OPERANIN adı, Saraydan Kız Kaçırma. TBMM Plan Bütçe Komisyonu’ndaki senaryonun adı, IMF’den para kaçırma. Sadece üç perde.
Birinci perdede köy yolları kaçırılıyor. İkinci perde, köy yolu kaçırmaya bir baraj kaçırılmasının eklenmesiyle, biraz daha heyecanlı hale geliyor. Üçüncü perdeye gelindiğinde, belki öğretmen aylıklarının kaçırılışını izleyebiliriz. Sonucu şimdiden söylemek doğru değil, sonra tadı kaçıyor.
CHP Trabzon milletvekili Akif Hamzaçebi’nin deyimiyle, AKP Hükümeti Meclis’e bir değil, iki bütçe sunuyor. Bütçenin biri görünüyor, diğeri görünmüyor. Birinde gelirler ve harcamalar görünüyor, ötekinde görünmüyor.
IMF’den para kaçırma görünmeyen bütçede yer alıyor.
TMSF’DEN İKİ KATRİLYON
TMSF’ye ait, özelleştirmelerden elde edilmesi beklenen iki katrilyon lira var. Hamzaçebi iddia ediyor ki, bu iki katrilyon lira bütçede yer almıyor. Gelir olarak yer almadığına göre, bu paranın nerede harcanacağı da, gider olarak gösterilmiyor.
Dolayısıyla, ortaya iki bütçe çıkıyor. Komisyondaki tartışmalarda, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan bu değerlendirmeyi reddediyor.
Bütçede yer almayan bu gelirin, yine bütçede yer almayan harcama yerleri çoktan belli. İki katrilyon liranın bir katrilyon 400 trilyon lirası köy yollarına ayrılıyor. Üçyüz trilyon lirası çeşitli ödemelere veriliyor.
Kalan üçyüz trilyon liranın 170 trilyonu Yusufeli Barajı’na gidiyor. Arta kalan son 130 trilyon lira Milli Eğitim Bakanlığı’na aktarılıyor.
Gelirin kaynağı, nereye harcanacağının bilinmeyişi, önem sırasında arkadan geliyor. Asıl cazibe, neden gösterilmiyor, sorusunda yatıyor.
HAMZAÇEBİ’NİN YORUMU
Bütçe tutanaklarına bakarsanız, bundan on beş gün önceki tartışmalar Akif Hamzaçebi’nin bu yöndeki açıklamalarıyla dolu.
Tutanaklarda yok, ama daha sonra Hamzaçebi ile konuşuyorum. Asıl mesleği maliye olan Hamzaçebi, bu işlerin içindeki eski bir bürokrat olarak, ilginç bir bilgiye sahip:
‘TMSF’nin özelleştirme yoluyla elde ettiği gelirleri, IMF normal gelir kabul etmiyor. Yani, düzenli gelir değil. Düzenli olmayan geliri bütçede göstermek ve bunu IMF’ye anlatmak mümkün değil. AKP’nin bulduğu formül, bunu bütçenin çeşitli maddelerinin aralarına kaydırmak oluyor. Düzenli gelir olmadığı için de, nereye harcanacağını gösteremiyor. Onu da, madde aralarına sıkıştırıyor.’
Bazı gelir ve harcamaları IMF’den kaçırmak, AKP’nin işine geliyor. Çünkü, görünmeyen gelirleri, IMF istekleri dışında harcamak kolay.
Yatırımlara karşı çıkan IMF ile uzlaşmanın yöntemlerinden biri, belki de kız, pardon bütçe kaçırmaktan geçiyor.
Federasyon teftişine onay
SPORDAN Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin, İsviçre maçı dosyasını önceki gün Başbakan Erdoğan’a veriyor. Futbol Federasyonu’nun teftişine onay verilmesi istemiyle. O görüşmede Erdoğan, İsviçre maçına bir yorum ekliyor:
‘Futbol Federasyonu suçlu görünüyor. Ama, havaalanında ve sonrasında İsviçre takımını emniyet güçleri daha iyi korumalıydı. Onların da ihmali var.’
Bu arada, teftiş için onay veriyor. Başbakanlık Teftiş Kurulu devreye giriyor. Erdoğan onay imzasını ya atmış olmalı ya da eli kulağında.
Öte yandan, Mehmet Ali Şahin diğer spor federasyonlarıyla ilgili telefon sohbetimizde şunu söylüyor:
‘Benim bakan olarak, diğer federasyonları genel kurula götürmek yetkim var. Şimdi bir Sportif Değerlendirme Kurulu oluşturdum. Oradan gelecek rapora göre, hangi federasyonda genel kurul üzerinden değişiklik olacağına karar vereceğim.’
Şahin’in gerekçesi ilginç:
‘2008 Pekin Olimpiyatları için hazırlanmamız gerek. Ama, bazılarında atalet görüyorum. Bu böyle gitmez. Karar için, uzun süreye ihtiyaç yok.’
Değişik açılardan ve değişik alanlarda, Türkiye’de sporun bu ölçüde yara aldığını anımsamıyorum. Halterinden futboluna kadar. Bakan Şahin haklı.