İkinci Uludere faciası

Oysa, ortada şu anda kimsenin itibar etmediği, AKP üyelerinin kendi kendilerine yazdığı, sade suya tirit bir rapor var. Bir buçuk yıla yakın zaman önce Uludere’de bizim güvenlik güçleri 34 yurttaşımızı bombalıyor ve henüz sonuç yok. AKP’nin diğer komisyon üyelerine bile göstermediği rapora, CHP Ankara Milletvekili Levent Gök nefis bir araştırma sonucunda muhalefet şerhi yazıyor. İleride Uludere’yi yazacak olanlara tarihsel bir belge.

ÇELİŞKİLER

Uludere’de çelişkiler birbiriyle yarışıyor. Tayyip Erdoğan TV’de ve grubundaki konuşmada, “Orada ölenlere ikide birde sivil vatandaş diyoruz, terör örgütünün üyesi de sivildir. Ama o sivil görüntü altında teröristtir” diyor.

Buna karşılık, Mülkiye müfettişlerinin ön inceleme raporu tam tersine “Öldürülenlerin terör örgütüyle bağlantısı yoktur” diyor.

Aynı görüşü başka hükümet üyeleri de paylaşıyor, “Ölenler PKK’lı değildi” diyor.

ASELSAN İDDİASI

Levent Gök’ün AKP raporuna dönük bir başka iddiası var:

“ASELSAN insansız hava aracının görüntülerinden yola çıkarak bombala-mayı koordinatları ve zamanıyla birlikte aktarıyor. Ancak, rapor montaj oyunuyla ASELSAN raporunu tahrif ediyor”.

Gök ciddi iddiasını sürdürüyor:

“ASELSAN raporunun bir kısmını yazıp diğer kısmını sansürleyerek raporda başka bir algı yaratmaya çalışan bu anlayış, çocuklarının parçalanmış cesetlerini arayan ailelerden PKK’lı üretmeye cüret edecek kadar gözünü karartmıştır”.

Gök muhalefet şerhinde yakınlarını kaybedenlerin feryatlarına da yer veriyor. Ölen Serhat Encü’nün ağabeyi Veli Encü:

“Gidenlerin hepsi kardeş ve akrabaydılar. Kilometrelerce yolu yırtık ayakkabılar, yırtık giysilerle dondurucu soğukta üç-beş kuruş kazanmak için gittiler. 34 masum insan hayallerine ve yaşlarına bakılmadan bombalarla paramparça edildi”.

BİLDİRİLMİŞ

Çarpıcı gerçekler devam ediyor: “Ortasu köylüleri atılan son bombadan yetmiş saniye önce Gülyazı Jandarma Komutanı’nı arayarak, köylerinden Irak tarafına geçen çocuklar ve katırların bulunduğunu, yapılan harekâtta bunların zarar görmemesini bildirmiş olup bu husus hem taraflarca hem de telefon kayıtlarının teknik raporuyla doğrulanmıştır”.

Çırpınma nafile, bombalama devam ediyor. Levent Gök muhalefet şerhinde Genelkurmay’ın açıklamasını hatırlatıyor:

“İçinde örgüt elebaşılarının da bulunduğu terörist grubun karakol ve üslerimize yönelik saldırı hazırlığında olduğu, 28 Aralık 2011’de Irak’tan hududumuza doğru bir grubun hareket halinde bulunduğu insansız hava aracı görüntüleri ile tespit edilmiştir. Harekât Türk Silahlı Kuvvetleri’ne verilen görev ve yetkilerle kurallara
uygun olarak icra edilmiştir”.

Oysa, Heron görüntülerinden grubun niteliği hakkında bir kanaat oluşturmak olanaklı.

HER ŞEY ORTADA

Buna karşılık, İçişleri Bakanlığı müfettişleri raporu her şeyi açıklıyor:

“Ölen ve yaralananlar örgüt mensubu değildir. Grupta silah yoktur. Mazot taşımaktadır. En yakın askeri üs gruba beş km mesafede olup, grubun askeri üsse yönelmesi söz konusu değildir. Yavaş seyreden gruba acil müdahaleyi gerektiren bir durum yoktur. Sınıra vardıktan sonra 40 dakika beklediği, bu süre içinde grubun niteliği hakkında bilgi almak için yeterli zaman vardır. Katır sayısı insan sayısının iki katıdır, grubun kaçakçı olarak değerlendirilmeyişi hatalıdır. Top atışlarına rağmen grubun sınıra doğru ilerlemesi bölücü terör örgütü tavrı değildir. Ölen ve yaralananlara yardım edilmemesi ülkemizin acil kurtarma ilkelerine yakışmamıştır. Ölenlerin çoğu eğitim görmekte olan, kalem tutan çocuklardır. Sınırın iki yakasındaki insanlar akraba olup kız alıp vermekte, geçim sıkıntısı çekmektedirler. Başkaca gelir kapısı bulunmadığından kaçakçılık, bölgede rüştünü ispat etmek anlamına gelmektedir”.

Daha ne? AKP raporu bunları görmezden geliyor ve “İkinci Uludere faciasına” imza atıyor.

BDP NEREDE

Uludere BDP’nin bahçesi. AKP raporuyla çoktan ilgilenmesi gerekirken, komisyon üyesi BDP milletvekili Ertuğrul Kürkçü piyasada yok.

Kim bilir, AKP ile uzlaşma sürecinde, belki AKP’yi üzmek istemiyor ama Uludere halkını üzüyor.

Levent Gök önemli bir görevi yerine getiriyor. Buna karşılık, Uludere hâlâ sorumlularını bekliyor. “İkinci Uludere faciası” zaten bu.