Erdoğan: “Suriye yalnızlaşacak”

ELİNE kalemi alıyor, harita üzerinde bizim uçağın Suriye tarafından nasıl düşürüldüğünü parti liderlerine bizzat Başbakan Erdoğan anlatıyor.

Haberin Devamı

Bizim uçağın harekat alanını, uçuş amacını, uçağın niteliğini ve görevini, TV’lere yansıdığı gibi, uçağın hangi saatlerde, hangi koordinatlarda uçtuğunu anlattıktan sonra ekliyor:

“Burada kasıtlı girişim var”.

Gergin değil ama, yorgun görünüyor. Belki yol haritası anlamına gelebilecek şu önemli cümleyi söylüyor:

“Suriye yalnızlaşacak”.

Bu cümle iki temel kararı içeriyor. Önce, “savaş yok” kararının dolaylı anlatımı. Sonra da, uluslararası diplomatik atakların amacını çizen bir hedef. Öyle diplomatik çaba gösterilecek ki, bütün dünyaya Suriye’nin bizim uçağımızı adım adım nasıl düşürdüğü anlatılacak. Türkiye’nin tasarladığı yaptırımlara hukuki meşruiyet kazandırmak adına.

Hep birlikte derin bir nefes alma zamanı. İçerden ve dışardan savaş çığırtkanlığı yapanlara rağmen, meşruiyet arama sürecinde savaş yok. Meşruiyetin temel kozu, uçağımızın Suriye değil, uluslararası hava sahasında düşürülmüş olması.

Haberin Devamı

ABD’YE VAR, BİZE YOK

Türkiye’nın çağrısı üzerine, NATO’da bugün toplantı var. NATO’nun 4. maddesine göre, “toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlığı ya da güvenliği tehdit altında bulunan bir NATO ülkesi diğer üyeleri toplantıya çağırıyor”.

Toplantı bazen toplantı olarak kalıyor, Bazen NATO’nun 5. maddesi işletiliyor, NATO fiilen harekete geçiyor. Türkiye 2003’te Saddam’ın Irak’ından tehdit geldiği yönünde 4. madde çerçevesinde NATO’ya başvuruyor ancak, NATO harekete geçmiyor.

Buna karşılık, aynı NATO 2002’de Amerika’nın isteği doğrultusunda 5. maddeyi işletiyor ve on yıldır süre gelen Afganistan işgaline izin veriyor, kendisi bu işgale katılıyor.

NATO’da çifte standardın dik alası. Türk uçağı yerine, Suriye acaba Amerikan uçağını düşürmüş olsaydı, ne olurdu? Ne olacağı belli değil mi?

RÜZGAR EKEN

Orta Doğu’da büyük devlet politikasıyla yola çıkan Türkiye başlangıçta ivme kazanıyor. Ancak, bölgede insan haklarını korumak adına, Gazze’de İsrail ile çatışmak, içerden ve dışarıdan pek çok uyarıya rağmen, Suriye’ye karşı en hasmane tavrı almak bizi bugünlere getiriyor. Kürecik’teki füze kalkanı İran’ı olağanüstü tedirgin ediyor.

Bizim uçağımızın düşürülmesinin hiç bir mazereti yok, üstelik kasıt var. Yine de, izlenen dış politikanın gözden geçirilmesinin zamanı çoktan gelmiş, geçiyor.

PKK durmuyor

Haberin Devamı

BİZİM uçağın düşürülmesi PKK’nın Dağlıca baskınını bir anda geri plana itiyor.

Oysa,PKK geri planda değil. Tam tersine, teröre tam gaz, gidiyor. Uçağımızın düşürülmesini PKK fırsat biliyor. PKK içindeki Suriyeli teröristler en azgın günlerinde. Askeri operasyonlarla birlikte, Türkiye dün buna yeni KCK tutuklamalarıyla karşılık veriyor.

Orta Doğu rüyası

“ADIMLARIMIZI zihnimizdeki Orta Doğu resmine zarar vermeden atmaya çalışıyoruz. Zihnimizdeki Orta Doğu’da karşılıklı etkileşim, yoğun kültürel iletişim, siyasi diyalog olan, barış havzası haline gelmiş bir Orta Doğu var”.

Savaş çıkar mı, çıkmaz mı, kaygılarını gidermeye yarayacak ipuçlarından biri. Bu sözler önceki gün TRT’de açıklama yapan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na ait.

Aynı sözler Türkiye’nin Orta Doğu rüyasını aktarıyor. Keşke olsa, ancak, güçlüğü ortada. Orta Doğu son elli yıldır savaşların eksik olmadığı bir bölge. İsrail-Filistin çatışması başta, İsrail-Mısır, İsrail-Lübnan, İran-Irak savaşları, Irak’ın Kuveyt’i işgali, Amerika’nın İran’a müdahale girişimi (rehineler olayı), Amerika’nın son Irak işgali akla gelen savaşlar arasında.

Petrolün bol olduğu bu bölgeye barış zor gelir. Petrol üzerinden bir de, Arap Baharı Orta Doğu’yu kördüğüme dönüştürüyor. Petrol-Arap Baharı-Barış zor bir üçgen. Rüyaları kabusa çeviriyor.

Haberin Devamı

Rusya’ya koz: Nükleer santral

SURİYE’ye arka çıkan en büyük devlet Rusya. Hatta, iddiaya göre, bizim uçağımızı düşüren füze Rus yapımı. Suriye askerini yine Ruslar eğitiyor.

Tayyip Erdoğan ile Putin zaman zaman bir araya geliyor. Saatlerce konuşuyor. Konuşma dışında, önemli bir yatırım var. Türkiye nükleer santral yapımını 20 milyar dolar karşılığında Rusya’ya veriyor.

Ekonomik ve ticari ilişkiler ülkeler arası siyasette başta gelen manevra alanlarından biri. Al sana, manevra alanı. Ortada anlaşma var, verilen sözden dönmek değil ama o sözü böyle kritik dönemde kullanmak siyasi maharetin ta kendisi.

Yazarın Tüm Yazıları