Çakal Carlos’un avukatı istanbul’da

“MAHKEME salonunda mıyım, yoksa suikast toplantısında mı?”

Fransa’ya karşı Cezayir’i savunduğu için, kendi yurtdaşları, yani Fransızlar, onu hain ilan ediyor. Mahkemede linç tehditleri. O fütursuz:
“Mutlak diye bilinen güce meydan okurum, her koşulda ölümüne savunma, imkansız diye bir şey yoktur.”
Efsanevi avukat Jacques Verges bu sözleriyle, aldığı davalarda insanların başını döndüren, hukuk tarihine geçen savunmalar yapıyor.
Verges 28 Mayıs’ta bir konferans vermek üzere, ıstanbul’a geliyor.

DOSTLARI

83 yaşındaki Verges mesleğinde duyduğu heyecanı yaşamına taşıyor. Meslek aşkı, zaman zaman gerçek aşkla buluşuyor.
Tayland’da Fransız bir babayla Vietnam’lı bir anneden dünyaya geliyor. 17 yaşında, 1942’de eğitimini yarıda bırakarak, De Gaulle önderliğindeki Fransız direnişine katılıyor. 21 yaşında Fransız Komünist Partisi üyesi.
ıkinci Dünya Savaşı sonrasında hukuku bitiriyor, avukat oluyor. Bir oluyor, pir oluyor. Müthiş bir serüven, muhteşem bir savunma gücü.
Avukatlığı kısa sürede uluslararası üne kavuşuyor. O ün, dünyanın ünlüleriyle dostluk kapılarını açıyor. şu listeye bakın.
Mao, Bin Bella, Yaser Arafat, Miloseviç, Saddam Hüseyin, George Habaş, Pol Pot, Lumumba.

DİKTATÖRLER

Savunduğu isim ve örgütler ise dudak uçurtan türde.
En ünlü teröristlerden Çakal Carlos, Irak Dışişleri eski Bakanı Tarık Aziz, ünlü silahçı Enis Nakkaş, sosyalist filozof Roger Garaudy, “Lyon Kasabı” olarak anılan Nazi Klaus Barbie, Baader-Meinhoff ile Kızıl Ordu gibi terörist örgüt üyeleri ve Afrika’da yirmiyi aşkın diktatör.
Diktatörleri neden savunduğu sorusuna Verges soruyla karşılık veriyor:
“Kapitalist ülkeler Afrika’yı yıllardır sömürüyor, onların diktatör olmasında Afrika’yı sömürenlerin hiç mi suçu yok?”
Saddam’ı savunması söz konusu olduğunda, ona yine soruyorlar, “Üç yüz bin insanın ölümüne sebep olan Saddam’ı neden savunmak istiyorsunuz?”
Verges’in yanıtı hazır:
“Bu sayı beni şaşırttı, ben ambargodan dolayı Irak’ta beş yüz bin çocuğun öldüğünü biliyordum. Kaldı ki, bir köpekle bir kurt arasında tercihte bulunsam, kurtun avukatlığını alırım, hele de o kurt yaralı ise.”
Katılırsınız, katılmazsınız, ama Verges bu.

CEMİLE VE AŞK

Roman gibi bir yaşam.
Verges Cezayir’de. O Fransız, ama Cezayir’in Fransa’ya karşı yürüttüğü bağımsızlık savaşını destekliyor.
Direnişçiler arasında yirmi yaşında, güzel bir kız var, Cemile. Polis Cemile ile birlikte üç yüz kişiyi yakalıyor.
Avukat elbette Verges. Aşk kapıyı çalıyor. Verges, Cemile’ye, Cemile, Verges’e aşık.
Sanıklardan yüz kişi ve bu arada Cemile idamla yargılanıyor. Müthiş bir savunma, hiç kimseye idam cezası verilmiyor. Arap Dünyasının “direniş çiçeği” dediği Cemile, uzun süre sadece Verges’in çiçeği.
Cezayir bağımsızlığa kavuşuyor, Cemile özgür. Verges aşkı uğruna Müslüman oluyor, Cemile ile evleniyor. Birlikte Mao’yu ziyaret ediyorlar.
Ama, evet ama, çeşitli özel ve siyasal nedenlerle bir süre sonra Verges Cezayir’i ve Cemile’yi terkediyor, Fransa’ya dönüyor.

TANIDIK BİRİ  

Savunduğu kişiler arasında tanıdık bir isim var, Alaattin Çakıcı.
Savunma deyince, onun için akan sular duruyor. Filistin, ısrail, Fas, Suriye, Lübnan, Yunanistan , Mısır, Kamboçya’da pek çok kanun kaçağının avukatlığını üstleniyor.
Savunmalarını ve mahkeme maceralarını “Savunma Saldırıyor” isimli bir kitapta topluyor.
28 Mayıs’ta ıstanbul’da vereceği konferans bu başlığı taşıyor.
Verges’i davet eden Hukukçular Derneği, muhafazakar hukukçuların derneği.
Filmi çevrilecek bir yaşamın kahramanını merak ediyorum.
Yazarın Tüm Yazıları