GAZETELERİN büyük çoğunluğu dün neredeyse ortak başlıkla yayınlanıyor.
"Meydanlar Karar Verdi, Halk Beni İstiyor, Halk Meydanda Sözünü Söyledi, Meydanlar Beni İstedi."
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı adaylığı için yaptığı basın toplantısında söylediği sözler, seçim zaferinin dayanılmaz etkisiyle, medyada büyük destek buluyor.
Seçimden önce, Anadolu’da dolaşırken, benzer eğilimi ben de tesbit ediyorum. Gül’e destek, Gül’ün seçilemeyişinden dolayı, o mağduriyet havası. AKP’nin oy oranını artırmasında etkenlerden biri.
Ek olarak, haziranda yapılan güvenilir bir ankette, Gül’ü Cumhurbaşkanı görmek isteyenlerin oranı yüzde 62.1. Ciddi halk çoğunluğu, Gül’ü Çankaya’da istiyor.
RAHAT OLMAK
Buna rağmen, Gül’ün yerinde olsam Çankaya’ya aday olmazdım. Eğer, ülkemde sürekli sıkıntı yaratmak istemiyorsam.
Önce, şu basit nokta. Gül, adaylığı ile ilgili basın toplantısını Dışişleri Bakanlığı’nda yapıyor. Toplantı yeri yanlış. Parti genel merkezi daha doğru bir yer.
Tayyip Erdoğan seçim gecesi yaptığı açıklamada, "bize oy vermeyen vatandaşlarım rahat olsun" diyor. AKP’ye oy vermeyen vatandaşların rahatsızlıklarından biri, Çankaya’da türbanlı bir Cumhurbaşkanı eşi.
Bu o kadar önemli ki, erken seçimin en başta gelen nedeni. Türbanlı eşi olan bir Cumhurbaşkanı ile o vatandaşların rahat olması mümkün değil.
Gül’ün adaylığı, Erdoğan’ın yine seçim gecesi dile getirdiği "ak sayfa açıyoruz" sözü, ilk anda geçersizliğin ilanı anlamına geliyor. Ak sayfa, toplumun tüm kesimleriyle uzlaşma, demek. Erdoğan da, bunu vurguluyor. Seçim sonrasında, siyasal rakiplerini centilmence arayıp, onları teselli eden Erdoğan, uzlaşma kültürünün hoş bir örneğini veriyor.
14 MİLYON SEÇMEN
Bu örneğe, MHP ve bağımsızlar benzer karşılık vererek, AKP önündeki 367 engelini ortadan kaldırıyor, Meclis’e gireceklerini açıklıyor.
Bunun siyasal tercümesi var. "Meclis’te AKP tartışmasız çoğunlukta olduğuna göre, Cumhurbaşkanı AKP gurubundan çıkacaktır". Aksini düşünmek mümkün değil, Cumhurbaşkanınının AKP’li olmasını hem partiler, hem toplum kabulleniyor.
İşte, Erdoğan’ın uzlaşma kültürü burada ortaya çıkıyor. AKP’nin elde ettiği çoğunluğa saygı duyan ve fakat AKP’ye oy vermeyen 14 milyon 144 bin 82 seçmen, (CHP, MHP ve bağımsızların toplamı) şimdi somut olarak uzlaşmayı görmek istiyor.
SEÇİM sonuçları netleştiği an, DP Genel Başkanı Mehmet Ağar istifa ediyor. İstifasını, basın sözcüsü aracılığıyla, kamu oyuna duyuruyor.
Ancak, istifa ettiğine ilişkin partisine gönderdiği bir yazı henüz ortada yok.
Gerçi, seçim gecesi yaptığı açıklama, yeteri kadar açık. Ne var ki, istifanın fiilen geçerlik kazanması için, partisine yazılı bildirimi gerek. İşte, o ortada yok.
Bu saatten sonra, Ağar’ın sözünden döneceğini sanmıyorum. Bununla birlikte, geçmişte başka liderlerin istifalarını ve sonraki gelişmeleri anımsayınca, "acaba" demekten kendimi alamıyorum. Devlet Bahçeli 2002’de seçim gecesi istifa ediyor. Hatta, rahmetli Ecevit, 1987’de seçim gecesi istifa ediyor, sonrası malum.
Yeni hükümetin ilk işi memura zam
YENİ kurulacak olan hükümet ilk olarak memur maaşlarını ele alacak. Yeni hükümet, yaklaşık 1.5 milyon memuru ilgilendiren memur toplu iş görüşmeleri için 15 Ağustos’ta Kamu-Sen, KESK ve Memur-Sen ile toplu iş görüşmeleri için masaya oturacak. Memur sendikaları hükümetten memur maaşlarının en az 1000 YTL olmasını talep edecek.Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız, kamu işçilerine yapılan zam sonrasında memur ve işçi maaşları arasında farklılıkların ortaya çıktığını belirterek, masaya aradaki farkı gidermek için oturacaklarını söyledi. 2007 yılında memura 40 YTL, işçiye ise 190 YTL zam yapıldığını anımsatan Akyıldız, haksızlık yaşandığını kaydetti. En düşük memur maaşının 723 YTL olduğunu ifade eden Akyıldız, hükümetten toplu iş sözleşmelerinde 300 YTL isteyeceklerinin altını çizdi. Sosyal yardımların ve uzlaştırma kurulu kararlarının da masaya yatırılacağını dile getiren Akyıldız, aile, doğum, çocuk yardımlarının da artırılması gerektiğini vurguladı.