Gazetecilerin bayramına darbe

ÖNCELERİ ortada sadece “birlik” var. Gazeteciler Cemiyeti 1946’dan sonra kuruluyor.

Haberin Devamı

1952’de Basın İş Yasası çıkıyor, oraya bir madde ekleniyor. “Her ilde en çok sarı basın kartı sahibi gazetecilerin üye olduğu cemiyet bayramlarda gazete çıkartabilir”.  1952’den başlayarak 1993’e kadar Gazeteciler Cemiyeti iki gün Şeker Bayramında, üç gün Kurban Bayramında, yılda toplam beş gün gazete çıkartıyor, “Bayram Gazetesi”.
Ondan önce Bayram Gazetesi’ni Kızılay ile birlikte Çocuk Esirgeme Kurumu çıkartıyor.
Gazeteciler Cemiyeti’nin bayramlarda çıkarttığı gazete sayesinde, her yurttaş gibi, yıllık iznin dışında, yılda beş gün gazetecilere dinlenme fırsatı doğuyor. Yazı İşlerinde çalışan arkadaşlar nefes alıyor, makineler bakımdan geçiyor, bina yeniden düzenleniyor, v.s.

AH SABAH AH

1993’de gazetecilere darbeyi yine bir gazeteci vuruyor. O tarihte Sabah Gazetesi sahibi Dinç Bilgin ayaklanıyor, “ben Bayram Gazetesi filan dinlemem, ben gazetemi bayramlarda da çıkartacağım” diyor.
Çalışanları bir kenara itiyor, o tarihte Sabah’ın yöneticisi olan gazeteciler de, çalışanları iplemiyor.
Sabah işi sağlam kazığa bağlıyor. Anayasa Mahkemesine giderek, 1952 tarihli Basın Yasasının “cemiyetler bayram gazetesi çıkartabilir” maddesini iptal ettiriyor. Sabah bayramlarda yayınlama kararı alınca, buna diğer gazeteler de ister istemez uymak zorunda kalıyor. Bayramlarda diğer gazeteler de yayınlarını sürdürüyor.

Haberin Devamı

EK GELİR KALKTI

Böylelikle asıl darbe yine çalışanlara vuruluyor. Bayram Gazetesi geliri ile;
- Geçim sıkıntısı yaşayan gazetecilere sağlanan katkı,
- Cemiyet üyelerine sağlık yardımı,
- Cemiyetin gelirine eklenen genel katkı ortadan kalkıyor.
Sabah kendi çalışanına, kendi üyelerine ağır darbe vuruyor. Ne oluyor, bayramda beş, on kuruş daha kazanıyor. Kim dinler çalışanları.
Bununla birlikte, 2001’de farklı bir süreç var. O tarihte Gazeteciler Cemiyeti ile Gazete Sahipleri Birliği arasında bir protokol hazırlanıyor. Bayram Gazetesinin bayramlarda yeniden yayınlanmasını öngören protokolü Cemiyet adına Başkan Nail Güreli, gazete sahipleri adına Aydın Doğan imzalıyor.
İlginç olan, bu protokole imza atanlardan biri de, basında çalışanlara darbe vuran Dinç Bilgin. Pişmanlık imzası olsa gerek. Ne var ki, bu kez protokolü başka basın patronları imzalamıyor. Gazeteler bayramda yayınlarını yine sürdürüyor, Bayram Gazeteci yine askıda kalıyor.
Bayramlarında bu bizim hikayemiz. Her Şeker ve Kurban Bayramında biz bu hikayemizi yeniden yaşarken, buna günümüzde temel bir öğe daha ekleniyor, “basın özgürlüğüne vurulan darbe”.
Kendi öykümüzle bayram günü sizi meşgul ettiysek, af ola, ama bizim hikayemiz aynı zamanda sizin hikayeniz. Size iyi bayramlar. Biz gazeteye devam.

Haberin Devamı

On iki milyon insandan haber yok

YENİ değil, daha 2009’da AKP 159 belde belediyesini kapatıyor, o beldeler de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) gidiyor. AİHM davayı kabul ediyor, “milli iradeye aykırı olarak, belediyeler halka sorulmadan kapatılmıştır” gerekçesiyle. AİHM kararı iptal edebilir.
Şimdi yeni çıkacak yasayla bu kez 1522 belde belediyesi kapanıyor. Halka yine sorulmuyor. Ama, CHP soruyor. CHP kapanacak beldelerde halka soruyor, referandum yapıyor, “belediyeniz kapansın mı, kapanmasın mı” diye.
Halkın yüzde 89’u, AKP’li beldeler dahil, belediyesinin kapatılmasını istemiyor. Beldelerde belediyelerin kaldırılması iki yönlü darbe. İlki, merkezileşme, otoriterleşme, diğeri hizmetlerin aksayacağı kaygısı. Halkın yüzde 89’u “benim beldemde belediye kalkmasın” diyor ama, CHP bu çarpıcı sonucu halka bir türlü anlatamıyor. Bakıyorum, bu konuda sağda, solda tek, tük kısır haber var. Bu kadar önemli bir haberi CHP pazarlayamıyor. Oysa, 1522 beldede on iki milyon insan yaşıyor, on iki milyon insanın günlük hayatı etkilenecek. Bu beldelerde hayat ciddi biçimde zorlanacak.
Yüzde 89 hayır büyük haber, ara ki, bulasın.

Yazarın Tüm Yazıları