Paylaş
ZİRAAT Bankası 29 Mart tarihli yazıma “cevap ve düzeltme” gönderiyor, o “düzeltme” önceki gün “mahkeme kararı ile” yayınlanmak zorunda. Karar garip:
-Benim yazım CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun Tarım Bakanı Mehdi Eker’e verdiği bir soru önergesi. Ben o ö-ner-ge-de yer alan iddia ve soruları aktarıyorum, ek yapmadan.
-Önerge “Sayıştay Denetim Raporu’ndaki tespitlere göre” diye başlıyor. Ben de zaten yazımda birkaç kez, “Ben yazmıyorum, Sayıştay Raporu’ndaki iddialara göre” diye vurguluyorum.
-Sayıştay Raporu’nun doğruluğu yanlışlığı Bakan-Sayıştay-Ziraat Bankası arasında, benimle ilgisi yok.
-Yazıyı yazdığım
29 Mart tarihinde Bakan Eker o önergeye yanıt vermiş değil. Orada da kusur ya da kasıt yok.
-Şimdi sıkı durun, Bakan Eker Tanrıkulu’nun marttaki önergesine 6 Haziran’da yanıt veriyor,
“Ziraat Bankası’na sorun” diye. Benim kusurum ya da kastım nerede?
-Benim yazı on beş satır, bankanın yanıtı bunun beş katı. Mahkeme bunu da dikkate almıyor.
-Cevap hakkı elbette her zaman geçerli. Ama burada benimle ilgisi yok. Milletvekili-Bakan ve banka arasında.
-Bütün bunlar gazetemizin avukatları aracılığı ile mahkemeye anlatıldığı halde, mahkeme bankanın “cevap ve düzeltme” açıklamasının yayınına karar veriyor. Hem de kısaltmadan.
-Bu örnek gösteriyor ki, “basın özgürlüğünü dikkate alarak, cevap hakkının yeniden düzenlenmesi şart”. Uygulamadaki titizlik saklı kalmak üzere.
RTÜK dönüşümlü başkanlık
-AKP, elinin altında tuttuğu kurumlardan RTÜK’te azınlıkta, başkanlık elden gidebilir, MHP’nin tutumuna bağlı.
Başkanlık seçimi haftaya, yarış CHP’den Ali Öztunç, MHP’den Esat Çıplak, AKP’den İlhan Yerlikaya arasında. Başkanlığın AKP’ye gitmesini önlemek için CHP, MHP’ye öneriyor, “Başkanlık dönerli olsun, 7 Haziran’da bizim oyumuz daha yüksek, başkan ilk dönem bizden, ikinci dönem sizden olsun”. İyi bir öneri. MHP düşünüyor, önce “İlk dönem bizden olsun” diyorsa da kararı henüz belli değil. AKP ile koalisyon ışığına göre elde var RTÜK’te başkanlık.
‘Soykırım’ SE’de
-BİR ülke 1915 olaylarını “soykırım” ilan etmiş ise bizim Dışişleri oradaki büyükelçiyi geri çekiyor. Buna karşılık Ermenistan her alanda yoğun faaliyette. Son örnek, Sosyalist Enternasyonal (SE).
Ermenistan’ın SE’de ilk girişimi Aralık 2014’te. Temsilcisi Mario Nalbantyan hazırladığı metnin onaylanmasını istiyor, SE 1915 olaylarını soykırım ilan edecek, vahim.
Karşı atak CHP’yi temsilen SE Başkan Yardımcısı Umut Oran’dan geliyor. Sert tartışmalar, araya Papandreu ve Luis Ayala giriyor, Umut Oran “Soykırım ilan ederseniz, CHP SE’den çekilir” diyor, gerilim Temmuz 2015’e sarkıyor. Bizim Dışişleri’nden en küçük bir destek, bir katkı yok.
On gün önce, 6-7 Temmuz New York, SE Konsey toplantısı, Ermenistan sert bir metin getiriyor. Konseyin onayına sunulacak metnin üzerinde uzlaşmak imkânsız. Karşılıklı restleşme, Dışişleri’ni ara ki bulasın, formül Umut Oran’dan:
“Birleşmiş Milletler’in 1948’deki kararına göre, soykırım tanımı için yargı kararı gerek. Bugüne kadar iki dava açılmış, biri 1916’da Osmanlılar lehine sonuçlanmış, diğeri Doğu Perinçek davası, yıl sonunda sonuçlanacak, Perinçek kararını bekleyelim”.
Şimdilik erteleniyor, sonunda tarihçilerin devreye girmesi şart. Bu arada hükümetin ciddi hazırlığı gerek, bir eylem planı ile birlikte. Ermeni sorunu ana muhalefet partisine kalıyor.
Paylaş