Paylaş
Herhangi bir devlet ihalesi olduğunda, sokaktaki vatandaşın ilk tepkisi bu oluyor. Kırk yıldır, elli yıldır bu inanç değişmiyor. İhaleyi kazanan ellerini ovuşturuyor, ihaleyi veren ellerini daha çok ovuşturuyor. Herkes kazançlı.
Kamu ihaleleri kırk yıldır, elli yıldır siyasal iktidarların en önemli finans kaynağı. Zaman zaman bu ihalelerde yolsuzluk iddiaları ayyuka çıkıyor. Hatta, geçmişte bu ihaleler nedeniyle Yüce Divan’da yargılanan bakanlar bile var, ama sonuç değişmiyor.
KURUMA OPERASYON
Kamu ihalelerindeki yolsuzluk iddialarına dönük şikayetler sonunda Türk Adaleti ve Emniyetini harekete geçiriyor.
Geçen hafta Kamu İhale Kurumu’na düzenlenen operasyonda yolsuzluk iddiaları diz boyu. Kurumun iç işleyişinde ilişkiler ortalığa dökülüyor. Hiç biri sürpriz değil. Sürpriz olan, bu kuruma dönük operasyon. Demek ki, artık iş çığırından çıkıyor ve operasyon şart oluyor.
Ortada milyonlarca liralık yolsuzluk var, buna rağmen, medya bir kaç istisnasıyla, bu operasyona nedense pek yüz vermiyor.
Oysa, ihale ilişkileri üzerinden çıkartılacak bir harita Türkiye’nin siyasal aynasını yansıtabilir. Yolsuzluk iddialarına adı karışan kişilerin ilişki coğrafyası ortaya kanlı, canlı bir ağ çıkartabilir.
Ortada bir iddia zinciri ve çarpıklık var.
AB RAHATSIZ
O çarpıklık Brüksel’e, AB’ye kadar uzanıyor. İşte, AB’nin bizimle ilgili Kamu İhale Raporu’ndan bazı alıntılar:
“-İhalelerle ilgili yapılan şikayet sayısı 2009’da 2.954 iken, bu sayı 2011’de yüzde 45’lik artışla 4.281’e ulaşmıştır. Yolsuzluk iddiaları hızla artıyor, demek istiyor.
-Tutarlı yasal çerçeve olmaması nedeniyle şeffaflık yoktur. AB, ihale yasasının değiştirilmesi için Ankara’ya sayısız başvuruda bulunuyor.
-Toplam sözleşme değerinin yüzde 22’sinde ihale yasasında yer alan usullere uyulmamıştır. İhaleler keyfe göre yapılıyor, demek istiyor.
-Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu alımları ihale yasası kapsamı dışında bırakılmıştır. Belediyelerin dağıttığı kömürlere gönderme mi?
AB İlerleme Raporlarında bu gözlemlerin altını çiziyor, iktidar bu rahatsızlığı gidermek için ihale yasasını on dokuz kez değiştiriyor, ancak AB hala memnun değil.
AB’de görüşülen başlıklardan biri olan ihale dosyası henüz kapanmış değil.
AB elindeki bilgilere göre, Brüksel Ankara’ya hala ihale yasasındaki değişiklikler için yeniden ve yeniden taslak gönderiyor, ihalelerin AB kurallarına, dolayısıyla tam rekabet koşullarına uymadığını söylüyor.
Kamu İhale Kurumu’na düzenlenen operasyon AB uyarılarına rastlıyor. Operasyon şeffaflık sağlanmasında ilk adım. Ne çıkacağını merak ediyorum, daha doğrusu ilişki coğrafyasını gösterecek haritayı.
AKP muhalefetle uzlaşıyor mu, yoksa çok mu safız
“BEN de geçen dönem hazırlanan içtüzük çalışmalarından yanayım”.
Anayasa Uzlaşma Komisyonunda CHP Konya milletvekili Atilla Kart’ın eleştirilerine karşı Meclis Başkanı Cemil Çiçek söylediği bu cümleyle farklı bir tavır almış oluyor.
AKP iki hafta önce Meclis’e içtüzük değişikliği getiriyor. Bu değişiklikle, muhalefetin Meclis’te sesinin kesileceğine inanıyor. Cemil Çiçek’in yönettiği oturumda gece yarılarına kadar kavga çıkıyor.
Anayasa Uzlaşma Komisyonunda Atilla Kart bir yandan Çiçek’in anayasa çalışmalarına ilişkin hakkını teslim ediyor, ama öte yandan içtüzük görüşmelerinde taraflı davrandığını Çiçek’in yüzüne karşı söylüyor. Çiçek, “siyasetin çok sertleştiğinden” yakınıyor.
Geçen dönem tüm partilerin katılımıyla hazırlanan bir içtüzük taslağı var. Muhalefet o taslağa dönülmesini istiyor. Kart bunu hatırlatıyor. Çiçek de, sürpriz biçimde, “o taslak üzerindeki çalışmaların canlandırılmasından yana olduğunu” söylüyor.
AKP kavgalara yol açan taslaktan vazgeçer ve Çiçek’in desteklediği çalışmaya dönerse, AKP on yıllık iktidarında direttiği bir konuda muhalefetle ilk kez
uzlaşmaya gitmiş olacak.
Fazla iyimser olmaya gerek yok. Belki de, bu adım Cemil Çiçek’in kişisel düşüncesidir, kısa sürede göreceğiz.
Ispartalı Mustafa
“ÇOCUK doğduktan sonra analizi yapılsın. Vatana, millete, bu ülkeye zararlı ise, yürümeden yok edilsin”.
Kan tahlili, DNA testi, baktınız, çocuk ilerde zararlı işler yapacak, uğraşmaya gerek yok, öldürülsün.
Bu muhteşem fikrin sahibi Erzurum’da bir okulun müdürü Mustafa Aydın isimli bir öğretmen. Belli ki, adı gibi, çok aydın, eski Isparta’yı iyi biliyor. Eski Isparta’da da çocuklar gürbüz mü olacak, cılız mı, testi için doğduktan hemen sonra bir kaç gün soğukta, aç bırakılıyor. Ölmez ise, mesele yok, ölürse, kalan sağlar bizimdir.
Mustafa Aydın bu dahiyane fikri herhalde Isparta’dan esinlenmiş. Şimdi soğukta bırakmaya gerek yok, malum, tıp hayli gelişmiş, belli tahliller sonucu çocuğun cinsi, cibilliyeti belli olacak, kötüyse, at gitsin.
Adam adı üstünde öğretmen, çocukları eğitecek, vatana, millete hayırlı insanlar yetiştirecek. Ne gerek var eğitime, idrardan karakter tahlili yaptın, baktın zararlı olacak, öldür gitsin.
Bu vatandaşımız okul müdürü olarak harcanıyor, alın o görevden, yanlış anlaşılmasın, Vatana Millete Hayırlı Çocuk Analiz Merkezi Müdürü yapın.
Paylaş