Bir de Albaylar Cuntası uymamıştı

Hak ve hukuk ve hukuk ve hak. Elhak AKP döneminde en çok duyduğumuz sözlerden biri “hukukun üstünlüğü”, devamında hukuk üzerine güzellemeler.
Yurtiçindeki hukuk uygulamalarını bir yana bırakıyorum, onun hali pür melali ortada. Avrupa’da ise hukuk denilince akla ilk gelen kurum Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM).�
Durum şu. AİHM’de açılan davalarda Türkiye’nin mahkûm olduğu dava sayısı 2.400.  Türkiye bu davaların 1.241’ini uygulamıyor. Yani, yarısının üstüne yatıyor. Örneğin, tazminata mahkûm olduğu halde ödemiyor. AİHM bir mahkeme, AKP mahkeme kararlarını uygulamıyor.

YAPTIRIMLAR

AİHM kararlarına uymamanın belli yaptırımları, sonuçları var.
1- En basiti, Avrupa Konseyi “Neden uygulamıyorsun” diye soruyor. Soru diplomatik nitelikte olsa bile, insanın canını yine de acıtıyor. Uygula baskısı artıyor.
2- AİHM kararlarını dışlamak devam ederse, Avrupa Konseyi’nde başkanlık sırası geldiğinde Türkiye pas geçiliyor ya da konseyin diğer birimlerinde Türk üyelere başkanlık verilmiyor. Türkiye yavaş yavaş dışlanıyor.
3- Türkiye’de herhangi bir toplantı, buluşma, sempozyum ve benzeri girişim iptal ediliyor.
4- Uygulamamakta hâlâ direnirse, sıra en feci yaptırıma geliyor. Avrupa Konseyi üyeliğinden ihraç ediliyor.
Yaptırımların tek bir anlamı var, “Sen hukuka uymuyorsun”.

YUNANİSTAN ÖRNEĞİ

En ağır yaptırımın, üyelikten ihracın örneği var.
1967-74 arasında Yunanistan’a hükmeden Albaylar Cuntası, AİHM kararlarına uymuyor, hukuku hiçe sayıyor. Yaptırımlar sırayla devreye giriyor, bakılıyor ki, cunta kılını kıpırdatmıyor, Albaylar Cuntası’nın Yunanistan’ı Avrupa Konseyi’nden ihraç ediliyor. Bu ülkede hukuk ve demokrasi yok kaydıyla.
Üyelikten ihraç sadece hukuk alanıyla sınırlı değil. Bunun ekonomik ayakları var. İş iyice tırmanırsa, Avrupa ekonomik ilişkileri de gözden geçirmeye başlıyor. Sonuçta, bedeli hayli pahalı.
Temel soru ise başka. Türkiye aleyhine neden bu kadar çok dava açılıyor ve Türkiye neden bu kadar çok mahkûm oluyor. Neden? Çünkü, Türkiye’de hukuksuzluk sınır tanımaz hale düşüyor.

Ekonomi tıkırında

TÜRKİYE şahlanmış, almış başını gidiyor. Bütün dünya Türkiye’ye gıptayla bakıyor. Herkes bizden hayranlıkla söz ediyor. Bu hayranlığın son ölçüsü geçen hafta kanıtlanıyor.
Geçen yıl Türkiye’de 35 olan dolar milyarderi sayısı bu yıl 44’e yükseliyor. Geçen yıl 35 kişi ya da kurumun toplam serveti 95 milyar dolar, bu yıl aynı servet toplamı 117.85 milyar dolara yükseliyor. Daha ne.
Buna karşılık, Türkiye’de her 100 aileden 17’sinin geliri 600 liradan az. Her 100 aileden 14’ünün geliri 601 lira ile 800 lira arasında. Yani, her 100 aileden 31’i yoksul.
Her 100 aileden 42’sinin geliri 801 ile 1200 lira arasında. Hepsini toplarsak, her 100 aileden 72’sinin geliri 1200 liranın altında.
Kimse itiraz etmesin, Türkiye uçuyor, ele güne parmak ısırtıyor.