Tayyip Erdoğan, zaman zaman Deniz Baykal'a kızıyormuş gibi yapıyor!.. Eleştiriyormuş gibi yapıyor!.. Rakibi olarak görüyormuş yapıyor!.. Bunlar AKP'nin eğlencesi!..
Zaman zaman sesini yükselterek konuşmak. Polemik yapmak. Çatmak. Sıkı eleştirmek. Suçlamak. Arkadan dolaşıp iki puan almaya çalışmak. Siyasette, olmazsa olmaz, kuralı. Siyasette bunların hepsi var. Her zaman ve bugün de olduğu gibi.
Bugün sahnede iki aktör var. Erdoğan ve Baykal. İktidar ve muhalefet olarak, birbirlerine zaman zaman çatıyorlar. Bu da, normal.
TOZ KONDURMUYOR
Ancak, normal olmayan bir durum var.
Erdoğan'la son bir ayda iki yurt dışı geziye katılıyorum. Biri Cidde, diğeri Güney Kore gezisi. Her iki gezide edindiğim bir izlenim, çok düşündürücü. AKP'lilerin hepsi ve hep bir ağızdan ve ortaklaşa aynı yargıyı dile getiriyor:
‘‘Allah Baykal'ı başımızdan eksik etmesin!.. Allah, Baykal'ın yokluğunu bize göstermesin!.. Aman, Baykal yerinde kalsın!.. Aman, Baykal'a bir şey olmasın!..’’
Baykal'a gözleri gibi bakıyor AKP'liler. Toz kondurmuyorlar. Neden?.. Yanıtı onlar veriyor:
‘‘Baykal sadece kavga ediyor. Sadece bağırıp çağırıyor. Her şeye karşı çıkıyor, ama karşı çıktığı konularda hiçbir zaman çözüm getirmiyor. Oysa, halk bu üsluptan çoktan bıkmış, Baykal'ın haberi yok. Bu da, bizim işimizi kolaylaştırıyor.’’
Son genel seçimde, diğer partilerin tasfiyelerinin altında yatan nedenlerden biri de, bu değil mi?..
İSMAİL CEM'İN TEPKİSİ
90'ların başı. CHP'de (o zaman henüz SHP), bir kurultay öncesinde, İsmail Cem'in partisinin bu politikalarına karşı tepkisi var. Cem:
‘‘Her yapılana istemezük diye karşı çıkmak, arkasından Anayasa Mahkemesi'ne gitmek, ne politika olabilir, ne de muhalefet stratejisi. Halkta sadece bıkkınlık yaratır.’’
Doğru bir gözlem. Cem'in bu sözleri o zaman kurultayda çok taraftar topluyor. Aradan on yılı aşkın süre geçiyor. Ancak, CHP hálá aynı yerde!..
AKP, CHP'yi iyi izliyor. CHP içinde olup bitenleri iyi biliyor. Acaba, CHP de AKP'de ne olup bittiğini aynı ölçüde biliyor mu?.. Bunun uzantısı olmak üzere, AKP'lilerin bir sözü var:
‘‘CHP'de ister teşkilatında, ister milletvekilleri arasında sıkıntı duyanların sayısı hızla artıyor. Günün birinde Baykal genel başkanlıktan giderse, bu CHP içindeki muhaliflerin değil, Baykal'cıların eliyle olur!..’’
Baykal'ın tasfiyesi!.. Buna en çok AKP üzülecek!..
THY rekor kırıyor
ÜÇ saat. Dört saat. Beş saat. Bunlar THY'nin rötar süreleri.
Ama, rekor geçen pazar günü Lyon-İstanbul arasında ek seferde yaşanıyor. Tam sekizbuçuk saat!.. Öğlen 12'de Lyon'dan kalkması gereken THY uçağı, akşam saat 20.30'da kalkıyor. Aynı günde normal sefer ise, tam 4.5 saat rötarlı.
THY'de yönetimin değişmesiyle birlikte, THY seferlerinde çuvallamalar birbirini izliyor. Son birkaç ay içinde, vaktinde kalkan uçak için nazar boncuğu takmak gerek.
Geçen hafta Ankara'ya giderken, bizim uçak iki saat rötarla kalkıyor. Bizden önceki uçağın rötarı ise, üçbuçuk saat. Üstelik, doğru dürüst bir anons, açıklama da hak getire!.. Uçağın ne zaman kalkacağı meçhul!.. Yurt içi ve yurt dışı sefer, hiç farketmiyor.
Oturmuş, yolunda giden, sorunları bilen ve çözen bir yönetim gidiyor, AKP yerine yeni bir THY yönetimi getiriyor. İyi ki getiriyor, yoksa insanları daha başka perişan etmek mümkün mü?..