AKP yemin metninde başkanlık

“Başkan” denilen Meclis Başkanı değil, “Başkanlık Sisteminin Başkanı”. O sistemde “Başkan” varsa, bir de “Başkan Yardımcısı” var. O sistemde hem Başkan, hem Başkan Yardımcısı yemin ediyor.

Milletvekilleri zaten her yerde yemin ediyor, orada yeni bir şey yok. Ama, yine Başkanlık Sisteminde Meclis dışından atanabilecekleri için “Bakanlar” da yemin
ediyor. Bu metni Anayasa Uzlaşma Komisyonuna AKP öneriyor.

Hiç tartışmaya yer bırakmayacak biçimde, AKP Başkanlık Sistemi üzerinden yeni bir Anayasa hazırlamaya çalışıyor.

DÜŞÜLEN NOT

Anayasa Uzlaşma Komisyonu üç gün önce ve önceki gün “milletvekili yemin metnini” ele alıyor. Bu konuda BDP’nin önerisi yok. AKP dışında, CHP ve
MHP’nin önerileri var.

AKP temsilcilerinin Anayasa Uzlaşma Komisyonuna getirdiği bu metne CHP Konya milletvekili Atilla Kart itiraz ediyor:

“Bu yemin Başkanlık Sistemine göre tasarlanmış bir metindir. Onun için bu metni görüşmeye açamayız”.

Kart’ın itirazına MHP ve BDP üyeleri de katılıyor, uzlaşma sağlanamadan, “milletvekili yemini” maddesi geçiliyor. Komisyonda yeni alınan karar gereği, görüş birliği sağlanamayan maddelere not düşülüyor. Yemin maddesine düşülen not şöyle: “Burada hazırlanmakta olan Anayasa taslağı parlamenter sistemi temel almaktadır. Oysa, AKP önerisi Başkanlık Sistemine ilişkindir, o nedenle müzakere edilmemiştir. AKP önerisinin gerekçesini açıklamıştır”.

Gerekçesini açıklamıştır, deniyor ancak, AKP komisyona gerekçe sunmuyor. Sunmasına zaten gerek yok. Metin çok açık, hedef Başkanlık Sistemi.

Oysa, geçen hafta Meclis Başkanı Cemil Çiçek başkanlığında toplanan Uzlaşma Komisyonu, AKP dahil, CHP, MHP ve BDP üyelerinin katılımıyla  “parlamenter sisteme uygun bir anayasa taslağı hazırlamak” görüşünde birleşiyor. AKP bu uzlaşmayı ihlal ediyor.

MHP VE KUTSAL KİTAP

MHP’nin yemin metni şöyle başlıyor: “TBBM üyeleri göreve başlarken inandıkları kutsal kitap huzurunda yemin ederler”.

MPP bu metinle AKP seçmenine göz kırpıyor. Ardından yemin metni geliyor. Orada ilginç bir şey yok.

CHP’nin yemin metni daha geniş kapsamlı: “... demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine, Atatürk devrimlerine bağlı kalacağıma, milletvekili sıfatından kaynaklanan konum ve yetkilerimi kişisel çıkar ve yarar sağlamak amacıyla kullanmayacağıma...”

Laiklik, Cumhuriyet ve Atatürk devrimleri vurgusu AKP ve MHP metninde yok.

Bu önemli ayrıntılar dışında, AKP’nin temel vurgusu, Başkanlık. Diğer partiler buna yanaşmıyor, nasıl uzlaşma sağlanacağı askıda.

Herkese ayar vermek

Öğretmenlerden mi şikayetçisiniz, hemen Alo bilmem ne hattını arayın, çocuğunuzun öğretmenini şikayet edin. Hatta, öğrencisi bile öğretmenini şikayet edebiliyor.

Doktorlardan, genel olarak sağlık personelinden mi şikayetçisiniz, arayın Alo bilmem ne hattını, doktorun, hemşirenin hakkından gelin.

Başka şikayet hatları da var. Onları arayarak, o meslek gurubunu şikayet edebilirsiniz. Şimdi son olarak Alo 134 hattı ile taksi şoförleri şikayet edile-bilecek.
Ama, bunların hepsi aziz milletimizin saadet ve refahı için.

Böyle kutsal (!) bir amacın arkasına gizlenerek, bir toplumu şikayet korkusu üzerinden adım adım hizaya getirmek gibi, otoriter anlayışın pratiğidir bu.

Herkes kutluyor

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Bayramı. Dün bakıyorum, pek çok sivil toplum kuruluşu, siyasal partiler, çeşitli sözcüler bizim bayramımızı kutluyor. Onlara teşekkür borçluyuz.

Hepsi basın özgürlü-ğü ile demokrasi arasındaki bağa dikkat çekiyor. Ona da, teşekkür. Ancak, halen tutuklu 70 gazeteci var. Bayramımızı kutlayan sözcülerin ve kurumların yine pek çoğu tutuklu meslektaş-larımızdan söz etmiyor.

Yine de, sağ olsunlar.