MHP seçmenine “Ben daha milliyetçiyim”, HDP seçmenine “Bunlar barış istemiyor” mesajıyla karışık.
Nişan tamam, ya 1. sayfalar
-BEKLENEN haberi bekletmeden vermek gerek: AKP ile CHP arasında nişan takılmış, AKP-CHP koalisyonu için büyük adım atılmış bulunuyor. Önceki gün AKP ve CHP heyetleri beş saat süreyle bir araya geliyor.
-Görüşmede, tarafların deyimiyle, hükümet kurmak için “iyi niyet” hâkim. O kadar iyi niyet ki, yüzde doksan bu iş bitti diye bakmak mümkün. Bakanlıkların paylaşımı aşamasına kadar gelindiğine ilişkin bir izlenim var.
-“17-25” yolsuzluk iddiaları masaya gelmiyor, onu “Meclis çözecek” tezi ile. Yani, 17-25 koalisyon konusu değil, olursa, iş çıkmaza girer kaygısıyla. Kaygıyı iki taraf da paylaşıyor. Kaygı duymak, iki tarafın da, koalisyon isteğini yansıtıyor.
-Tayyip Erdoğan sorununa gelince, CHP onu da koalisyon protokolüne eklemeyi düşünmüyor, “O Saray’da otursun” demek CHP’ye yetiyor, pratik belirleyecek, umuduna bırakıyor.
-Türkiye savaşta ama işbaşında topal ördek bir hükümet var. Savaş AKP-CHP yakınlaşmasında önemli rol oynuyor.
-Koalisyon yönünde çok ciddi bir adım atılıyor, ancak medyada beş saatlik görüşme haberi epey geride, pek çok gazetede birinci sayfa haberi bile olmuyor, olsa da, tek sütundan ibaret. Bu da, Türkiye’nin ruh halini yansıtıyor, savaş heyulası, AKP’den bıkkınlığın devamı.
‘Önce o’
-IŞİD Suruç’ta 32 genç insanı katledince, içeride IŞİD operasyonları ve trajikomik olay, “önce o alınıyor”. Kim o? IŞİD’in İstanbul sorumlusu.
Madem İstanbul sorumlusu var ve sen onu biliyorsun, neden bugüne kadar almıyorsun, neden Suruç’u bekliyorsun? İstanbul’dan başka, nerelerde “sorumlusu” var? Sen herhalde onları da biliyorsun, onları alman için 32 gencin ölmesi mi gerek?
Paylaş