Paylaş
O sahne belleklerde. Bir süre önce HÖH kongresinde, yılların lideri Ahmet Doğan’a (benimle sadece soyadı benzerliği) suikast girişimi var, tabanca ateş almıyor.
Kongrede Ahmet Doğan’ın farklı analizler içeren konuşmasında gözlerden kaçan bir nokta var. Girişi şöyle:
“Kafan o denli karışıyor ki, neler olduğunu bile izah edemiyorsun kendine.”
YÖNETİME TAŞ
Ahmet Doğan bu cümlesinden sonra Bulgar yönetimine taş atıyor:
“Ülkenin siyasi zümresinin nelere izin verdiğini algıladığın zaman, rasyonel izahat aramak yerine daha çok şaşırıyorsun. Çünkü neler olduğunu yavaş yavaş anlamaya başlıyorsun.”
Neler oluyor? Oraya adım adım yaklaşıyor:
“İşini elinden alabilirler, ancak sen kendini müteşekkir hissetmelisin. İflasını sağlayabilirler, ancak sen susmak ve korkmak zorundasın. Çünkü ardından çok daha kötüsü de gelebilir.”
Demek, bir şeyle oluyor ve Doğan bunun farkında.
KURTARICIMIZ
Siyasi sözlerini edebi nitelemelerle süslüyor:
“Basını kullanarak sana öyle bir komplo hazırlayabilirler ki, aynaya bakarak kendini tanıyamazsın.”
Sonrasında doğrudan Bulgar yönetimini hedef alıyor, ardından en ilginç açıklama geliyor:
“Kahramanımız-kurtarıcımız kendini güvenli hissetmiyor, ikinci bir sigorta yapmak istiyor ve bundan dolayı dostane bir şekilde Ankara’daki Türk meslektaşına hitap ederek elinden gelen her şeyle kendisine yardımcı olmasını istemeye karar veriyor. Ve tabii Ankara’daki meslektaşı olumlu cevap veriyor.”
BİLMECEYİ ÇÖZELİM
Bilmece gibi sözcükler. Tek tek çözelim. Kurtarıcımız-kahramanımız, muhtemelen Bulgar Başbakanı.
İkinci bir sigorta, Bulgar Başbakanı HÖH’den memnun değil, yerine yeni bir Türk partisi kurulmasını istiyor.
Kendisine yardımcı olacak Ankara’daki meslektaşı, muhtemelen Tayyip Erdoğan ya da Ahmet Davutoğlu.
Ankara’daki meslektaşı olumlu cevap veriyor, Bulgar Başbakanı’nın isteği doğrultusunda, HÖH yerine yeni bir Türk partisi kurulmasını Ankara kabul ediyor.
Demek ki, Ankara ile HÖH ilişkileri gergin, nedeni bu konuşmada yok. Ahmet Doğan, “Daha kötüsü olabilir, susmak zorundasın” diyor. HÖH uzun yıllardır Bulgaristan’daki Türklerin sigortası. Şimdi ikinci bir sigorta var.
Libya, Suriye, Mısır, Filistin her yere hâkimiz. Yanı başımızda soydaşlara mı hâkim olamayacağız? Ahmet Doğan Ankara ile ters düşüyor. Uyarılıyor, dinlemiyor, dinlemezse olacağı bu. Türkiye’deki pek çok kişi ve kurum gibi, Ahmet Doğan da bunu öğrenmiş oluyor.
Paris'ten Cilvegözü'ne
ÖCALAN ile görüşmeler başlıyor, toplumda barış umudu yükseliyor, gümm!...
Paris'te üç PKK'lı kadın öldürülüyor.
Peki, ne oldu sonradan, hiç ses seda yok, unuttuk yine her zamanki gibi.
Suriye ile sessizlik.
Orada muhalifler savaşıyor, savaşa bizi çeklemeye çalıştıkları ortada, zaten biz de baştan beri tutuyoruz kendimizi.O sessizlik sürerken gümm!...
Cilvegöz kapısında patlama, ölü sayısı bu sefer çok.
Garip tesadüfler bizi buluyor. Faili meçhul cinayetlere faili meçhul patlamalar ekleniyor.
Ama, bunu da üç-beş günde unuturuz, olur biter.
Paylaş