DÖRT Cumhurbaşkanı Ankara’da buluşuyor. Demirel, Aliyev, Şvardnadze, Nazarbayev. Yıl 1994.
Sovyetler’in yıkılmasıyla birlikte, 1990 sonrasında kafasında oluşturduğu projeyi Demirel, Azeri, Gürcü ve Kazak Cumhurbaşkanlarına açıyor:
‘Sovyetler yıkıldı. Şimdi yeni coğrafyada bağımsızlığına kavuşan Türk Cumhuriyetleri için fırsat doğdu. Yeni devletleri ayakta tutmak için, önce demokrasi şart. Sonra da, serbest pazar ekonomisine geçerek, dünya ile bütünleşmek gerek.’
Ekonomik açıdan dünya ile bütünleşmenin iki projesini Demirel, işte bu noktada dile getiriyor:
‘Hazar petrolleri ile Türkmen doğalgazını Akdeniz’e taşımak!..’
94-99 arasında Demirel bu iki projenin peşinde koşuyor. Bunlardan biri, Bakü-Ceyhan Boru Hattı işte bugün törenle açılıyor.
ABD’Yİ İKNA GEZİLERİ
Sorularım üzerine, dün Demirel aynı heyecanla Bakü-Ceyhan’ı anlatıyor:
‘Sovyet döneminde tek pencere Moskova’ydı. Oysa, Türk Cumhuriyetlerinin ellerindeki zenginlikleri dünya pazarlarına açmaları gerekliydi. Buralara dünya sermayesi çekilmeliydi. Sermayeyi çekmek için, arkasında güvenlik ve siyasetin bulunması şarttır. Ben bunu Beyaz Saray’da, Başbakan iken Baba Bush’a, Cumhurbaşkanı iken Clinton’a anlattım. İkisi de dinledi, önce hiç bir şey söylemedi. Sonra, ‘bu adam galiba haklı’ dediler.’
Azerbaycan, Gürcistan ve Kazakistan yeni devletler olarak, o tarihte henüz emekliyor. Böylesine büyük proje onlara uzak geliyor. Petrolü ve doğalgazı Akdeniz’e indirmek!.. Her üç ülkede de, Rusya yanlıları çelme takıyor.
Proje gidiyor, geliyor. Zaman zaman rafa kalkar gibi oluyor.
ANKARA’YA ÖZEL ELÇİ
Kan bağı ötesinde, Demirel diplomasisinin zaferi. Azerbaycan hariç, diğer Türk Cumhuriyetleri’ni Türkiye Demirel’in Başbakanlığı döneminde tanıyor. Bu ülkelerle sayısız görüşmeler ve karşılıklı ziyaretlerin odağında hep Bakü-Ceyhan var.
ABD ikna oluyor ve John Wolf adında özel bir büyükelçi, sadece petrol ve doğalgaz projeleriyle ilgilenmek üzere, Ankara’ya atanıyor.
Rusya boş durmuyor. Derhal bir başka projeyle, petrolü ve doğalgazı Karadeniz’e taşımayı öneriyor. Bu arada fiyatlar, şirketler, politika allak bullak!..
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev bunlara karşı direniyor!.. Diğer ülkeler daha sonra Aliyev’i destekliyor. Neden?.. Demirel’e göre, ‘Çünkü dostluk, biz bunu sağladık!..’
Ankara gece gündüz bu projeyle yatıyor, bu projeyle kalkıyor. Çünkü, Bakü-Ceyhan yoluyla Orta Asya Türkiye üzerinden dünya ile bütünleşiyor. Türkiye bir enerji terminali oluyor.
99 AGİT’TE ONAY
Olacak mı, yoksa... Projede ne zaman rahatladınız?.. Bu soruma Demirel:
‘99’da İstanbul’da AGİT Zirvesinde imzayı attığımız zaman. Anlaşmayı Türkiye adına ben, Azerbaycan adına Aliyev, Gürcistan adına Svardnadze imzaladı. Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev katkı için deklarasyonda bulundu. Clinton da, anlaşmaya şahit olarak imza attı. Hükümetler arası bu anlaşma, projenin uluslararası siyasette onay belgesidir.’
ALİYEV’İN JESTİ
İmza için Gürcistan’ı ikna eden, Aliyev’in bir jesti. Gürcistan boru hattının geçişinde kendine düşen payı düşük buluyor. Aliyev, kendi hakkından vazgeçiyor ve bunu Gürcistan’a bırakıyor.Demirel:
‘Onlara bu gücü veren bizim ABD’yi Avrasya’ya çekmemiz olmuştur. Ancak, bundan sonra Azerbaycan ve Kazakistan petrol şirkeleri ve bankalarla masaya oturdu ve proje imza ile birlikte hayata geçti.’
İstanbul kurtuldu
BU ekonomik projenin siyasal anlamı nedir?.. Bu soruma Demirel:
‘Uluslararası örnek bir dayanışma projesidir. Bizim açımızdan, Boğazlar’ın kurtarılmasıdır. Eğer Karadeniz üzerinden olsaydı, geçiş yine Boğazlar’dan olacaktı. İstanbul kurtarılmıştır!.. Ayrıca, dostluk kuşağı kurulmuştur. Aliyev hep söylerdi, bu asrın anlaşmasıdır.’
Demirel’e göre, bu proje Türk Cumhuriyetleri’ne ayakta durmaları için güven veriyor. Onlar Türkiye’ye kendilerini şimdi daha yakın hissediyor.
Demirel’e davet yok
BÖYLE bir projenin başından sonuna kadar emeği geçen Demirel’i, örneğin Cumhurbaşkanı Sezer ya da Başbakan Erdoğan arıyor mu, bugünkü törene davet ediliyor mu?.. Demirel bu sorum karşısında hiç buruk değil:
‘Hayır, kimse aramadı, kimse davet etmedi. Benim için önemli olan, boru hattının yapılmasıdır. Beni keyiflendiren, petrolün Ceyhan’a akmasıdır.’
1975’te Saddam Moskova ziyaretinde. Başbakan Demirel, Saddam’ı Moskova’dan arıyor ve Ankara’ya davet ediyor. Saddam Bağdat’a geçerken, Ankara’ya uğruyor. Demirel:
‘Saddam’la Başbakanlık Konutunda buluştuk. Kerkük’ten İskenderun’a boru hattı çekilmesini önerdim. Önce, biraz durakladı. Uzun görüşmelerden sonra, ama hemen Ankara’da Saddam’ı ikna ettim.’
Boru hatlarının ilk uluslararası deneyi Kerkük-İskenderun hattı. Kerkük petrolü bu hatla İskenderun’a akıyor. Değişik yıllarda, Demirel iktidarında Batman-İskenderun, Ceyhan-Kırıkkale hatları tamamlanıyor.