HARİTADAN ilk silinecek ülkeler arasında Bangladeş var. Doğadan ilk yok alacak hayvan türleri arasında kutup ayıları var. Bu yüzyılın sonunda denizler altmış santimetre yükseliyor. Fırtına, kuraklık ve sel baskınları.
New York, Londra, Şanghay deniz yükselmesinden en çok etkilenecek kentlerin başında. Diğer mega kentlerdeki sel baskınlarıyla birlikte, yaklaşık 200 milyon insan evini, barkını bırakıp, göç etmek zorunda kalacak. Senaryo bu kadar ürkütücü.
Geçen yüzyılda insanlığın günlük yaşamını birebir etkileyen pek çok olayın yanı sıra, iki dünya savaşı ile 1970’lerdeki petrol fiyatlarındaki artışlar önde geliyor. Dünya yirmi yıl petrol fiyatlarındaki artışları konuşuyor. Alternatif enerji türleri üzerinde çalışılıyor.
2000’li yıllara terör dalgası ile giriliyor. İnsanların hayatlarını yine birebir etkileyen olgu. Şimdi ise, global ısınma ve iklim değişikliği. Öyle görünüyor ki, otuz-kırk yıl, belki daha uzun tartışılacak, daha da kötüsü yaşanacak.
Aslında, dünya tehlikenin farkına 1990’lı yıllarda varıyor. 1992 Rio de Janeiro Zirvesi, 1997 Kyoto Protokolü. Buna rağmen, global ısınma, kirlenme ve erozyon alıp başını gidiyor.
2007 KİLİT
Sanki dünya savaşı. Karşıdaki düşman, insanın dostluğunu hiçe saydığı, sömürdüğü, ihanet ettiği doğa.
Temel sorun, ısınmaya yol açan karbondioksit oranını çok keskin bir dönüşümle azaltmak. Düğümü kılıçla keser gibi. Önümüzdeki yirmi yılda bu oran düşmezse, işte o zaman yok olacak ülkeler, kaybolacak hayvan ve bitki türlerine dönük tehlikeler iyice artıyor.
Bu konuda asıl görev sanayileşmiş ülkelerin. 80 milyon Avrupalı’nın saldığı karbondioksit 700 milyon Afrikalı’nın saldığı karbondioksite eşit.
Atmosfere en çok karbondioksit salan ülkeler Amerika, Çin, İspanya, İtalya, Finlandiya, Yunanistan, Brezilya, Meksika ve on üçüncü sırada Türkiye.
İklim değişikliğine karşı önlemler açısından, AB 2007’yi kilit yıl görüyor. Yarın 50. kuruluş yılını kutlayacak olan AB önündeki en hayati sorun, bu önlemler.
İlk adım Almanya’dan. Almanya ilk kez karbondioksit vergisi getirmeyi planlıyor.
Örneğin, her arabanın saldığı karbondioksit miktarı hesaplanıyor. Vergi bu miktara göre. Büyük arabalara çok, küçük arabalara az vergi. Böylelikle, araba modellerinde değişiklik zorlanıyor. Aynı verginin benzer başka araç ve gereçler için de uygulanacağı ortada.
BİZDE KURAKLIK
Türkiye en çok karbondioksit salan ülkelerden biri olarak, yeni enerji türlerine geçmek zorunda. Rüzgar santralları bunun bir adımı.
Ama, iklim değişikliğinde Türkiye’ye en büyük tehdit, kuraklık. Böyle giderse, nasıl ki, Bangladeş denize batacak, Türkiye de kuraklıktan kırılacak.
Garip gelebilir ama, bence hükümetin el atacağı en acil konu bu. Konuyla ilgili çeşitli mesleklerden uzmanları toplamak ve çare bulmak.
Çok satan edebiyat dergisi
TÜRKİYE’de "kimse okumuyor" tezini çürüten gelişmeler var.
Bunlardan biri, bir edebiyat dergisinin haftalık satışı. Son 25. sayısıyla birlikte, K Dergisinin haftalık satışı 20 bine yaklaşıyor. Haftalık bir dergi, hele de bir edebiyat dergisi için, bizde büyük rakam.
K’nın kapağında, üstte Goethe’nin bir sözü yer alıyor. İnsan kendini yalnızca insanda tanır."
Bu anahtardan yola çıkarak, K Dergisi insanları anlatıyor. Ama, sadece yerli ve yabancı edebiyatçıları. Onların özel yaşamlarına iniyor, eserleriyle hayatları arasındaki bağlantılarla, okuyucuyu bilinmeyen yolculuklara götürüyor.
Nazım, Shakespeare, Reşat Nuri, Pavese, Neyzen Tevfik, Puskin, Oscar Wilde, Şevket Süreyya, Pierre Loti ve her sayıda sekiz, on dünya çapında edebiyatçı. Üstelik, bunları genç bir ekip kaleme alıyor. 20 bin haftalık satış, ciddi başarı.