Hangi sendika TV ve radyo kurabilir

KAFKASYA’ya hiç uzanmadan “Kafkas” denilince benim aklıma iki şey gelir. Biri benim baş ucu yazarlarımdan Brecht’in ünlü oyunu “Kafkas Tebeşir Dairesi”, öteki kestane şekeri.

Haberin Devamı

Şimdi Kafkas denilince, benim değil, sendikacıların aklına bir yasa önerisi geliyor, Agah Kafkas ve arkadaşları tarafından 2008’de hazırlanan bir öneri.
Sendikalar yasası darbe döneminin ürünü. Sendikal hareketi yerle bir eden yasa. 1982’den bu yana, ikisi AKP döneminde olmak üzere, bu yasa yedi kez değiştiriliyor ancak sendikal yaşamda demokratik ilkelere uyum bir türlü sağlanamıyor.
Uluslararası Çalışma Örgütü ve AB yılda bir kaç kez bu nedenle fırça atıyor. Hatta, aynı nedenle AB sosyal politikalar faslını bir türlü açmıyor.
Yeni hükümette Faruk Çelik Çalışma Bakanı olunca, sendikaların ondan ilk istekleri demokrasiye aykırı maddelerle dolu bu yasanın değiştirilmesi.
DİNÇER-ÇELİK
Şimdiki Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in geçen dönem Çalışma Bakanı iken, sendikalarla yıldızı pek barışık değil. Sendikacılara meydan okuyor, “ben bildiğimi yaparım” diyor. Sendikalar Faruk Çelik’i diyaloğa daha açık görüyor.
İki gün önce Çelik, işçi sendikaları, işverenler bu yasa için bir araya geliyor. Masadaki taslak, Agah Kafkas ve arkadaşlarının önerisi ile Ömer Dinçer döneminden kalma bir hazırlığın harmanı.
Neden Bakanlık’tan gelmiyor? Çünkü, bu hazırlığa bazı bakanlar karşı. Bakan Çelik bu açıdan zor durumda.
Masadaki çalışma belli iyileştirmeler içeriyor. Sendikal üyelikte normalleşme, işkolu sayısının 28’den 18’e indirilmesi gibi. Görüşmeler henüz bitmiş değil, bir-iki turu daha var.
PARAYI KİM BULUR
Bazı teknik düzenlemelerin yanı sıra, benim dikkatimi çeken değişiklik sendikalara TV ve radyo kurma hakkı tanınması.
Halen sendikalara bu alanda yasak var. Gerçi, bir ara Türk-Metal’in başkanı Mustafa Özbek’e ait bir TV kanalı var. Özbek Ergenekon’dan gözaltına alınıyor, gözaltı sonrasında o kanal yayın hayatına son veriyor. Ama, o dönemde TV ile sendika arasında yasal bağlantı yok.
Şimdi sendikalar TV ve radyo kurabilecek. Radyo çok daha ucuz ve kolay, oysa TV kurmak ve işletmek için ciddi sermayeye ihtiyaç var. Bugün Türkiye’de hangi sendika böyle bir sermaye bulabilir?
Sendika yasasını değiştiren öneriyi 2008’de hazırlayan Agah Kafkas o sırada AKP milletvekili ve Hak-İş’in eski yöneticilerinden. Şimdi milletvekili değil.
Hayır, Hak-İş’i kast etmiyorum. Mutlaka işçi sendikası olması şart değil ya. İşveren sendikası da olur, memur sendikası da.

Haberin Devamı

360 derece tedirginim

Haberin Devamı

PERGELİN sivri ucunu Ankara’ya batırıyorum, ayağını 360 derece çeviriyorum, kuzeyden güneye, doğudan batıya, her yer sıcak.
Sorunsuz komşu hemen hemen kalmadığı gibi, ısının iyice arttığı bölgeler var. Doğu Akdeniz’de petrol arama gemisine savaş gemileri eşlik ediyor. Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan’la gergin olan ipler iyice geriliyor. Doğu Akdeniz kıyısında İsrail ile durum zaten malum. Hatta, “gerekirse savaşırız” gibi laflar.
Suriye ile ortak Bakanlar Kurulu toplamak, “kardeşim” kucaklaşmaları geride kalıyor, bir uçtan öteki uca, “ben Esad’la artık görüşmem” noktasına uçuyoruz. Buna PKK nedeniyle Irak harekatlarını ekleyin, pergelin güney ucu sisler içinde.
Güneydeki gerginlik, durup dururken kuzeydeki komşuyu ürkütüyor. Rusya Kıbrıs Rum kesiminden yana tavır alıyor. Pergelin kuzey ucu da sislere bürünüyor.
Aynı nedenle, ayrıca Ege nedeniyle Yunanistan bizim uzak komşumuz. Pergelin batı ucu sis altında. 
“Canım kardeşlerimden İran’la” her fırsatta sarmaş dolaş iken, füze kalkanı nedeniyle aramız şimdi nane. Pergelin doğu ucu da artık bildiğiniz gibi. Doğu’da bir başka kardeşimiz Azerbaycan’ın gözü  Moskova’da, oraya göre vaziyet alıyor. Ermenistan’ı saymak gereksiz.
En dikkat edilmesi gereken bölge pergelin doğu ucu. Orada doğalgaz ve petrol bağlantıları var. 360 derece tedirginim. Sürüklendiğimiz yerler sisler altında.

Haberin Devamı

Roma’daki partide Berlusconi itirafı

BAŞBAKAN ama siyaset ilgi duyduğu alanlar arasında pek ön planda değil. İtalya Başbakanı Berlusconi daha çok mankenler, güzel aktrisler, güzel sunucularla gününü günü ediyor. Sık sık şen şakrak partilerde boy gösteriyor.
Geçenlerde Roma’da böyle bir partide, İtalyan gazetelerine göre, siyasetin tam göbeğinden sözler sarfediyor:
“Libya’da olanların halk hareketiyle ilgisi yok. Libya’ya gittiğimde gördüm, Libya Halkı Kaddafi’yi seviyor, ona karşı halk ayaklanması filan söz konusu değil. Kaddafi’ye tuzak kurulmuş”.
Çok çarpıcı ve tarihsel bir gözlem. Buna rağmen, NATO Libya’yı bombaladığında, İtalya da bu savaşa NATO güçleri yanında yer alıyor. Anlaşılan Berlusconi şimdi vicdan azabı çekiyor ve tarihe not düşüyor.

Yazarın Tüm Yazıları