Paylaş
Bazı BDP milletvekilleri bir süre önce dağlardan geçen bir yolda bir kaç PKK militanı ile kucaklaşıyor. Kucaklaşmaya en büyük tepkilerden biri Tayyip Erdoğan’dan geliyor. Tepki sanki bir karara dönüşüyor. BDP milletvekillerini yargılamak üzere, onların dokunulmazlıklarının kaldırılması tartışmaya açılıyor.
Önceki gün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na bunu soruyorum. BDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması Meclis’e gelirse, CHP ne yapacak? Kılıçdaroğlu:
“Dokunulmazlıkların kaldırılması Kürt Sorununu çözer mi? Çözmez, hatta daha da derinleştirir”.
Bu cümle CHP’nin böyle bir oylamada “hayır” oyu kullanacağı anlamına geliyor. Kılıçdaroğlu CHP’nin bu konudaki politikasını hatırlatıyor:
“Biz hep söylüyoruz, dokunulmazlık sadece Meclis Kürsüsü için geçerli olsun, onun dışında milletvekilleri de, gerektiğinde sorgulansın”.
Bu temel bir karar. BDP ve kucaklaşmayla ilgisi yok.
SORUŞTURMA
Meclis açıldığında böyle bir oylama olur olmaz mı, bilinmez, ama bir başka oylama olacağı kesin.
Kucaklaşma ve devamında Tayyip Erdoğan’ın büyük bir gafı var: “Yargıya zaten gerekeni söyledik”.
Bu söz de, kıyamet kopartıyor. Yürütmenin yargıya açık müdahalesi. Tek bir yüksek yargı organı başkanı da çıkıp, “olmaz böyle şey” diyemiyor. Erdoğan’ın sözünü sineye çekiyor. Çekmeyen de var. İki gelişmenin altını çizmek gerek.
1-İstanbul ve Ankara Baroları Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulunuyor.
2-CHP Erdoğan hakkında Meclis Soruşturması açılması istemiyle önerge veriyor.
YİRMİ YIL ÖNCE
Bunlar dokunulmazlık tartışmalarının türevinden çıkanlar. Soruna çare değil.
Kucaklaşmaya tepki duymak normal. Hele de, o kucaklaşma terörün en şiddetli günlerinden birine rastlıyorsa. Bu duyguları anlamak mümkün. Ama, çare değil.
Mesele, her şeye rağmen, BDP’yi dışlamak değil. O çok kolay. MHP de zaten hazır, gelir, oylarsınız, dokunulmazlıklarını kaldırırsınız. Yirmi yıl önce Leyla Zana ve arkadaşlarına yapıldığı gibi, Meclis merdivenlerinde yaka, paça yakalar, yıllarca hapse atarsınız. Attınız, çözdünüz mü?
O olayın üzerinden yirmi yıl geçiyor. Çözdünüz mü? Yoksa, sorun daha mı kangrene dönüştü?
Her şeye rağmen, BDP’lileri Meclis’te tutmak gerek. Her şeye rağmen, BDP ile diyaloğu sürdürmek gerek.
Siyasi kanalları açık tutmak adına. O kanalı kapatırsan, Kürt Sorunu için kiminle, nerede siyaset yapacaksın?
Küfür var, çekilmek yok
SONUNDA yine el sıkışıp barışıyorlar. Karşılıklı küfürleşmeye rağmen.
Meclis’te dört partinin katılımıyla oluşan Anayasa Uzlaşma Komisyonu aylardan beri yeni bir anayasa çalışması yürütüyor. Dört ayrı partinin her konuda anlaşması mümkün değil. Mümkün olmadığı gibi, ara sıra ortam geriliyor, hatta küfürleşmeye bile uzanabiliyor.
Geçenlerde siyasal partilerin kapatılma koşulları tartışılırken, komisyon üyelerinden CHP’li Süheyl Batum ile BDP’li Sırrı Süreyya Önder fena kapışıyor. Kapışmaya küfür de karışıyor.
Devreye Meclis Başkanı Cemil Çiçek giriyor. Batum ve Önder sakinleşiyor, ardından tokalaşıyor, kavga unutuluyor.
Bu olayı iki nedenle aktarıyorum. Bir, dünya görüşleri birbirinden tümüyle farklı partilerin anayasa gibi çok temel bir belgeyi hazırlarken, hem ayrı düşmeleri, küfürleşme hariç, hem gerilmeleri normal.
İki, gerilime ve farklı görüşlere rağmen, kimsenin masadan kalkmak gibi düşüncesi yok. Komisyonda bugüne kadar epey tıkanıklık yaşanıyor, çalışmaya ara veriliyor ama, sonra yine devam ediliyor.
Dört parti de aynı iddiada: “Masadan kalkan biz olmayız”.
Anayasa Mahkemesi 4+4+4’e bakacak mı
OKULLARIN ilk sınıfları derse başladı, gelecek hafta da, okullar açılıyor. Ancak, Anayasa Mahkemesi henüz açılmış değil.
İktidar bile eksiklikleri bilirken, 4+4+4 uygulamaya geçiyor. Aileler rahatsız. CHP Türkiye’nin her yerinde geçerli olmak üzere ekipler oluşturuyor. Nerede 4+4+4 bağlamında bir aksaklık varsa, ekipler bunu belirleyecek. CHP de bunları ülkenin gündemine taşıyacak.
Bu arada CHP 4+4+4’ün iptali için aylar önce Anayasa Mahkemesine başvuruyor. Uygulama başlıyor, mahkemeden hala ses yok.
Anayasa Mahkemesi’nin yeni yapısı ve rotası belli. İptal olasılığı epey düşük. Ama, zahmet edip, artık bir karar verseler, iyi olacak.
Paylaş