‘Aile vergisi’ne öfke

Dün sabah elimde gazetelerle ilçenin kahvelerinden birine giriyorum. Kahvede TV açık, insanlar TV’nin başında dikkatle haberleri izliyor. Herkesle selamlaşıp ben de izlemeye başlıyorum.

TV’lerdeki haberlerden biri de, mali konuların uzmanı Prof. Şükrü Kızılot’un dünkü Hürriyet’teki manşeti, “aile vergisi” haberi. Maliye Bakanlığı’nın eşe, çocuğa, anneye, babaya, kardeşe, sevgiliye verilen her türlü paradan ve gayrimenkulden yüzde 35’e varan oranlarda gelir vergisi kesmek için hazırladığı tasarı.

Kahvedeki insanların bir bölümü haberi TV’den duyuyor, bir bölümü gazetede okumuş.

ÜÇ ÇOCUK KERAMETİ

Not aldığım tepkiler şöyle:

- Yuh be, bu da nereden çıktı!?

- Aaa, şimdi ben karıma mutfak masrafı için para verince, o bundan vergi mi ödeyecek!?

- Dünyada bunun benzeri bir uygulama var mı!?

- Vallahi, şaka gibi.

- Bunlar bizimle dalga geçiyorlar.

- Çok mu parasız kalmışlar, elimizde, avucumuzda ne varsa, alacaklar.

- Ben şimdi çocuğuma para verince, o bunun vergisini mi verecek!?

- Bu işte bir yanlış var, doğru olamaz.

Herkesin yüzü asılıyor, o sırada çok başka bir olayla bağlantı kuran değişik bir tepki daha geliyor:

“Başbakan herkesin neden üç çocuk sahibi olmasını istiyor, şimdi ortaya çıktı. Yap üç çocuk, Tayyip Bey daha çok vergi alsın.”

Kahvede “aile vergisi” üzerine başlayan öfke bir süre devam ediyor. Konu, AKP iktidarına dönük genel eleştirilere uzanıyor.

Belirtmek isterim, bu ilçenin belediye başkanı AKP’li. Halk genel seçimde yine çoğunlukla AKP lehine oy kullanmış.

ON BİR MİLYON AİLE

Aktardığım sahne geneli anlatmaya yetmeyebilir. Yine de, Anadolu’dan bir kesit. Kaldı ki, böyle bir verginin bütün Türkiye’yi derinden etkileyeceği çok açık.

Son verilere göre, Türkiye’de aile sayısı on bir milyon iki yüz bin dolayında. Ailelerin yüzde 66’sı bir ile beş nüfuslu, yüzde 28’i altı ile on, yüzde 6’sı da on nüfusun üstünde.

Böyle bir verginin kapsama alanı bu rakamlarla kendiliğinden ortaya çıkıyor.

AKP iktidarını geçen zaman içinde en çok sarsan olaylardan biri kürtaja getirilmek istenen yasak. AKP daha sonra kürtaj yasağından vazgeçiyor, o yasağın özellikle kadın seçmenlerde ciddi oranda oy kaybına yol açtığını görüyor.

Aile vergisi de, kürtaj yasağına benziyor. Israr ederse, AKP bu nedenle oy kaybetmeye aday görünüyor.

Cumhuriyet’teki arkadaşa

ÇAĞDAŞ Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Maliye tarafından vergiye tabi tutulmak isteniyor, çelenk bağışlarından vergi alınmak isteniyor. ÇYDD de, Maliye’yi mahkemeye veriyor.

Ayıptır söylemesi, bu konuda ilk yazıyı, deyim yerindeyse, ilk haberi ben yazıyorum. Bir hafta arayla iki yazı, bu sütunda. İkinci yazı geçen cumartesi gününe rastlıyor.

Dün Cumhuriyet’in manşetinde aynı haber. Gayet iyi. Gayet yerinde. ÇYDD Başkanı Prof. Aysel Çelikel’in görüşüyle.

Yine de, itiraz ettiğim bir nokta var. Kişisel olarak hiç umursamam, bütün gazetecilerin başına da gelmiştir, ama meslek ilkesi olarak umursarım. O haberi yazan arkadaşımın meslek ilkesine saygı gereği o iki yazıya göndermede bulunması hoş olurdu. ÇYDD olayını o yazılardan öğrendiğini biliyorum.

Günümüzde bunlar çoktan unutuluyor. Mesleğimiz işte bundan şundan, doğrudan ya da dolaylı yara alıyor.