Baykal’ın son seçimi!..

KUTUPLAŞMA kendini yavaş yavaş gösteriyor. Seçime birkaç gün kala, oylar ikili sisteme oturma eğiliminde. Sağda AKP, solda CHP. Ancak, yine de bu kadar basit değil. Özellikle, CHP açısından.

Eğer, Ankara'da oturuyor olsam, oyumu Murat Karayalçın'a kullanırım. Bence, Karayalçın ile CHP adayı Yılmaz Ateş'i eşit gösteren anketler yanılıyor!.. Benim elimde de, yayınlanmayan özel bir anket var. Buna göre, Karayalçın Ankara'da CHP'yi ikiye katlıyor. Ankara'da doğru olan Karayalçın'a oy vermek.

Eğer, İzmir'de oturuyor olsam, oyumu CHP adayı Ahmet Piriştina'ya kullanırım.

Eğer, Mersin'de oturuyor olsam, oyumu SHP adayı Fikri Sağlar'a kullanırım.

Eğer, Eskişehir'de oturuyor olsam, oyumu DSP adayı Yılmaz Büyükerşen'e kullanırım.

İstanbul'da oturuyorum. Büyükşehir'de oyumu CHP adayı Safa Sirmen'e kullanmayı düşünüyorum.

Bu genel bir tavır. Tipik, kutuplaşma örneği. Ama, il ve belediye meclis üyeliklerinde CHP'ye oy vermem!..

Nedeni var.

HİÇ YENİLENMEDİ

Sorun solda. Solun bütününde.

12 Eylül sonrasında, sağ kendini iki kez yeniliyor. İlk yenilik, Özal'la geliyor. Arada DYP'nin, Demirel ve Çiller'le çıkışı var. Ama o, eskinin devamı niteliğinde.

İlk yeniliğin üzerinden yirmi yıl geçiyor. Sağ kendini ikinci kez yeniliyor. Tayyip Erdoğan ile. Son yirmi yılda, sağ kendi içinden iki yeni lider çıkartıyor.

Buna karşılık, son yirmi yılda sol kendini yenileyemiyor. Bir dönüşüme imza atamıyor. Kendi içinden yeni bir lider de çıkartamıyor. Birkaç deneme yok değil. Erdal İnönü, Aydın Güven Gürkan, Murat Karayalçın, Hikmet Çetin, Altan Öymen, İsmail Cem. Ancak, hiç biri kalıcı olamıyor. Ecevit'ten sonra, solda yeni lider çıkmıyor.

BAYKAL HÜSRANI

Kendi genel başkanıyla yarışmak üzere, üç kez olağanüstü kurultaya giden Baykal, sonuçta CHP Genel Başkanlığına oturuyor. Seçim kaybediyor, gidiyor, sonra yine geliyor!..

Ama, hep kişisel çatışma, hep parti içi kavga, hep yeniliğe karşı çıkma. Türkiye öyle bir noktaya geliyor ki, bugün Baykal AB'yi savunsa, kötü!.. AB'ye karşı çıksa, kötü!.. Gecekonduyu savunsa, kötü!.. Gecekonduya karşı çıksa kötü!.. Su içse, kötü!.. Su içmese, kötü!.. Halk, artık Baykal'ı reddediyor!..

Hatta, CHP adaylarının önemli çoğunluğu Baykal'a karşı!..

Buna rağmen, önümüzdeki pazar günü, ciddi bir kutuplaşma var. Sağ AKP'de, sol CHP'de. Sol CHP'de, çünkü sağa oy vermeyecek seçmen, başka çıkar yol görmüyor. Baykal'a rağmen, sol seçmen CHP'ye kayıyor.

1977'den bu yana tek bir seçimi kazanamayan bu CHP ile nereye?.. 1983, 87, 91, 95, 99, ve 2002 seçimleri!.. Bu hüsran daha ne kadar?..

Ancak, bu kez, Genel Başkan olarak Baykal'ın son seçimi gibi!..

Erbakan'ın DEHAP'tan ricası

GEÇEN hafta Diyarbakır... Miting alanı bomboş. Oysa, sabahtan beri davullar çalıyor ki, Kıbrıs Fatihi, Büyük Sanayi Hamlesi Lideri Erbakan Hocamız Diyarbakır'da. Saadet Partisi adına mitinge katılıyor.

Mitinge çeyrek var, alan hala boş. Saadet'çiler ve Erbakan panikte. Oysa, Diyarbakır'da Refah Partisi (Saadet'in anası) bir zamanlar belediye başkanlığı kazanıyor. Koca Erbakan Hocamız bu boş alana çıkacak değil ya!..

Saadet'çiler DEHAP'a haber gönderiyor. Onlardan yardım istiyor, ''bize, ''mitinge katılmak için, ödünç vatandaş gönderin!..'' Hoca kalkmış gelmiş Diyarbakır'a, ev sahipliğine aksi yakışır mı?.. DEHAP ricayı kırmıyor ve Erbakan'ın mitingine kendi arkadaşlarını gönderiyor. Alan biraz doluyor.

Hocamız ''şu muhteşem kalabalığa konuşmaktan'' memnun!..
Yazarın Tüm Yazıları