Paylaş
Başkan Obama Nevada’da Yucca Dağı altında yapılan ve şimdilik on bir milyar dolar harcanan nükleer atık deposunun yapımını durduruyor. Çünkü, o atıklar o dağın altına konulsa bile, dışarıya etkisi olabiliyor. Amerika’da bile.
Nükleer santral kazaları en gelişmiş ülkelerde bile önlenemiyor. Amerika’da Three Miles İsland, Kanada’da Point Lepreau, Rusya’da Çernobil, Fransa’da Chatel ve son olarak Japonya’da Fukişima nükleer santralındaki sızıntı bize yol gösteriyor.
Akkuyu nükleer santralından derhal vazgeçmek.
Aslında, Akkuyu’dan vazgeçmek için pek çok neden var.
ECEMİŞ FAYI
Yukarda saydığım ülkeler nükleer santral üreticisi. Buna rağmen, onlar kendi ülkelerindeki nükleer santral faciasını önleyemiyor. Bunun için de, yavaş yavaş nükleer santralı terk ediyor. Ama, nükleer santralları bizim gibi ülkelere yutturmaya çalışıyor.
Japonya’da teknoloji çok gelişmiş ve iyi kullanılıyor. Japonlar işini kılı kırk yararak yapıyor. Buna rağmen, onların işlettiği nükleer santral, deprem nedeniyle sızıntı yapıyorsa, Akkuyu’nun vay haline.
Deprem mi? Orada duralım. Ecemiş Fayı Akkuyu’da yapılması öngörülen nükleer santrala sadece 25 kilometre uzak.
Faydan 25 kilometre uzaklık nedir ki? Buna uzak demek yanlış. Deprem fayı ile nükleer santral kucak kucağa.
DENEME TAHTASIYIZ
Ayrıca, başka sakıncaları da var:
- Santral üzerinden Rusya’dan teknoloji transferi yok.
- Elektriği çok pahalı, ortalama elektrik fiyatı 13.32 kuruş, oysa nükleerden elde edilecek elektrik fiyatı KDV dahil 28.7 kuruş.
- Rusların yapacağı santralın modeli ilk kez Türkiye’de denenecek. Yani, biz deneme tahtasıyız.
- Nihai atık sorunu ki, büyük ülkeler henüz çözememiş, çözümsüz ortada duruyor.
Her biri kendi içinde büyük sorun olarak karşımıza dikilen bu noktalar varken, nükleer santralda ısrar etmek akıl ve mantıkla bağdaşmıyor.
Üstelik, hiç ihaleye çıkmadan, Ruslara “ben bu işi sana verdim” demenin anlamı ne? Neden? Niye böyle kaç milyar dolarlık armağan?
Bütün bunlardan öte, biz bu santralı nasıl işleteceğiz?
Daha barut fabrikasında ya da havai fişek atölyesindeki patlamayla, tüpgaz sızıntısıyla başa çıkamayan biz, nükleer santralla nasıl başa çıkacağız?
Ve günümüzün korkunç bağlantısı, deprem. Japonya’daki santral depremle iflas ediyor. En korkulan başa geliyor, nükleer sızıntı başlıyor.
Türkiye deprem ülkesi. İşte, Ecemiş Fayı Akkuyu’dan 25 kilometre ötede.
Türkiye hala nükleer santraldan vazgeçtiğini neden açıklamıyor, anlamak güç.
Hangisi düşer, hangisi artar
JAPONYA’daki deprem dünya ekonomisini etkileyecek. Dünya ekonomisi derken, bizi ilgilendiren tüketim malları fiyatlarını kastediyorum.
Örneğin, pirinç fiyatı artacak, Japonya’da pirinç tarlalarını tsunami silip süpürdü.
Cep telefonları fiyatı artacak, o teknoloji depremden büyük zarar gördü.
Otomobil fiyatları artacak, Japon otomobilleri bir süre için dünya pazarlarından çekilmek zorunda kalacak, araba arzı azalacak, fiyat artacak.
Buna karşılık, petrol fiyatları düşecek, Japonya dünyanın en büyük üçüncü petrol ithalatçısı, günde beş milyon varil petrol tüketiyor. Bir süre bu kadar petrole ihtiyaç duymayacak. Libya’daki isyanla artan petrol fiyatı Japonya depremiyle aşağı inecek.
Kendini camdan atan tek kişi Türk
DEPREM görüntülerini izliyorum TV’de. O büyük felakete rağmen, Japonlar vakur, kendinden emin. Herkes ne yapacağını biliyor, kimse kimsenin sırasını kapmıyor, sırada kimse kimseyle kavga çıkarmıyor. Telaşa kapılmıyor. Ses çıkarmadan kurtarma faaliyetine katılıyor.
Japonların felaketi kabullenişlerine, felaketin üstesinden gelebilmek için gösterdikleri çabaya saygı duyuyorum.
Bütün o felaket içinde deprem sırasında koca Japonya’da kendini camdan atan tek bir kişi var, o da Türk.
Bu sizi düşündürmüyor mu?
Paylaş