FİLİSTİN Kültür Haftasının kapanışındaki defilede mini etekli mankenler podyuma çıkınca, elliye yakın AKP milletvekili hep birlikte salonu terk ediyor.
İlk bakışta, bu onların kendi kişisel anlayışı, kime ne, deyip geçmek mümkün. Ancak, onlar milletvekili ise, mini eteği protesto için, salonu topluca terk ediyorsa, bu protesto kişisel olmaktan çıkıyor, siyaset haline geliyor.
Bu protestoya bağlı siyaset, zincirleme reaksiyon gibi, birbirini tetikleyen uygulamaların son uzantısı.
Mini etekli defileyi protesto etmekle, 23 Nisan’da Kuran okuma yarışması düzenlemek arasında hiç fark yok.
Mini etekli defileyi protesto etmekle, Denizli’de 8-10 yaşındaki türbanlı kız çocuklardan koro kurmak arasında hiç fark yok.
Mini etekli defileyi protesto etmekle, Urfa’da spor salonunda yine kız çocuklara ilahi okutmak arasında hiç fark yok.
HAYAT TARZI
Bunlar son örnekler. Bunları ve başkalarını dört yıldır yaşıyoruz. Bunların bir toplamı var.
AKP, kendi ideolojisi doğrultusunda, hayat tarzımızı değiştirme çabasında.
Milyonlarca insan onun için sokaklara dökülüyor, onun için meydanlarda toplanıyor.
Buna karşılık, AKP aykırı uygulamalara hep kılıf uyduruyor, her birini kişisel özgürlük alanı ilan ediyor. En tepesine de, egemenlik milletindir, diye bir başlık atıyor.
Son birkaç yılda, vapurlara ve hava alanlarına mescit açmak, İstanbul Çarşamba’da sarıklı,cübbeli kıyafetleri serbest bırakmak da, yine egemenlik milletindir, kapsamında. Kim, ne giyerse giysin, elbette. Ama, bunlar bir dayatmanın, bir alıştırmanın adımları. Hayat tarzımıza müdahalenin simgeleri.
HESAP VERMEK
Madem bunların hepsi, egemenlikmilletindir, kapsamında, o zaman Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik nefes nefese, Genelkurmayınkapısına neden koşuyor?
Neden gocunuyor da, Urfa’da, Denizli’de, başka yerlerdeki okullarda, spor salonlarında sahnelenen oyunlar için, Genelkurmaya hesap vermek zorunda kalıyor?
Koşa koşa oraya gittiğine göre, orada gizli bir iktidar görüyor. Hesap vermesi gerektiren bir durum olduğunu, bu arada kabullenmiş oluyor. "İki gözüm önüme aksın ki, öyle değil, böyle" sızlanmaları arasında.
Meclis’e değil, Genelkurmay’a hesap veriyor. Bunların hesabını sormak, zaten muhalefetin aklına bile gelmiyor.
İşte, bu sırada mini etekli defileyi protesto için, elli AKP milletvekili salonu terk ediyor.
Egemenlik milletindir, kapsamında.
Su seferberliği
YEMEK yemeden bir insan otuz gün dayanabiliyor. Ama, su içmeden, bir haftadan fazla yaşamak güç.
Sadece içmek için değil, tarlalarda, genel olarak doğada, evlerde ve sanayide su kullanmak artık aslanın ağzında. Bizim ülkemizde kıt ürünlerden biri de su. Hele de, global ısınma ve iklim değişikliğinden sonra, su, dünyada ve bizde en değerli ürün haline geliyor. Geçen yüzyılda bilim adamları, su savaşları, deyimini boşuna kullanmıyor.
Türkiye’yi kuraklık tehlikesi bekliyor. Suyu tasarruflu kullanmamız şart. Hem de, acil olarak.
Ancak, bunun için, ülke çapında su seferberliği gerek. Halkın tüm dikkatinin çekileceği bir seferberlik. Birkaç demeç, birkaç açıklamayla olacak iş değil. Suyu tasarruf ederken, yeni su kaynakları yaratmak, su üretme tekniklerini geliştirmek de, gerek.
Siyasetin girdabında debelenmekten, havayla suyla ilgilenmeye zaman kalmıyor.