İlk seçimde baraj yüzde 5

STRASBOURG

İlk siyasal uyum adımlarından biri seçimlerdeki yüzde 10’luk barajı yüzde 5’e indirmek!..

İlerleme Raporu ve 17 Aralık’ta AB ile görüşmelerin açılmasıyla birlikte, Türkiye bir dizi yaptırımla karşı karşıya kalıyor. AB’nin otuz ayrı başlık altında topladığı kurallar, tarımdan kadın haklarına, çevreden siyasete kadar çeşitli alanlara yayılıyor. Görüşme yılları boyunca, Türkiye bunları tek tek yerine getirmek zorunda.

Bunlardan biri, seçimlerde Meclis’e girmek için partilerin aşması gereken yüzde 10’luk barajın yüzde 5’e düşürülmesi.

12 EYLÜL İPTAL

12 Eylül Askeri Rejimi, eski koalisyonlara tepki olarak, seçimde yüzde 10’luk baraj getiriyor. Bu baraj 1983 seçimlerinden beri uygulanıyor.

Ancak, yüzde 10’luk baraj yüksek olduğu gerekçesiyle, halen hiçbir AB ülkesinde yok. AB’deki baraj yüzde 5. Çünkü, AB sistemi, bir yandan siyasetin dağılmasını istemiyor. Ama öte yandan da her siyasal görüşün mecliste temsilini öngörüyor. Türkiye’deki yüzde 10’luk baraj, bu temsili engelliyor.

AB kaynakları önümüzdeki ilk genel seçimde barajın yüzde 5’e çekilmesini istiyor. Otuz başlık altında toplanan uyum ve yaptırım paketinden ilk çıkacak konulardan biri bu.

Nitekim Avrupa Konseyi, dün bu yöndeki tavsiye kararını yayınlıyor. Bu yöndeki adımları izleyeceğini bildiriyor.

AKP barajın düşmesine sıcak bakmasa bile!.. AB’li olmak, AB’yi istemek, kendi görüş ve değerlerine ters düşse de, bu kurallar dizisini uygulamaktan geçiyor.

AKP’ye yine ters düşen yaptırımlardan biri ordudan atılanlarla ilgili yeni çıkan bir adet!..

Her Askeri Şura’da bazı subay ve astsubayların orduyla ilişkisi kesiliyor. Başbakan Tayyip Erdoğan, Askeri Şura’nın bu kararına şerh düşüyor. Yani, karara katılmıyor.

Oysa, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) bir kararı var. Ordudan atılanlar AİHM’ye başvuruyor. Ancak, AİHM ‘Ait olduğunuz kurumun kurallarına uymak zorundasın’ diyerek, davayı geri çeviriyor.

AB ile bunun ilgisi?.. AİHM’nin verdiği bir karar, aynı zamanda iç hukuk kararı. Yani, buna karşı çıkmak mümkün değil.

Yani, Askeri Şura kararlarına şerh düşmek, AB kurallarına ters!..

İktidarlar bundan vazgeçmek zorunda!..

Kendi tabanına bu yersiz gösteriler AB’de geçerli değil!..

Zor dostum zor, AB’li olmak zor!..

Reçeller ve pastırmalarla AB’de

ÇEMBER
sakal, takke, iple bağlanmış çantalar, ipin kopmasıyla birlikte yerlere saçılan reçeller, pastırmalar, pasaport sırasında itiş-kakış, elde tespih, başta türban, kucakta sürekli ağlayan çocuklar...

Burası önceki gün Strasbourg Havaalanı!.. AB yolunda ilerliyoruz!.. Heyecanla AB’nin bizim için vereceği kararı bekliyoruz.

İstanbul’dan Strasbourg’a inen uçaktaki yolcuların görüntülerine ve davranışlarına bakınca, acı acı düşünüyorum:

‘AB kısa sürede bizi kabul edecek!..’

DÖRT CAMİ

Strasbourg Fransa’ya çalışmaya gelen Türkler’in ilk yerleştikleri kentlerden biri.

Dört cami var Strasbourg’da. Biri Milli Görüşçüler’in, ikincisi Nurcular’ın, üçüncüsü Süleymancılar’ın, dördüncüsü de Diyanet İşleri’nin, yani devletin.

Her cami kendi içinde bir blok. Türkiye’deki tarikatların Strasbourg’a yansıması.

Havaalanındaki feci görüntülerle bu cami paylaşımını biraraya getirin, sorunun aradığınız yanıtı ortaya çıkıyor: Fransa kendi günlük yaşamını etkileyen bu manzaralara karşı. Onun için de Türkiye’nin AB üyeliğine tavır alıyor.

Kuzey Afrika’dan Fransa’ya gelen 5 milyon Müslüman var. Onlar Fransız vatandaşı, ama kültürleri farklı. Fransız kültürü onlara çok uzak. Ve sürekli sorun yaşıyorlar. Kuzey Afrika’dan gelenler türban takıyor, gettolarda yaşıyor.

Şimdi, bir de Türkler!.. Yeni bir sorun daha!..

Sorun, demokratikleşme ya da benzeri uyumdan kaynaklanmıyor. AB ile sorun sosyal ve kültürel farklılıklarda yatıyor. Bunu aşmak da, uzun zaman gerektiriyor.
Yazarın Tüm Yazıları