UFUK turunda ortaya çıkan kaygı ekonomik kriz. Krizin Türkiye’ye yansımasından duyulan tedirginlik.
Çankaya’da liderlere verdiği öğle yemeğinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, açış konuşmasında "demokratik standartları yükseltmekten" söz etse de, masanın ortasına enerji sorunları oturuyor. Çünkü, ekonomik krizin vuracağı ilk alan enerji.
Gül, "Kuzey Irak’a Almanı, Fransızı, Kanadalısı geliyor, biz neden ilişki kurmayalım" derken, asıl amaç, Kuzey Irak’taki petrol ve doğalgaz kaynaklarının Türkiye’ye de çekilmesi.
Gül’ün sözünü Başbakan Erdoğan tamamlıyor: "Kuzey Irak’la doğalgaz bağlantısı için çalışmalarımız var". Bu arada bir kaç ay önce yaşanan başka bir sıkıntıyı aktarıyor: "Anlaşmamız olduğu halde, bir ara Gürcistan’dan doğalgaz gelmedi, nedenini anlamadık."
Çankaya’da yemekte enerjinin, uzun süre sohbet konusu olması, siyasal polemikler ötesinde, hükümetin gerçek gündemini gösteriyor.
URAS’IN MÜDAHALESİ
Enerji sohbeti yemekte bu kadar uzun sürünce, ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras atılıyor:
"Bir de, siyasal enerjimizi nereye harcayacağız, onu konuşalım".
Uras’ın bu müdahalesi, "anayasal reformlar, somut demokratik adımlar" önerisi ile sohbet siyasete kayıyor. Uras, bu tür yemeklerin devamındaki yararı vurgularken, somut bir gündemle buluşmanın daha doğru olacağını belirtiyor.
Uras’ın siyaset önerisi Başbakan Erdoğan ile DTP eşbaşkanı Ahmet Türk arasında diyaloğun kapısını aralıyor. Ahmet Türk: "Parlamentoda barışa katkımız olursa, elimizden geleni yapmaya hazırız."
Türk’ün sık sık dile getirdiği genel bir söz. Somut değil, yeni değil. Türk ayrıca, bölgedeki su sorunundan yakınıyor.
Erdoğan, Türk’le diyaloğa burada giriyor, Güneydoğu’da su sıkıntısını gidermek için, yaptıklarını anlatıyor.
SADE SUYA TİRİT
AKP ve DTP kapatma davalarının hiç açılmadığı yemekte başka konular var. Bulgaristan’daki ceviz ağaçları, Çin’deki mermer üretimi gibi.
Neden dişe dokunmayan konular? Çok basit. Yemeğe katılan bazı liderlerin izlenimine göre, o kadar kişi içinde herkes ele alınması gereken ciddi bir sorunu dile getirmekten çekiniyor.
Bu çekingenlik Çankaya’daki yemeği protokol ötesine taşımıyor. Sade suya tirit hale getiriyor. İş olsun daveti.
Oysa, madem bir davet var, bunu süs olmaktan çıkarmak davet sahibine, yani Gül’e düşüyor.
Çalık kredisi Migros gibi
SABAH-ATV Grubu’nun Ahmet Çalık’a verilmesi, ihale sürecinden başlayarak kredinin kimlerden, hangi koşullarda karşılanmış olmasına kadar, AKP’nin vermesi gereken hesapların ilk sırasına oturuyor.
İhaleye sadece Çalık’ın katılması, orada CEO’nun Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın yer alması herkeste kuşku yaratmaya yetiyor.
Son olarak, uzun bir sürenin ardından Katar artı Vakıfbank artı Halkbank kredilerinden oluşan 1.1 milyar dolarlık kredi yeni sorulara yol açıyor. İki yerli bankadan sağlanan 375’er milyon dolarlık kredinin faizi ve vadesi ne?
Dün bunu araştırırken, ilk elden bir bilgi alıyorum:
"Migros’a sağlanan kredi koşulları gibi."
Migros’a verilen kredinin faizi ve vadesi ne? İlk elden bilgi:
"Vade en az beş yıldan başlıyor, on yıla kadar uzayabilir. Migros kredi alırken, dünyada ekonomik kriz yoktu, koşullar uygundu, faiz onun için düşük oldu. Tam rakamı açıklamak, anlaşmanın gizlilik kuralına aykırı. Bugün kriz var, eğer Migros’a verilen kredinin faizi kadar ise, gerçekten ilginç."
Türk basın tarihinde unutulmaz bir ihale, herhalde devamı da öyle.