"Aman başımıza yeni bir dert açmasın, uyarın onu."
Bu sözler devletin en üst katında. Pişmanlığın göstergesi. Onu oraya önerenlere çıkartılan fatura ile birlikte.
YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’danciddi bir rahatsızlık var. Herkes rahatsız ama, rahatsızlık şimdi AKP’de. Onu oraya getirenlerde.
Başkent kulislerinde parti kapatma ve türbanla birlikte, en çok konuşulan konulardan biri, YÖK Başkanı Özcan.
YÖK Başkanlığı için, AKP, atama yetkisini elinde bulunduran Abdullah Gül’e nezaket dahilinde öneriler sunuyor. Üniversitelerin güven duyacağı, saygın isimler. Gül’e iletilen iki isim, Prof. Dr. Üstün Ergüder (Boğaziçi Üniversitesi eski rektörü, şimdi Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi) ile Prof. Dr. Ural Akbulut (ODTÜ Rektörü). Aklı başında tercihler.
Ne yazık ki, Çankaya bu fırsatı kaçırıyor. Revaç bulan tercih Gül’e çok yakın bir bakan ile dış politika danışmanlarından geliyor. Ve Yusuf Ziya Özcan YÖK Başkanlığına atanıyor.
KENDİ DÜŞEN
Adam daha atanır atanmaz, kendini tutamıyor. İşe hızla dalıyor. Nereden? Türbandan.
Sonraki maceralarını sıralamak gereksiz. Ama, son bir olay, AKP’de ve devletin tepesinde bardağı taşırıyor.
Türbanla ilgili Anayasa değişikliği sonrasında, Yusuf Ziya üniversitelerle birbirine giriyor. Yine hızını alamıyor. Daha tartışma sürerken, üniversitelerde türbanın serbest bırakılmasını öngören bir genelge yayınlıyor. Genelge Danıştay’dan geri dönüyor.
Şimdi günün olayı.
Yusuf Ziya Danıştay’ın bu kararına itiraz etmek isterken... Yönetimin en tepesindeki isimler, makam sahibi, aklı başında AKP’liler Gül’ü uyarıyor:
"Aman sakın itiraz etmesin, itiraz Danıştay genel kuruluna gider, genel kurul da, genelgenin iptalini yerinde bulursa, o zaman karar kesinleşir, türbanda geri dönülmez bir noktaya gelinir."
Yusuf Ziya’nın verdiği rahatsızlık ortada. Gül’ün tercihini sorgulayan tutumla birlikte.
AKP’nin derdi başını zaten aşıyor. Bir YÖK Başkanı eksik, o da tamamlanıyor. Ne yapalım ki, kendi düşen ağlamaz.
Şimdi bir başka tehlike
EXPO 2015 için kim, kime oy veriyor? İzmir kimlerin oyu ile Expo 2015’i kaçırıyor, Milano kimlerin oyu ile kazanıyor?
Oylama gizli. Yine de, Paris kulisine uzanıyorum. Oylama öncesi ve sonrasında bin türlü işaret var.
İslamcı olduğu gerekçesiyle hakkında kapatılma davası açılan AKP’nin kucak açtığı İslam ülkeleri oylarını büyük çoğunlukla Milano’ya veriyor. İzmir’e veren çok az.
Neden? Çünkü, AKP dış politikası Expo 2012 için oyunu, Kazablanka (Fas) varken, Seul (Güney Kore) için kullanıyor. Müslüman ülkeleri kızdırıyor. İzmir aleyhine yürütülen kulis, İtalya’dan çok, Müslüman ülkelere ait.
İzmir-Milano oylaması ortaya birkaç gerçek çıkartıyor:
1- İslamcı AKP uyguladığı dış politika ile Müslüman ülkeleri bile kendi yanına çekemiyor. Dış politikası o ülkelerde bile tutmuyor.
2- Türkiye BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine aday. Oylama eylülde. Bu üyelik için üç yıldır çırpınıyor. Tayyip Erdoğan istisnasız tüm dış gezilerinde, gittiği her ülkeden Türkiye’nin geçici üyeliği için oy istiyor. Türkiye dışında, Avusturya ve İzlanda aday. Paris oylaması Güvenlik Konseyi geçici üyeliğini de tehlikeye atıyor. Eylül’deki oylama EXPO oylamasının izdüşümü gibi.
3- Abdullah Gül son bir gayretle, Paris’e gidiyor. Şimdi Cumhurbaşkanı, eski Dışişleri Bakanı. Yazık, hamlesi bir işe yaramıyor.