Hukukla Baykal arasında sıkışınca...

DEĞİŞİK mesleklerden gelenler inceliyor. CHP Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) Mustafa Sarıgül ile ilgili iddiaları içeren dosyayı, bu arada mülkiye müfettişlerine de veriyor.

Müfettişlerin raporu:

‘Bu belgelerle, herhangi bir kişiyi rüşvetle suçlamak mümkün değil!..’

Ayrıca, dosyada yer alan diğer belgelerde imzaların bazıları o kişilere ait değil, bazıları eksik, gibi tespitler var. YDK üyelerinin ağzı, eski ihraç kararlarından dolayı zaten yanık. Çünkü, ihraç kararlarının yüzde 90'ı mahkemelerden geri dönüyor. Çünkü, kararlarda hukuk ikinci planda!..

GÜRPINAR DERSLERİ

YDK böyle bir araştırma sonucunda, Sarıgül'ün partiden ihraç istemini geri çeviriyor.

Bu kararla birlikte, Baykal'la çelişkiye düşen YDK üyelerinin başında eski bakanlardan İrfan Gürpınar geliyor. Gürpınar:

‘Ben yıllarca Sayın Baykal ile birlikte politika yaptım. Baykalcı'lık sıfatı bana yapıştı adeta. Ancak, son zamanlarda terslikler iyice arttı. İnsanların ifadelerini bile almadan, partiden atmaya başladık.’

Sarıgül
dosyası işte tam bu sırada YDK'ya geliyor. İnceleme sonrasında, karar aşamasına gelince, Gürpınar:

‘Bu belgelerle birine rüşvetçi demeniz mümkün değil. Yıllarca Sayın Baykal'la politika yapan biri olarak, karar için, Baykal'la hukuk arasında sıkıştım. Hukuku tercih ettim!..’

Günümüz siyasetinde sadece CHP için değil, herkesin ders alması gereken bir örnek. Ders devam ediyor:

Baykal ve Gürpınar genellikle sabah sporunu, zaman zaman da kahvaltıları yıllardır birlikte yapıyor. Sarıgül kararından sonra, birlikte ne spor, ne kahvaltı!..

Siyasal hırsların insan ilişkilerini yerle bir ettiği sır değil. Örneklerden de, başkalarının ders almayı bilmediği sır değil!..

CHP delegeleri, umarım Gürpınar'ın yaşadığı bu çarpıcı örneği akılda tutarak, Kurultay'da oy kullanır!..

SARIGÜL NE YAPIYOR

Sarıgül
'ün iki yöntemi var. CHP'yi dışardan kuşatarak, içerde iktidarı ele geçirmeye uğraşıyor.

İçerde, önce bölge toplantılarıyla CHP'nin o bölgedeki delegelerine ulaşmaya çalışıyor. Karadeniz'de, Ege'de, öteki bölgelerde. Hafta başında Samsun'da, dün Erzurum'da olduğu gibi. Çevresi bu toplantılardan son derece memnun!..

Eşi, delege eşlerini arıyor tek tek!..

Gençlik Komitesi de, delege çocuklarını arıyor tek tek!..

CHP'nin dışından, CHP'nin içini etkilemek kampanyasında ise, halk desteğini arkasına almaya çalışıyor. Bölge toplantılarında, halk kendisine belli bir ilgi gösteriyor. Bu ilginin delegeyi etkilemesine çalışıyor.

Dışardan içeriyi etkileme çerçevesinde, Kurultay günü, salonun dışında ciddi bir kalabalık toplama hedefi var.

Eşlerle, çocuklarla, halkla delegeyi yanına çekme çabası!.. Başarır mı?.. Kurultaya daha onbeş gün var!..

Uzun bir süre!..

Kaza ekimde dava haziranda

SIRADAN
insanların değil, üstelik hukukçuların sık sık kullandığı bir söz:

‘Geç gelen adalet, adalet değildir!..’

Başka bir yönüyle, bir süre önce bu sütünda yer alıyor. ODTÜ öğretim üyesi Prof. Ordal Demokan bir trafik kazasında yaşamını yitiriyor. Kazaya neden olan kişi, ehliyetsiz ve 18 yaşın altında. Dolayısıyla, çocuk mahkemesinde yargılanması söz konusu.

Kaza 29 Ekim günü meydana geliyor. İddianame 2.5 ay sonra hazırlanıyor, Ocak'ta, yani bugünlerde. Ya ilk duruşma?.. 20 Haziran'da!..

29 Ekim-20 Haziran!.. Tam sekiz ay sonra!.. Siz bırakın, bu acı olayı yaşayan insanlara, sokaktaki insana ‘adalet tecelli ediyor’ inancı aşılayabilir misiniz?.. Bu güveni verebilir misiniz?..
Yazarın Tüm Yazıları