Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı geliyor, Irak Başbakanı Maliki geliyor, Irak temsilcileri geliyor. Ankara’ya. Türkiye-Irak arasında trafik yoğun.
Biz gidiyoruz, onlar geliyor. Abdullah Gül gidiyor. Dışişlerinden birileri gidiyor. Erivan’a.
Ermenistan Dışişleri Bakanı geliyor. Ermeni temsilcileri geliyor. Ankara’ya. Ama maç, ama diplomatik ısınma turları. Türkiye-Ermenistan arasında kapalı kapılar aralanıyor.
Irak ve Ermenistan iki kilit ülke. İkisi de, komşumuz. Kaldı ki, Kürt sorunu Türkiye’nin en ciddi siyasal sorunu. Ermeni tartışmaları ise, bitmek bilmiyor.
Şu ya da bu olay nedeniyle, muhterem büyüklerimiz hemen her gün Kürt ya da Ermeni konusuyla ilgili açıklamalar yapıyor.
İKİ KITA VE DEVAMI
Kürt Sorunu önemli mi? Önemli. Ermeni tartışmaları önemli mi? Önemli. AKP Hükümeti bunlara öncelik tanıyor mu?
Açıklamalara, aradaki yoğun trafiğe bakarsanız, tanıyor. Hayır tanımıyor.
Dışişleri Bakanlığında Kürt ve Ermeni masasına bakan genel müdürlük makamı aylardır boş.
Kürt ve Ermeni konusunda kıyamet kopuyor, yoğun dış trafik var, ama bunlardan sorumu genel müdür aylardır atanmıyor. Ticaret, doğalgaz, petrol boru hatları denildiğinde gözümüz Orta Asya’ya çevriliyor. Rusya ile birlikte. Türk Cumhuriyetlerine önem veriyoruz ya.
Dışişleri Bakanlığında Rusya ve Orta Asya masasına bakan genel müdürlük makamı aylardır boş.
AKP çok yönlü dış politika yürütüyor ve bununla övünmekten çatlıyor.
Dışişleri Bakanlığında Doğu Asya ve Afrika masasına bakan genel müdürlük makamı aylardır boş.
Asya ve Afrika kıtası ile iki soruna bakan istihbarat masası boş.
EN KÖTÜ BAKAN
Bu üç hayati masaya bakan genel müdür aylardır yok. Son altmış yıldır böyle bir boşluk ilk kez. Bu bir rekor. Ali Babacan formasıyla.
Babacan, yıllar önce ANAP’lı Dışişleri Bakanı A.K.A.’nin rekorunu geride bırakıyor, kayıtlara tarihin en kötü Dışişleri Bakanı olarak geçiyor.
Bu üç genel müdürlük neden boş? AKP usulü dış politika yürütecek, bizden birini bulamıyorlar. Oysa, AKP’ye sırnaşan büyükelçiler ortada dolaşıyor. O masalar boş ise, Kürt ve Ermeni politikalarında dosyaları kim hazırlayacak? Önerileri, projeleri kim yürütecek? Politikaları kim oluşturacak?
Muhalefette işbirliği
HANGİ ilde, hangi ilçede, hangi beldede olur, bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var.
Bazı muhalefet partileri, aralarında kim güçlü ise, orada o adayı destekleme eğilimi içinde. Bu yönde bir fikir jimnastiği var.
Partiler yine de, kendi adaylarını gösterebilir, yine de kendi propagandalarını yapabilir, ama seçime tam olarak asılmayabilir. Bu zaten o partinin ve adayın tavrından belli olur.
Ana fikir, oyların bölünmemesi. Birleşik oylarla belediye başkanlığını kazanmak.
Geçmişte, oy bölünmesinin faturasını Türkiye acı biçimde yaşıyor. İstanbul ve Ankara bunun canlı iki büyük örneği. Karşı tarafta yüzde 75-78 oy var, öteki yüzde 22-25 ile belediyeyi kazanıyor.
Muhalefette işbirliği fikri var ama, bizim siyasette ne kadar güvenilir, orasını kutsal pratikte göreceğiz.
AKP ile soğuk ve karanlık
İNSANLAR mümkün olduğu kadar az elektrik yakıyor. İnsanlar mümkün olduğu kadar az doğalgaz kullanıyor. Tasarruf iyi bir şey. Ancak:
İnsanlar kendilerini karanlık ve soğukta oturmaya alıştırıyor. Soğuk ve karanlık en çok AKP’nin oy deposu varoşlarda .
Elektrikte konutlarda zam oranı bir yılda yüzde elliyi buluyor. Doğalgazda zam oranı bir yılda yüzde 73’ü buluyor. Soğuk ve karanlığa mahkum olmanın nedeni bu zamlar.
İşsizlik, düşük ücret, sıfır ücret artışı, buna karşılık temel ihtiyaç mal ve hizmetlerinde ciddi zamlar. Kötü bir kış.
Kötü kışı, iyi bir yerel seçim izlemesini umuyorum.
Dedeler ve torunlar
SİNAN Kuneralp. Babası Büyükelçi Zeki Kuneralp. Dedesi daha tarihsel bir kişi, kurtuluş savaşına karşı çıkan ve hain damgasını yiyen Ali Kemal Kuneralp.
Zeki Kuneralp’e Ermeni terör örgütü ASALA 1978’de Madrid’de saldırı düzenliyor. Sinan Kuneralp’in annesi ile eniştesi saldırıda hayatını kaybediyor.
Hasan Cemal. Dedesi İttihat ve Terakki’nin önde gelen üç paşasından biri, Cemal Paşa. Cemal Paşa’nın bir ünü’de, 1915’de Ermenileri öldürtmekten kaynaklanıyor.
Dedeler ve torunlar.
Şu feleğin işine bakın. İkisi de dedesini affettirmeye çalışıyor, biri imza atmayarak diğeri imzalayarak.